Chestnut Retreat Center, Fethullah Gülen Hocaefendi’nin vefatının birinci yıl dönümü dolayısıyla anlamlı bir anma programına ev sahipliği yaptı.Farklı inançlardan akademisyen ve dini liderleri bir araya getiren programda sevgi, diyalog ve hizmet vizyonuyla milyonlara ilham veren Hocaefendi’nin hayatı, öğretileri ve kalıcı mirasını anlatıldı.
Etkinlikte Kur’an tilaveti, şiir dinletileri, dua ve konuşmalar yer aldı.
Katılımcılar arasında Georgetown Üniversitesi’nden Dr. Ori Z. Soltes, University of the Incarnate Word’den Rahibe Martha Ann Kirk, Enes Kanter Freedom, Papaz Jeff Markay, Haham Michael Singer ve Monsenyör Gregory Fairbanks gibi isimler yer aldı.
Farklı inançlardan, dillerden ve kültürlerden misafirler, Hocaefendi’nin ardından duyulan özlemi, minneti ve ona ilham veren ortak değerleri paylaşmak üzere Pennsilvanya’daki Saylorsburg şehrindeki inziva merkezinde bir araya geldi.
19 Ekim Pazar günü gerçekleşen program, yalnızca bir anma değil, onun hayat felsefesinin, öğretmenin, sevmenin ve hizmet etmenin, yeniden hatırlandığı bir buluşmaydı. Din, sanat ve akademi dünyasından isimler sırayla sahneye çıktı. Her biri kendi penceresinden aynı hakikati seslendirdi:
“O, dünyayı iyiliğe çağıran bir kalpti.”
Programın sunuculuğunu Vonya Womack üstlendi. Kur’an kıraati ve ardından yapılan kısa dua, salonda derin bir huzur ve sükûnet oluşturdu. Tilavetin ardından, Fethullah Gülen’in hayatından ve fikirlerinden kesitlerin yer aldığı kısa bir video gösterildi.
“Beklentinin 180 derece ötesinde” — Dr. Ori Z. Soltes
Georgetown Üniversitesi’nden Dr. Ori Z. Soltes, Gülen’le ilk karşılaşmasını “hayranlığın sınandığı bir an” olarak anlattı:
“Birini uzaktan takdir edersiniz ama tanıyınca çoğu zaman hayal kırıklığına uğrarsınız. Fethullah Gülen tam tersiydi. Onu gördüğümde, beklediğimden 180 derece daha derin, daha sade, daha gerçek bir insanla karşılaştım.”
Aynı zamanda Between Thought and Action: An Intellectual Biography of Fethullah Gülen kitabın da yazarı olan Soltes, Hocaefendi’nin Sufi dünyasını anlatan Kalbin Zümrüt Tepeleri’nden pasajlar okudu; “Recâ (ümit)” ve “Muhabbet, (sevgi)” kavramlarının onun şahsiyetinde somutlaştığını söyledi.
“Gerçek aşk,” dedi, “aşığın tüm benliğiyle Sevgili’ye yönelmesidir. Gülen için o Sevgili Allah’tı. Ve o artık O’na kavuştu.”
“Bizim tek silahımız sevgi” — Dr. Martha Ann Kirk
Katolik rahibe ve ilahiyat profesörü Dr. Martha Ann Kirk, Hizmet hareketiyle tanıştığı ilk günden beri “ruhsal bir kardeşlik” hissettiğini anlattı. İstanbul’dan Afrika’ya uzanan bir Kur’an yazı tahtası hediyesi üzerinden “yoksulu hatırlama” çağrısını aktardı.
Kirk, Hizmet gönüllülerinin Kürt bölgelerinde şiddetin hüküm sürdüğü günlerde bile silah değil sevgiyle gittiklerini anlattı:
“Aileleri onlara ‘kendinizi koruyun, silah alın’ dedi. Onlar ise ‘bizim tek silahımız sevgi’ dediler.”
Konuşmasının sonunda, 2. Vatikan Konsili’nin “Nostra Aetate” belgesine atıf yaparak,
"Hocaefendi ve Hizmet hareketi, Katolikler de dâhil olmak üzere farklı inançlardan insanların önyargılarını aşması, birbirini insan olarak tanıması ve sevmeyi yeniden öğrenmesi için en güçlü ortaklardan biri oldu." dedi.
“İsminde Bile Bir Hareket Var”— Jeff Markay
Metodist Rahip Jeff Markay, Hocaefendi’nin mirasını “hareket halinde bir iyilik” olarak tanımladı:
Hocaefendi’nin ardından Hizmet Hareketi durmadı; çünkü o bize kötülüğe karşı en güçlü eleştirinin ‘daha iyisini yaşamak’ olduğunu öğretti. Bugün farklı dinlerden insanlar aynı sofrada buluşuyor, aynı evleri inşa ediyor, birbirinin acısına ‘ben yanındayım’ diyebiliyorsa, bu onun öğrettiği iyiliğin hâlâ yürüdüğünü gösteriyor.”
