"Lafı dolandırmadan, doğrudan, kısa ve yalın bir şekilde özetlemek gerekirse durum başlıktaki gibi. Maalesef Erdoğan giderek Türkiye'nin 'ulusal güvenlik sorunu' haline geliyor."
Gelelim AKP'nin ulusal güvenlik sorunu haline gelmesine. Konuya 'yurtiçi' ve 'yurtdışı' şeklinde iki başlık açmak şart.
Yurtiçinden başlarsak.
Yaşananlar herkesin malumu. Hükümet ortaya çıkan rezaleti kapatmak için hukuka darbe yaptı. Emniyeti darmadağın etti. Türkiye'nin 30 yılda yetiştirdiği güvenlik bürokrasisini hiçbir hukuki dayanağı olmadan harcadı.
Başta polis olmak üzere güvenlik ve yargı bürokrasisini felç etti. Kurumlar işini yapmaktan ziyade bir birini ihbar, ispiyon ya da mesai arkadaşlarını fişleme gibi işlerle uğraşıyor.
Terör ve suç örgütleri için ideal bir ortam hazırladı. Türkiye adım adım Susurluk günlerine dönüyor, hâlâ farkında değiller.
Bağımsızlık yemini
En başta Cumhurbaşkanı makamında olan ve üzerine yemin ettiği anayasa uyarınca bağımsız olması gereken Erdoğan çekinmeden yasaları ihlal etti.
Etmeye de devam ediyor.
Cumhurbaşkanı çekinmeden yasaları ihlal ederse Başbakan, bakanlar, milletvekilleri, bürokratlar geri durur mu? Erdoğan 'Bunlara su yok' derse bürokratı ya da partilisi kreşteki çocuğa, yatalak hastaya, patik örüp öğrenci bursu veren hacı teyzeye terörist muamelesi yapar.
(...)