Yurttaş, krizde ayakta kalabilmek için öğün sayısını azaltıyor. Ek gelir için sokakta çiçek satan Ali Akyüz, “Evde yağ bile yok” derken ayakkabı boyacısı bir emekli, “Açız, çare olarak mutfaktan kısıyoruz” ifadesini kullanıyor.
AKP hükümetinin yanlış ekonomi politikaları nedeniyle yurttaşlar gün geçtikçe yoksullaşıyor. Ekonomik krizde hayatta kalabilmek için artık öğün sayıları bile azaltılıyor.
BirGün'den Nisa Küçük'ün haberine göre, Krizden dolayı iflas eden Ali Akyüz, bir senedir sokakta çiçek satarak geçimini sağlamaya çalışıyor, 80 yaşındaki emekli Abdurrahman H. de ayakkabı boyuyor.
Salgın döneminde çiçekçi dükkânının iflas ettiğini söyleyen Akyüz, “İşverendim, evim vardı. Salgınla birlikte iş yapamadım. Borçları ödeyebilmek için evimi sattım. Şu an seyyar bir şekilde sokakta çiçek satıyorum” diyor. Sokakta çalışmanın zor olduğunu dile getiren Akyüz, şöyle devam ediyor: “Aylık şu kadar kazanıyorum diye bir şey yok. Bir gün 10 TL kazanıyorsam diğer gün hiç çiçek satamadığım da oluyor. Kazandığım para günlük ev ihtiyaçlarına yetmiyor. Ortaokulda okuyan bir çocuğum var, günlük 10 TL sadece onun yol ve poğaça parası.”
EVDE YAĞ YOK
Kirada oturduğunu aktaran Akyüz, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bin 300 TL kira veriyorum. Eşim de mecburen işe başladı, asgari ücret alıyor. İki ay önce köye gitmiştik, gelirken erzak getirdik. Onlarla idare etmeye çalışıyoruz. Evde yağ yok. Beş litre yağın kilosu 150 TL. Düzenli gelir yok, hayat pahalı, yağa nasıl 150 TL verelim? Yağsız bir şey yapılmıyor ama veremiyoruz. İnsanlar şu an ciddiye almıyor ama böyle giderse artık marketten gramajla 5 TL’lik 10 TL’lik yağ alacağız. Öğünümüzden kısmayı geçtik bir öğünü atlamaya çalışıyoruz. Şu an tek gelirim burası. İş de yok, geçinemiyoruz. Ekonomi nasıl düzelir bilmiyorum.
5 BİN TL CEZAM VAR
Normalde zabıtanın karışması lazım ama polis her gördüğünde ceza kesiyor. Ben de keyfimden sokakta çiçek satmıyorum. İki çocuğum var. Onlara bakmakla yükümlüyüm. Polis her gördüğünde 204 TL’lik ceza kesiyor. Şu an 25, 30 tane ödemem gereken cezam var. Bu da aşağı yukarı 5 bin TL. O kadar param olsa zaten dükkânımı kapatmazdım. Geçinmek için çiçek satıyorum, bunun için de ceza kesiliyor. Zabıta da tezgâha el koyuyor. Onda da en az 300 TL zarara giriyorsun.”
MUTFAKTAN KISIYORUZ
Emekli Abdurrahman H. de hayat pahalılığından yakınıyor. 80 yaşında olduğunu söyleyen Abdurrahman H, “Emekliyim 2 bin 500 TL alıyorum. Emekli maaşı yetmiyor. On yıldır ayakkabı boyuyorum. Bu yaşta çalışıyorum, bu işi de yapmasam açız. İhtiyaçlardan birini alabiliyorsak birini alamıyoruz, her şey çok pahalı” diyor. İşlerin iyi olmadığını kaydeden Abdurrahman H, “Bir günlük ekmek parası ancak çıkarıyorum. Günde 10 TL, bilemedin 20 TL kazanıyorum. Pandemi her şeyi etkiledi. Vatandaşın da parası yok, bu sebeple kazançlar düşük. Elektrik suyu ödemezsen kesiliyor, son çare olarak mecbur mutfaktan kısıyoruz” diye konuşuyor.
ET VE SÜT KURUMU'NUN ÖNÜNDE KUYRUK VAR!..Döviz kurundaki sert yükseliş halkın alım gücünü iyice düşürürken yaşanan ekonomik kriz yurttaşı alternatif yollara itiyor. Yurttaşlar görece ucuz yerlerde uzun kuyruklarda bekleyerek ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor. Satışa sunulan etler tükenene kadar önünde uzun kuyruklar oluşan Et ve Süt Kurumu, BirGün’ün dün yayımlanan haberinin ardından kuyruğu önlemek için yeni bir yöntem uygulamaya başladı. Ankara Kızılay Et ve Süt Kurumu’nun önünde sıra oluşmaması için bir liste yapıldı. Kurumdan bir görevli sırayla isim okuyarak yurttaşları içeriye aldı. Kuyruk engellendi ancak bu kez de şube önünde dağınık bir kalabalık oluştu.
Et almak için bekleyen yurttaşlardan İsmail Dalmış, alışverişten önce listeye isim yazdırmaları gerektiğinin söylendiğini aktardı. Geçen hafta da aynı yerden alışveriş yaptığını kaydeden Dalmış, “Geçen hafta böyle bir kural yoktu. Bu sistem kalabalığın görülmesini engellemek için yapılmış olabilir ama yığılmayı engelleyemiyor. Ne yaparlarsa yapsınlar engelleyemezler de. Her birimiz burada aldığımız ürünlerin gramajını da düşürdük. Artık geçen sene aldıklarımızın yarısını alıyoruz. Biz Et, Süt Kurumu bilmezdik. Evimize en yakın kasaptan, marketten alışveriş yapardık. Artık böyle bir şey mümkün değil. En hesaplısı neresiyse oradan alışveriş yapmak zorundayız” ifadelerini kullandı.