(...)

Eğer muktedirler ve AKP’nin kullandığı, havuz medyasının pompaladığı nefret söylemi son bulmaz, toplum rehabilite edilemezse bizi çok kötü günler bekliyor. 

Olayın bir de dış dünyaya bakan boyutu var.

AKP ve kurmaylarının ektiği nefret tohumları, medya ve ifade özgürlüğüne yönelik her saldırı Türkiye’yi dünyada giderek yalnızlaştırıyor.

Hem Koza İpek’e baskın hem de Hürriyet’e yönelik saldırılar Washington’da zaten yerlerde sürünen Türkiye’nin itibarını daha da aşağılara çekti. Nitekim son iki hafta içinde diplomaside çok rastlamayacağımız sertlikte uyarılar geldi.

ABD’nin ‘anayasa’ vurgusu yapması, ‘uluslararası standartları’ hatırlatması önemliydi. ABD yönetiminin ‘seçici adalet olmaz’ söylemi de Türkiye'de sürdürülen cadı avına bir gönderme.

Yani okyanusun bu tarafında paralel devlet söylemine itibar edilmiyor.

En kötüsü de Washington’da Türkiye dostu kalmadı. AKP’nin kesenin ağzını açıp delice para akıttığı lobi şirketleri bile ‘idareten’ bir şeyler yapıyor.

Özetle, muktedirlerin ve AKP’nin besleyip büyüttüğü nefret söylemi Türkiye içinde toplumu parçalanma noktasına getirirken dünyada da ülkemizi yalnız bırakıyor.

Her iki durum da Türkiye için hayra alamet değil.