Adem Yavuz Arslan: Basın tarihimizin en karanlık dönemini yaşıyoruz

Adem Yavuz Arslan: Basın tarihimizin en karanlık dönemini yaşıyoruz
"Erdoğan, kendini eleştirme cesareti gösterebilen kim varsa uydurma iddialarla tutuklatıyor ya da soruşturmalarla susturuyor. Hidayet Karaca ve Mehmet Baransu aylardır cezaevinde. Her ikisi için de elle tutulur tek bir delil yok."

ABD’de nasıl oluyor, CIA ne yapıyor?

Hiç tartışmasız basın tarihimizin en karanlık dönemini yaşıyoruz.

Erdoğan, kendini eleştirme cesareti gösterebilen kim varsa uydurma iddialarla tutuklatıyor ya da soruşturmalarla susturuyor.

Hidayet Karaca ve Mehmet Baransu aylardır cezaevinde. Her ikisi için de elle tutulur tek bir delil yok.

Dosyaları çelişkilerle dolu.

Bizim medya grubuna yapılanlar ortada. Türkiye’nin en başarılı, en şeffaf şirketine algı operasyonu çektiler.

Ardından Doğan Grubu hedefe kondu.

Hürriyet AKP’lilerin fiili saldırısına uğrarken öbür yandan da ‘havuz’da çıkan uydurma haberlerle terör soruşturması başlatıldı.

Cüneyt Özdemir’e terörden, Hasan Cemal’e de ‘Cumhurbaşkanı’na hakaretten’ soruşturma açıldı.

Gazeteci Aytekin Gezici, Twitter paylaşımları sebebiyle hapse mahkûm oldu. Nokta Dergisi gece yarısı baskına uğrayıp toplatıldı.

Erdoğan, Can Dündar’dan sonra Nokta’ya da ‘bedelini ödeyecekler’ dedi. Levent Kenez, Demirtaş’ın sözlerini yayınladığı için soruşturmaya uğradı.

İşadamları da aynı baskıya maruz kalıyor.

Akın İpek’ten sonra İshak Alaton hakkında da inceleme başlatıldı. Ardından Türkiye’nin yüz akı işadamlarından Memduh Boydak’ı gözaltına aldılar.

Son olarak yazarımız Gültekin Avcı gözaltında. Köşe yazarak hükümeti devirmeye çalışmış!

Örnekleri uzatmak mümkün.

‘İleri demokrasi’ vaadiyle gelen ve biz dahil çok kesimin desteğini alan Erdoğan kararlı bir şekilde ülkeyi faşizme doğru götürüyor.

Bütün bunlar olurken medyanın hali ise içler acısı.

Bir kısmı korkusundan sesini çıkaramazken bir kısmı da kendilerine verilen “ödevleri” yapıyorlar.

Mesela Cem Küçük diye birisi var.

Birkaç yıl öncesine kadar kimsenin adını duymadığı bu kişi şimdi önüne geleni tehdit ediyor, hedef gösteriyor.

Akla hayale gelmedik iftiralar atıyor.

Son olarak Nagehan Alçı ile birlikte ‘ABD’de CIA, TIR’larını durduran gazetecileri vururdu’ mealli akla ziyan laflar ettiler.

Normal şartlarda böylelerini bırakın ekrana çıkarmayı gazetelerin önünden geçirmezler ama Türkiye’de hukuk askıda olduğu için meydan bu gibilere kaldı.

WikiLeaks’e bile dava yok

Peki gerçekte ABD’de ne oluyor, CIA ne yapıyor?

Mesela bir ‘Pentagon Papers’ olayı var ki Türkiye’deki MİT TIR’ları meselesi onun yanında çerez kalır.

Şöyle ki: New York Times, 13 Haziran 1971’de Vietnam Savaşı’na dair çok gizli belgeleri yayımladı.

Ortalık karıştı.

Başkan Nixon ‘ulusal güvenlik tehdidi’ diyerek yerel mahkemeden yayın durdurma kararı aldırdı.

Gazete üst mahkemeye gitti.

Yüksek Mahkeme ise ABD’de basın özgürlüğünün teminatı sayılan ‘First Amendment’e atıf yapıp yasağı kaldırdı.

Üstelik gerekçeye “Basın, halka hizmetle yükümlüdür, yönetenlere değil” yazdı.

ABD tarihinin en büyük belge sızıntısı WikiLeaks’te bile basına yönelik soruşturma açılmamıştı.

Çünkü ABD ve AİHM içtihatlarına göre ‘gizli belgenin güvenliğini sağlamak devletin sorumluluğu’dur.

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ
21 Eylül 2015 09:53
DİĞER HABERLER