“Eğitimde teşhisten çözüme” — Dr. Aryet Gega
Arnavutluk kökenli iç hastalıkları uzmanı Dr. Aryet Gega, Hocaefendi’nin “sadece teşhis koymadığını, sahaya indiğini” vurguladı:
“Hocaefendi, eğitimsizliği insanlığın en büyük problemi olarak gördü ama çoğu düşünür gibi sadece teşhisle yetinmedi; çözüm üretmek için hayatını adadı.”
Kendisinin de 1990’larda Hizmet okullarından mezun olduğunu hatırlatan Dr. Gega, “Bu okullar benim hayatımı şekillendirdi; geleceğin o vizyonla inşa edileceğine inanıyorum,” dedi.
“İsmini bilmeseler de etkisini taşıyorlar” — Alex Morel
Fotoğraf sanatçısı ve öğretim üyesi olan ve programa New York’tan katılan Alex Morel, Hocaefendi ile tanışmasını ‘inandığı değerlerin ete kemiğe bürünmüş hâliyle karşılaşmak’ olarak tarif etti:
Onu tanımadan önce Hizmet gönüllülerini fotoğraflıyordum. Her birinde aynı tevazu, aynı incelik vardı. Onu ilk kez gördüğümde anladım: o insanlar neyi temsil ediyorsa, onun kaynağı karşımdaydı.
Morel, New York’ta, Balkalardaki hizmet okullarından mezun bir mühendislik öğrencisiyle tanışma hikâyesini anlattı:
Kısa süre önce New York City College’da okuyan genç bir mühendislik öğrencisiyle tanıştım. Zekâsı, özgüveni, insanlara karşı nezaketi hemen dikkatimi çekti. Nerede okuduğunu sordum; ‘Mehmet Âkif Koleji’nde,’ dedi. Balkanlardan gelmişti. Gülümsedim: o okulları tanıyordum. Hizmet hakkında ne bildiğini sordum; fazla bir şey bilmiyordu, hatta Müslüman bile değildi. Ama o okullarda aldığı eğitimin izleri hâlâ onun duruşunda, sözlerinde hissediliyordu.O okullarda sadece matematik ve fen öğrenmemişti; adanmışlığı, beklentinin ötesinde bir özeni, toplumsal sorumluluğu öğrenmişti. Tüm bunlar, birkaç dakikalık konuşmadan bile hissediliyordu.
Budist Topluluğundan Hocaefendi’ye Mektup
Budist toplumu temsilen programa katılan Guang Guo Shie (Ling Jiou Mountain Manhattan Meditation Center), hocası Master Shinda’nın Fethullah Gülen’e hitaben kaleme aldığı mektubu okudu.
Mektupta, Hocaefendi’nin “dünya barışı, dinler arası anlayış ve evrensel iyilik” için yaptığı katkılar övülürken şu ifadeler yer aldı:
“Seninle kurduğumuz ruhani bağ hiç kopmadı. Şefkatin ve bilgelikle dolu hayatın, yeryüzüne barış ve umut getirdi. Senin için ölüm bir son değil, sadece varoluşun başka bir biçimidir.”
Master Shinda, mektubunun sonunda şu temenniyle bitiriyordu:
“Ruhun, tıpkı bir ışık gibi, insanlığın kalplerinde yanmaya devam etsin ve her köşeye huzur ve bilgelik taşısın.”
Hocaefendi İnsanlığa Verilmiş Bir Hediyeydi — Laila Muhammad
Amerika’daki Müslüman toplulukların temsilcileri de programda hazır bulundu. Beşinci kuşak Afrikalı Amerikalı Müslüman bir ailenin kızı olan Laila Muhammad, sözlerine “Hocaefendi insanlığa verilmiş bir hediyeydi,” diyerek başladı.
Kendisini en çok etkileyen şeyin Hocaefendi’nin “insanî, sevgi dolu ve samimi ruhu” olduğunu belirten
Konuşmasının sonunda babası İmam W. D. Mohammed’den aldığı bir öğüdü hatırlattı:
“Bir insan bu dünyadan göçtüğünde, ondan öğrendiğin bir iyiliği al ve sen devam ettir.”
“İmam Fethullah,” dedi, “hayatını sevginin, neşenin ve eğitimin tohumlarını ekmeye adadı. Bizim görevimiz, o tohumları büyütmeye devam etmek.”
“İşte bu salon o hayalin yaşayan bir yansıması” — Enes Kanter Freedom
Enes Kanter Freedom konuşmasının başında Hocaefendi ile ilk buluşmasını tebessümle anlattı ve sözlerine şöyle devam etti:
“Dünyanın dört bir yanında binlerce okul açılmasına öncülük etti ama hiçbiri kendi adını taşımıyordu. Onun hayali, farklı dinlerden, renklerden, kültürlerden insanların aynı masada buluştuğu bir dünyaydı. İşte bu salon — o hayalin yaşayan bir yansıması.”
