AB zirvesi öncesinde 'son dakika çözümü' aranıyor.
Türkiye ile müzakerelerin geleceğini belirleyecek olan Avrupa Birliği zirvesi için geri sayım sürüyor. Taraflar bir yandan demeçlerle tutumunu ortaya koyuyor, bir yandan da 'son dakika çözümü' için çabalarını sürdürüyor.
AB'nin, "6 Kasım'a kadar limanları Rumlara açın." şantajına tepki gösteren Başbakan Tayyip Erdoğan, "Tarih koymak suretiyle Türkiye'yi köşeye sıkıştırma politikaları bizim anladığımız bir dil değildir. Biz yapacaklarımızı yaptık, bundan sonra onlar görevlerini yapsın." dedi. Türkiye'den üst düzey bir diplomatik heyet ek protokol çerçevesinde soruna çözüm bulmak için AB dönem başkanı Finlandiya'da temaslarda bulunuyor. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül de, Finlandiyalı mevkidaşı Erkki Tuomioja ile 27-28 Kasım tarihlerinde bir araya gelecek. Ankara'ya göre görüşme 'kilit önem' taşıyor ve sorunun çözümüne yardımcı olabilir. Gül, 7-8 Aralık tarihlerinde de Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni ile Atina'da buluşacak. Türkiye, KKTC'ye yönelik izolasyonların kaldırılmaması durumunda limanları açmamakta kararlı. TCK'nın 301. maddesinde değişiklik yapılarak, "reformlar sürüyor" mesajı vermeye hazırlanan Ankara, AB'nin "Türkiye ile müzakereler tümüyle askıya alınır" yönünde karar almasına ihtimal vermiyor.
Ankara, 'ek protokol' çerçevesinde yaşanan sorunda faturanın kendisine kesilmemesi için girişimlerini son dakikaya kadar sürdürecek. Önceki gün Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir heyet, dönem başkanı Finlandiya'nın başkenti Helsinki'ye gitti. Finlandiyalı temsilcilerle yapılan görüşmelerde, dönem başkanlığının birkaç ay önce ortaya attığı öneriler ele alınıyor. Türk tarafı, 'Sorunun çözümü için bir gelişme olmazsa limanların açılmasını hiçbir biçimde beklemeyin' mesajını net biçimde ortaya koyuyor. Helsinki'deki görüşmelerde, Türkiye'nin Kıbrıs konusuna en hakim isimleri masada yer alıyor. Bu durum, konunun bütün boyutlarıyla ele alındığının bir işareti olarak görülüyor. Türk tarafı, "Kapsamlı çözümün unsurlarını buraya sokmayın. Konuyu teknik mecradan siyasi boyuta taşımayın ve bir son tarih verilmesi kabul edilemez." görüşünü aktarıyor. Bu hususlar, Brüksel'e de iletiliyor. Başbakan Erdoğan da dün AB'ye yönelik çıkışını sürdürdü. İstanbul'da katıldığı bir toplantıda sorular üzerine Erdoğan, "Tarih koymak suretiyle Türkiye'yi köşeye sıkıştırma politikaları bizim anladığımız bir dil değildir. Biz o dilden anlamayız. Biz yapacaklarımızı yaptık, bundan sonra yapması gerekenler görevlerini yapsın." dedi.
Ankara'daki gözlemciler, Türk yetkililerin açıklamalarında iç politik tartışmaların izlerinin olduğunu belirtmekle birlikte, Türkiye'nin tutumunun da net biçimde ortaya konulduğunu anlatıyor. Brüksel ile yapılan temaslarda, "Biz de kazan kazan anlayışındayız. Kim ister müzakerelerin durmasını..." denilmeli.
Bu sözlerden, Türkiye'nin çözüm için çabalarının süreceği de anlaşılıyor. Gül, 27-28 Kasım tarihlerinde Finlandiya'ya gidiyor. Abdullah Gül, Euromed Dışişleri Bakanları Toplantısı'na katılacak. Toplantıların hemen öncesinde de Finlandiya Dışişleri Bakanı Erkki Tuomioja ile bir araya gelerek "Kıbrıs"ı konuşacak. Helsinki'de, iki ülke diplomatlarının süren görüşmelerinde ortaya çıkan sonuç, Gül-Tuomioja buluşmasında ele alınacak. Bir yetkili, "Görüşme kilit önem taşıyor. Bu görüşmelerden sorunun çözümü için bir sonuç alınabilir." yorumunda bulundu. Ankara'ya göre, Finlandiya'nın, 'Kıbrıs'ta kapsamlı çözüm' iddiasından vazgeçmesi, Gümrük Birliği çerçevesinde yaşanan sorunun aşılmasını da kolaylaştırabilir.
Gül-Tuomioja görüşmesinde bir ilerleme sağlanırsa, Letonya'nın başkenti Riga'da yapılacak NATO zirvesinde Erdoğan ve Gül'ün muhatapları ile Kıbrıs konusunda görüşmelerde bulunabileceği belirtiliyor. Türkiye'nin hem dönem başkanı Finlandiya hem de Brüksel ile yaptığı temaslarda, sorunun çözümü için ümit ışığı tümüyle ortadan kalkmazsa, Gül'ün 7-8 Aralık tarihlerinde yapacağı Atina ziyareti daha da önem kazanacak. Uzun bir süredir gerçekleşmesi beklenen ziyaret, bir anda 'Kıbrıs buluşması'na dönüşebilir. Atina'nın, 'Ankara'nın, AB kulvarının dışında kalmasını istemiyoruz' biçimindeki tutumu 7-8 Aralık buluşmasında sorunun çözümüne yardımcı olabilir.
Ankara'da, sorun tamamen çözülmese de müzakerelerin tümüyle askıya alınması kararının çıkacağına inananların sayısı fazla değil. Dünyanın içinde bulunduğu sorunlar, Türkiye'nin komşularındaki gelişmeler ve Doğu-Batı gerilimini dikkate alan Ankara'daki gözlemciler, rahatlıkta, "Böyle bir ortamda AB, Türkiye'ye sırtını tamamen dönmez." yorumunda bulunuyor.
Zaman