Açıkta kalmaktan korkan çoğu aday, sırf puanı tutuyor diye ilgisiz bölümlere kayıt yaptırıp sevmediği bir mesleğe hayatını hapsedebiliyor. Oysa 1 yıl daha çalışarak arzulanan birçok hedefe ulaşılabilir.
Her yıl yüz binlerce üniversite adayı “Ya açıkta kalırsam” korkusu ile yanlış tercihler yapabiliyor. İsteklerine ve kabiliyetlerine uymayan bölümlerde okumanın getirdiği psikolojik baskı yanında hayatını sevmediği bir mesleğe endeksleme zorunda kalma fikri öğrencileri sıkıntıya sokuyor.
Çevre değil gelecek önemli
Eğitim Uzmanı Faruk Ardıç, bu tutumun yanlışlığına atıf yapıyor, “Gerek ailenin gerek akrabaların gerekse çevrenin baskısı üniversite adaylarının gelecek planlarını alt üst edebiliyor. Herhangi bir bölüm kazanamamış olma hâli, öğrenci üzerinde ‘Dışarıda kalmaktansa bir yere girmiş olayım” düşüncesini tetikliyor. Bu da hayatı sevilmeyen bir mesleğin gölgesine sokuyor.”
Kesinlikle kayıp sayılmamalı
Hâlbuki özellikle puanı istediği bölüme yetmeyen ancak planlı çalışarak hedeflediği fakülteye erişebilecek adayların bir yıl daha hazırlık yapması kayıp değil. Çünkü istenilmeyen bölümde okumak ve arzu edilmeyen mesleği yapmak ileride daha büyük problemlere sebep olabilir.
ÖZEL ŞARTLARI OKUYUN
Tercih kılavuzunda puan ve sıralamanın yanında özel şartlar numaraları yer alıyor. Bunlar o bölümle ilgili özel durum olduğuna işaret ediyor. Mesela bu şartlarda diyebilir ki, “Bir yıl İngilizce zorunlu hazırlık var” veya “Bu yılki derslerimiz merkez kampusta değil, farklı bir ilçede görülecek” Belirtilen noktalarda sürpriz yaşamamak için şartları incelemek gerekiyor.
BİR OKULDA ISRAR ETMEYİN
Tercih listesini belirlerken bir üniversitede karar kılmak yanlış. Çünkü Türkiye'nin dört bir yerinde devlet ve vakıf üniversiteleri kalite ve eğitim yönüyle yarışır hâle geldi. Birçok üniversitede yatay geçiş imkânları kolaylaştı. Öyle ki fizik bölümü öğrencisi, notlarını yüksek tutarsa aynı üniversitede bilgisayar mühendisliğine geçebiliyor. Önemli olan geçilen alandaki temel bilgileri doğru almak.
CAZİBEYE KAPILMAMALI
Üniversite adayları, bazen meslek isimlerinin cazibesine kapılarak tercih yapıyor.
Uzman yardımı almalı
Bazen de hekimlik, mühendislik ve avukatlık gibi toplumun daha çok saygı duyduğu ve rağbet ettiği meslekleri seçmeyi yeğliyor. Kimileri de toplumun baskısından kurtulmak için üniversite olsun da, hangisi olursa olsun fikriyle hareket ediyor.
Bu aşamada yapılacak en büyük hata sonuncu şıktaki yaklaşım. Nihayet tercih dönemini kazasız belasız atlatabilmek için mutlaka uzman yardımına başvurulmalı.
EN FAZLA YAPILAN HATALAR
1) Puanım kaybolmasın anlayışı ile girmek istenilen değil, daha yüksek puanla öğrenci alan bir programı tercih etmek
2) Seçmek istenilen üniversite ve bölüm hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olmamak
3) Programların puan türleri ile eldeki puanı dikkate almadan tercihte bulunmak
4) Seçilen yükseköğretim programının özel koşullarını gözden geçirmemek
5) Yetenek ve isteklerini bilmeden mesleki tercih yapmak
DEVLET-VAKIF AYRIMINA DİKKAT
Son yıllarda yükseköğretim kurumu sayısı hızla arttı. Bu sebeple tercih yaparken seçilen okulun devlet mi vakıf mı olduğuna dikkat etmeli.
