SAMANYOLUHABER- Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu’nda 13 Mart’ta Türkiye Raporu oylandı ve 3 Ekim 2005'ten bu yana devam eden müzakerelerin askıya alınması teklifi kabul edildi. 

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümetinin rapora ilk tepkisi, "İtibarsız, yok hükmünde." şeklinde oldu. AP'ye nispet yaparcasına bugün "Türk Yargı Etiği" isimli bir beyanname de yayımlandı. 

Oysa AP, müzakerelerin askıya alınmasına gerekçe olarak demokrasi ve hukuk devleti alanlarına ilerleme sağlanamamasını, insan hakları ihlallerini, haksız ve uzun tutuklamaları, ifade ve basın özgürlüğü üzerindeki baskıları gösterdi. 

Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamasının fiilen devam ettiği, darbe girişiminin ardından devam eden yargılamaların önemli eksikler içerdiği ve insan hakları savunucularının büyük risk altında olduğu eleştirileri de raporda yer aldı.

AP raporunu teyit eden onlarca hukuk ihlallerinin temelinde “yargı bağımsızlığının ortadan kaldıran Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kendi yargısını tanzim etmesi” yatıyor. 

 

Türkiye’de 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünden hemen akabinde 16 Temmuz’da 4 bin 836 hâkim ve savcı açığa alınmıştı. 

Daha sonra Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen hâkim ve savcıların tamamına yakını halen tutuklu. Bir şekilde yurt dışına çıkabilenler ise kırmızı bültenle aranıyor. 

Yargı mensuplarını tasfiye ve tutuklama listelerinin Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Serdar Coşkun tarafından Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) fişlemelerine istinaden hazırlandığı ortaya çıkmıştı.   

Avrupa Birliği’ne (AB) üyelik kapısını tamamen kapabilecek kadar ağır AP raporuna Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümeti adeta şaka yapar gibi bir cevap verdi.

Adalet Bakanlığı’nın hazırladığı Türk Yargı Etiği Bildirgesi 14 Mart’ta Resmi Gazete’de yayımlandı. Bildiriyi tanıtımı toplantısında konuşan Adalet Bakanı Abdülhamit Gül tutuklu gazeteci, hâkim-savcı ve avukatlardan ise hiç bahsetmedi. 

Bildirgede yer alan maddelerin onda birinin Türkiye’de karşılığı olmadığına dikkat çekilirken, “Adalet Bakanlığı en temel hakların hiçe sayıldığını, talimatla insanların tutuklandığını yazmayı unutmuş. En basit ve evrensel muhakeme usûlüne dahi riayet edilmeyen bir ülkede yargı etiğinden bahsetmek bu ne perhiz bu ne lahana turşusu vaziyetidir.” denildi. 

Hâkim ve savcılar güven verirler, bağımsızlıklarıyla adil yargılanmanın güvencesidirler, tarafsız hareket ederler, bilgilerin mahremiyetini ihlal etmezler, yorum ve değerlendirmelerinde yapıcı ve ölçülü olurlar...

Hâkimler ve savcılar, görevlerini yerine getirirken adaletin en hassas ve doğru şekilde dağıtıldığından emin olan, mesleki sorumluluk içinde davranan, bütün işlemleri ile karar ve davranışlarında insan ve toplum hayatına tesir edeceklerinin ve toplum nezdindeki saygınlıklarının korunmasının Türk yargısının itibarını da yükselteceğinin bilincindeki “hâkim, fehim, müstakim, emin, mekin ve metin” insanlardır. 

Hâkim ve savcılar anayasa ve kanunlardan aldıkları yetki çerçevesinde hür vicdanları ile evrensel değerleri şiar edinerek bağımsız ve tarafsız olarak görevlerini yürütür. 

Gerek mesleki gerekse sosyal hayatlarında etik mesleki ilkeler doğrultusunda davranmaya onurları ve vicdanları üzerine söz vermişlerdir. 

Hâkimler ve savcılar insan onuruna saygılıdır, insan haklarını koruyup herkese eşit davranırlar

Görevlerini yerine getirirken dil, din, mezhep, ırk, etnik köken, uyruk, cinsiyet, siyasi düşünce, sosyal ve ekonomik durum, hemşehrilik, yaşam biçimi, yaş, sağlık durumu, dış görünüş, medeni hal ve benzeri sebeplerle ayrımcılığı kesin bir biçimde reddeder ve ayrımcı bir dil kullanmazlar. 

Hâkimler ve savcılar bağımsızlıklarıyla adil yargılanmanın ve hukuk devletinin teminatıdır

Bağımsızlıklarına doğrudan ya da dolaylı olarak etki edebilecek baskı ve tesiri kayıtsız şartsız reddederler. 

Kararlarını, kişilerin, kurumların ya da kamuoyunun tepkisini çekeceği endişesi duymaksızın ve onları memnun etme kaygısı taşımaksızın bağımsız olarak verirler. 

Bağımsızlığın, sorumsuz ve ayrıcalıklı olmak anlamına gelmediğinin, bilakis hesap verebilirlik ilkesi çerçevesinde adaletin tecelli etmesini sağlama amacı taşıdığının farkındadırlar. 

Tarafsız hareket etmekle yetinmez, objektif bir bakış açısıyla tarafsızlıklarına ilişkin her türlü kuşkuyu bertaraf edecek bir duruş sergilerler. 

Özü sözü bir kişilikleriyle oldukları gibi görünür ve göründükleri gibi olurlar. Mesleki itibarlarının korunması için sözlerini yerine getirmekte hassasiyet gösterirler. 

Dürüstlüklerine gölge düşürebilecek durumlar içinde bulunmama konusunda özenli davranırlar. 

Hukuki güvenlik ilkesi gereği uygulamalarında tutarlılığı gözeterek görevlerini yerine getirirler. Tutarlılığı sabit fikirlilik olarak yorumlamazlar ve toplumsal değişimleri dikkate alırlar. 

Sağduyulu ve temkinli davranırlar. Toplumun kendilerinden yargı hizmetinin kaliteli sunulmasının yanı sıra erdemli olmalarını da beklediğinin bilincindedirler. 

Türk Yargı Etiği Bildirgesi’nin aynı zamanda hâkimler ve savcıların, adına karar verdikleri yüce Türk milletine ve onun her bir ferdine verilmiş söz niteliğinde olduğunu belirten Adalet Bakanlığı’na göre yargı etiği konusunda karşılaşılabilecek tereddütler hususunda Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) müracaat edilebilecek.