Yeni Akit Gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, çok değil 5-6 ay önce ''Haram para gırtlağınızda düğümlenir'' diyerek hükümeti yolsuzluklara karşı uyardığı yazısının, bugün 'iftiralara varan bir şekilde' tam tersini yazdı.
Yeni Akit Gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak bugün okuyucularının karşısına çok ilginç bir yazıyla çıktı. ''Cemaat yanlış yapıyor!'' başlıklı yazıda akla hayale gelmedik komplo teorilerini bir anda hizmet hareketinin üzerine boca eden Dilipak, yazının her paragrafında, yürütülen yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla ilgili hem dış güçleri, hem de cemaati ilişkilendiren garip bir yazı yazdı. Oysa ki aynı Dilipak, bundan aylar önce ardarda 2 yazı yazarak rüşvet ve yolsuzlukla mücadele konusunda ''Bazı belediyeler ve bakanlıklarda rüşvet konusu şuyu bulmaya başladı'' diyerek hükümeti uyarmıştı. İşte Dilipak'ın 15 ve 16 Temmuz tarihlerinde, 2 gün ardarda yazdığı o yazılarından ilgili bölümler...
BİRİLERİ AYAKLARINI DENK ALSIN BAŞLIKLI YAZISINDAN ÇARPICI BÖLÜMLER
...
Üç kuruşluk menfaat ve uçkur sevdasına iktidarınızdan olmayın.. Kendinize de, ülkenize de yazık edersiniz.. Dünyanızı ve ahiretinizi berbat etmeyin!
Birileri burnundan soluyor, kıskanıyor, kin besliyor.. Erdoğan’ı bir türlü içlerine sindiremediler, AK Parti’yi de.. Dışarıdan, içeriden bir sürü destekçileri de var.. Bazı işler güzel gidiyor, o yüzden kıskanıyorlar.. Ama en zayıf yanımız kadın, para ve koltuk merakı!
Hepsi değil elbette ama bunu yapanlar hem kötü örnek oluyorlar, hem de sebeb oldukları söylenti bütüne zarar veriyor..
Bazı belediyeler ve bakanlıklarda rüşvet konusu şuyu bulmaya başladı.. Olmuyor. Bu iş böyle gitmeyecek.. Bazı şeylerin şuyuu vukuundan beterdir..
Yarın bu yedikleri haltlar ortaya çıkar, hem kendileri, hem partileri, hem de Türkiye bu işten zarar görür. Bunları kimse bilmiyor sanmayın.. Bize hesap soramazlar diye düşünmeyin.. Bir Molla Kasım çıkar, hesap sorar.. Ya da bakarsınız MOSSAD, MUHABERAT sureti haktan gözüküp bir şekilde servis eder bu bilgileri. İnternet üzerinden yayınlarlar ya da!
Hesaba çekilmeden keşke herkes kendini bir hesaba çekse.. Erdoğan partisini, kabinesini, belediyelerini uyarsa..
Bir de kadın meselesi var.. Kadın konusu, siyasette de, bürokraside de, iş dünyasında da büyük iş yapıyor..
Haram para gırtlağınızda düğümlenir.. Kustururlar adamı. Bu iş oda, vakıf, dernek, her yerde olabilir. Ama iktidarsanız eğer, bal olan yere karıncalar üşüşür..
Keşke, para, kadın ve koltuk ihtirası olanlardan uzak tutabilseniz insanları.. Milletvekili yaparken, belediye başkanı yaparken, yönetici olarak atarken bu kriterlere öncelik verebilseniz...
Sayıştay güçlendirilmeli bana kalırsa, kamu denetçiliği, teftiş, yargı denetimi, tüketici üzerinden sivil denetim.. Mali suçlar konusunda uzman istihbarat grubları oluşturulmalı. İstihbaratçıyı iki kez denetlemek gerek..
Temiz hedeflere temiz yollardan gidilir
Benden söylemesi.. Aday belirlemek için şimdiden kolları sıvamamız gerekiyor ve bu süreç içinde herkesin kendi içinde ciddi bir arınmaya ihtiyacı var.
***
MÜTREFİN BAŞLIKLI YAZISINDAN ÇARPICI BÖLÜMLER
...
Unutmayın, Allah (cc) bizleri mallarımız, canlarımız ve sevdiklerimizle, kimi zaman artırarak kimi zaman eksilterek imtihan edecektir.. Eğer Allah’ın ipini bırakırsanız, O da sizin ipinizi bırakır.. O zaman o servetiniz sizin için “dua ile istenen bela”ya dönüşür! Gelin işi ehline verelim. İhaleyi hakeden alsın. Hemşehricilik, din, mezhep, tarikat milliyetçiliği yapmayalım! Partizanlık yapmayalım!