Ayrıntıları atlamamak gerekiyor
Zira ikisi arasında özellikle maddî noktada farklılıklar oluyor. Devlet üniversiteleri ikinci öğretim yapan bölümler dışında harç almıyor. Vakıf üniversiteleri ise burslu bölümler hariç yıllık ücret talep ediyor. Çare ise düşük puana aldanıp ayrıntıyı atlamamak.
BAŞARI SIRASI DAHA ÖNEMLİ
Seçim yaparken kılavuzdaki “Y” ile başlayan bölümde yer alan (Y-YGS, Y-TM, Y-MF, Y-TS, Y-DİL) puanlar ve sıralamaya dikkat etmeli ve bunları kullanmalı.
İlgili alana iyi odaklanmalı
Burada daha çok işe yarayan sütun “Yerleştirme puanları ve başarı sıraları” başlıklı kısım. Tercihte başarı sıralamasına dikkat etmeli. Başarı sırası haricinde bakılacak puanlar adayları yanıltmamalı.
Ek puanlı yerleştirme sütunu ise meslek liseli veya Anadolu öğretmen lisesi mezunu adayların, alanlarında bölüm seçmesi hâlinde bakması gereken kısım. Mesela imam hatip liseli aday, ilahiyat seçerse ek puan alacağından Y-YGS ek puanlı başarı sırasına bakmalı.
AÇIKÖĞRETİM İYİ SEÇENEK
Birkaç yıl üst üste üniversite imtihanına katılmasına rağmen bir türlü istediği puana erişemeyen adaylar, genellikle karamsarlığa kapılıyor. Ama bundan kurtulmaları şart.
Okurken çalışma imkanı bulunuyor
Yılları harcamaya bir dur diyerek olumlu adımlar atmaları gerekiyor. Faruk Ardıç, Açıköğretim Fakültesi'nin (AÖF) tam da bu noktada iyi bir seçenek olduğunu söyledi. Ardıç, “Açıköğretimde okurken çalışma imkânı mevcut. Böylece mezuniyet sonrası hem lisans diploması sahibi hem de iş tecrübesi bulunan kişiler olma fırsatı doğuyor” ifadelerini kullandı.
ÖN LİSANSI KÜÇÜMSEMEYİN
Kimi adaylar, “Ne olursa olsun bu sene üniversiteye yerleşmeliyim” düşüncesinde oluyor. Bilhassa meslek lisesi mezunları bu fikrin en yaygın olduğu grubu oluşturuyor.
İş fırsatı daha fazla
Onlar için tavsiye edilen kendi bölümlerinin devamı niteliğindeki 2 senelik okullara başvurmak. Genel lise ayarındaki okulların mezunları içinse 2 yıllık, iş bulma imkânı nispeten yüksek muhasebe, işletme yönetim, bankacılık ve dış ticaret gibi bölümler faydalı olacaktır.
YURT DIŞI FARKLI BİR FIRSAT
Sınavlarda yeterlilik gösteremeyen ancak kapasitesinden emin ve ekonomik güce sahip öğrenciler adına yurt dışı eğitim iyi bir alternatif olarak tavsiye ediliyor.
Tecrübe kazandırıyor
Zira yurt dışına eğitim almak veya dil öğrenmek için gidenler farklı tecrübeler kazanacaktır. Öte yandan hedeflediği bölüme puanı yetmeyen adaylar, askerî okullar ve özel yetenekle öğrenci kaydı yapan yerleri değerlendirmeyi de ihmal etmemeli. Zira farklı kapılar açılabilir.