Konuşmasını bir hatıra ile tamamladı:
“Kariyerimde 11 ameliyat geçirdim, bir dönem neredeyse yürüyemez hâle gelmiştim. Hocaefendi’ye dizlerim için ne yapmam gerektiğini sordum. Odasına gitti, elinde eski tip bir dizlikle döndü: ‘Bunları tak, Allah’a güven,’ dedi. O sezon 82 maçın tamamında oynadım. Teşekkür edince, dizlikten değil Cenab-ı Hakk'tan bilmem gerektiğini söyledi.”
"The Pure Path"
Programın en çok ilgi gören bölümlerinden biri de şiir dinletisiydi. New Jersey’den programa katılan Janet Maulbeck, Fethullah Gülen’in “Akyol” şiirinin İngilizce çevirisini, (The Pure Path) ney eşliğinde seslendirdi.
“Bahçedeki ayrıcalıklı gül” — Dr. Lyndsey Eksili
Dr. Lyndsey Eksili, konuşmasına gözyaşlarını tutamayacağını söyleyerek başladı:
“Hocaefendi’yle 24 yıl önce tanıştım, aslında önce öğretileriyle tanıştım. Bana Allah’ın sevgisini her şeyde görmeyi öğretti: güzellikte de, zorlukta da, hayatın getirdiği her imtihanda da.”
Eksili, Hocaefendi’yi bir bahar bahçesindeki güle benzetti:
“Bahar bahçesinde her türden çiçek vardır, hepsi aynı yağmurla sulanır; ama gül her zaman öne çıkar. Hocaefendi de öyleydi, dünyadaki güzelliği görmeyi bize o öğretti.” dedi.
Bir Okulla Başladı, Binlerce Hayata Dokundu—Dr. Lukman Enegi Ismaila
Nijeryalı akademisyen ve Hizmet okulu mezunu Dr. Lukman Enegi Ismaila, konuşmasında Hocaefendi’nin eğitim anlayışının kalıcı bir iyilik mirası bıraktığını söyledi:
“2008’de Nijerya’da bir Türk okulunda burslu olarak okudum. O okul, sadece bana değil, binlerce gence umut oldu. Hocaefendi yalnızca iyilik yapan bir insan değildi; iyiliği kalıcı kılmanın yollarını öğretti. Bugün onun ilhamıyla açılmış okullar, Nijerya’nın dört bir yanında binlerce öğrencinin hayatına dokunuyor. Biz belki kendisiyle tanışamadık ama onu hissettik ve bu iyiliği gelecek nesillere taşımak bizim vazifemiz.”
“Savaşın ortasında okul açmak” — Dr. Aras Konjhodzic
Bosna toplumu adına konuşan akademisyen Dr. Aras Konjhodzic (Seton Hall University), Hocaefendi’nin Bosnalılarla kurduğu derin manevi bağdan bahsetti. Kendisinin ve Bosnalıların durumuyla yakından ilgilendiğini anlatarak, savaşın yıkıcı yıllarında insanların ülkeden ayrıldığı bir dönemde Hocaefendi’nin öğrencilerini Bosna’ya okul açmaları için göndermesinin ne kadar anlamlı bir adım olduğunu vurguladı.
Ayrıca, Filipinler’de Müslüman ve Katoliklerin çatıştığı bir adada, Hizmet gönüllülerinin boş duran BM okulunu faaliyete geçirip iki toplumu nasıl bir araya getirdiğini anlattı.
Ortak Dua: Farklı Diller, Tek Kalp
Programın son bölümü adeta bir dua senfonisine dönüştü.
Rabbi Michael Singer, İbranice “El Malei Rahamim” duasını okudu.
Monsignor Gregory Fairbanks, Dağ Vaazı’ndan “Ne mutlu barış yapanlara” pasajını paylaştı ve Aziz Fransis duasını okudu: “Nefrete sevgi, yaraya bağışlama…”
İmam Gazi Aga,“Âlimler peygamberlerin mirasçılarıdır; Hocaefendi de bunu bize hatırlatan biriydi.” dedi. Hocaefendi’nin “duayla eylemi birleştiren” yönünü vurguladı ve "Allah onu peygamberlerle Firdevs’te buluştursun” diyerek dua etti.
Budist rahip Eric Russell, Kalp Sutra mantrasıyla son cümleyi söyledi: “Gate, gate, paragate…” — “Geçti, öteye geçti, kaynağa ulaştı, aydınlandı.”
Bir Kapanıştan Fazlası: Devam Eden Bir Hikâye
Programın kapanışında sunucu Vonya Womack, “Teach Your Children Well” şarkısına atıfta bulunarak Hocaefendi’nin mirasını “eğitim, hizmet ve adalet” kavramları etrafında özetledi:
“Öğretmek yalnızca bir meslek değil; bir yaşam biçimi. Paylaşılan her ders, verilen her adil karar, yapılan her iyilik — insanlığın ortak dokusuna işlenmiş bir ilmektir.”
Womack, Fethullah Gülen’in hayatının bu çağrıyı temsil ettiğini vurguladı:
“Sevgiyle öğretmek, tevazuyla hizmet etmek ve adaletin yanında durmak... İşte onun bize bıraktığı en kalıcı miras.”
Programın tamamını Chestnut Retreat Center’ın YouTube sayfasından izleyebilirsiniz.