Kavimlerin helakI ile ilgili ilahi işaretlere bakarsanız, görürsünüz ki, (İsra 16) da belirtildiği üzere, Allah (cc) bir ülkeyi helak etmek istediğinde onun servet ve iktidar sahiplerine içlerindekini dışa vuracak bir imkan ve vesile hazırlar. Onlara ilahi emre uymayı emreder. Onlar da o kapıdan geçip fıska saparlar. Böylece o ülke helakı hakeder ve Allah o ülke ve halkını darmadağın eder.. O zaman bizim şöyle dememiz gerekir: “İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helak eder misin Allahım.”
Bunlar kimler derseniz, bunlar harama el uzatanlar, hile yapanlar, rüşvetle helala haram katanlar, ihaleye fesat karıştıranlardır.. Bizim geleneğimizde, kamu malı “yetim malı” sayılmıştır. Kur’an-ı Kerim “vay o namaz kılanlara ki, onlar yetimin hakkını yerler” diye bir kısım insanları azarlar..
Bu iktidar döneminde zengin olan birtakım insanlar, sahip oldukları, kazandıkları paraları nasıl kazandılar ve nerede harcıyorlar bakmak gerek.. Bunlar kazandıkları paraları, kendilerine haklı ya da haksız şekilde kazandıranlardan daha çok seviyor olabilirler ve yarın servetlerini korumak için kendine bu imkanı sağlayanların aleyhine, başkaları ile işbirliği yapabilirler.
Mukaddeslerine ihanet edenler kime ihanet etmez ki! Polisin, şunun bunun telefonlarımızı dinlemesinden korkuyor, ama Allah’ın kiramen katibin melekleri ile bizleri izlediklerini pek hesaba katmıyoruz sanki!
Taksim/Gezi olayından sonra bizim zenginlerin haline bakıyorum? Sahi bunlar neye, kime sponsor oluyorlar. Kazandıkları paraları nerede harcıyorlar.. Çocukları eşleri nerede ne iş yapıyorlar.. Oysa bu iktidara ulaşmak için insanlar ne dualar ettiler, ne gözyaşları döktü, ne çilelere katlandılar.. Eğer birileri bu manevi mirasa ihanet ederse, Allah onlardan bunun hesabını sorar. Şimdi kendilerine fırsat verilmiş olması da hayırlarına değildir aslında. Ahiret yurdunun servetini dünyada tüketmektedirler.. Hangi Müslümanın hangi derdine derman oldunuz, hangi medeniyet probleminin çözümü için çaba gösterdiniz? Hani mallarımız, canlarımız, sevdiklerimiz Allah yolunda feda olacaktı! Yüksek duvarlarla çevrili konsept evlere çekildiler, camilerini bile değiştirdiler artık bir kısmı.. Yeni dostlar edindiler.
Korkarım bunlar, AK Parti iktidarı döneminde zengin olan kimileri, yarın mamaları kesildiğinde hemen saf değiştirirler.. Hep daha fazlasını isteyeceklerdir.. Seciyesi bozuk insanlara makam ve servet verirseniz, onu size karşı kullanır.. Onun için “zalimlere yardım etmeyin, ateş size de dokunur” denmiştir.. Bunlar hem başkalarına, hem kendi nefislerine zulmetmektedirler..
İnsanların servetlerini nasıl kazanıp, nerede harcadıklarına bakmak gerek.. Birilerinin para peşinde hangi vadilere sürüklendiğini, zaafları uğruna nerelere savrulduğunu görmek gerek..
Sermaye bu süreçte iyi sınav vermedi. Çocuklarını pahalı okullara göndererek, lüks semtlerde oturarak geleceklerini garanti altına aldıklarını sanıyorlarsa yanılıyorlar.. Sanki biz media olarak iyi bir sınav mı verdik, ya da STK’lar ya da kanaat önderleri.. İtiraf edelim savrulduk!
Biz alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmetiyiz. Yeryüzünün bütün açları ümmetin yetimidir.. Biz talep ya da şikayet makamında değiliz, çözüm makamındayız. Ama bu iş böyle gitmez. Topyekûn bir toparlanmaya ihtiyacımız var. “İnni küntü minezaalimin” diye başlayın işe isterseniz, Biz kendi hakkımızdaki hükmü değiştirmeyecek olursak, Allah bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecektir. Selâm ve dua ile..