Bugün 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü. Savaştan, baskı ve zulümden kaçan 25 milyon kişi mülteci. İki mülteciden biri de çocuk. Uluslararası Af Örgütü (Amnesty), gazete ve televizyon haberlerinde sığınmacı ya da mültecilere yönelik "kaçak" ya da "yasa dışı" gibi ibarelerin kullanılmasını suç olduğunu vurguladı. Hükûmetlerin bu şekilde göçmen karşıtlarının gözüne girmek için en temel insan hakkı olan kullanan insanları kriminalize ettiği belirtiliyor.
SAMANYOLUHABER- Uluslararası Af Örgütü (Amnesty), 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü sebebiyle yaptığı açıklamada İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 14'üncü Maddesi’ne atıfla, “Herkesin zulüm altında başka ülkelere sığınma ve sığınma olanaklarından yararlanma hakkı vardır." dedi.
Açıklamada mültecilerle ilgili kullanılan ayrımcı, ayrıştırıcı, suçlayıcı dile de vurgu yapan Af Örgütü, "Her gün binlerce kişi, savaşlar, çatışmalar, ayrımcılık, açlık, zulme uğrama tehdidi gibi sebeplerle doğduğu ve büyüdüğü ülkeleri terk ederek çoğunlukla sonu bilinmez bir yola çıkıyor. Peki günlük hayatında ya da okuduğun bir haber üzerine düşünürken, daha güvenli bir yer bulma umuduyla yola çıkan insanları istemeden de olsa suç ile ilişkilendiriyor olabilir misin? Nasıl mı?" sorusunu yöneltti.
MÜLTECİ YA DA GÖÇMENLERE "KAÇAK" DEME!
"Kaçak", "yasa dışı" gibi ifadelendirmelerin mültecileri, sığınmacıları ve göçmenleri suçla ilişkilendirdiğine işaret edilen açıklamada şöyle denildi: "Yani kişiler, zulme uğrama tehdidinden kaçarak Türkiye’ye ya da dünyanın herhangi bir ülkesine geldiklerinde uluslararası sözleşmelerden doğan haklarını kullanmış olurlar."
Açıklamada şöyle denildi: "Bir kişiyi veya grubu uluslararası sığınma arama hakkını kullandığı için ya da daha basit bir ifadeyle sınırı geçtiği için ‘kaçak’, ‘yasa dışı’ gibi ifadelerle nitelemek o kişileri suç ile ilişkilendirir. Tüm dünyada 25 milyon 400 bin civarında mülteci bulunuyor. Tüm bu insanların ‘yasa dışı’ kişiler olduğunu düşünmek elbette gerçekçi değildir."
HATALI KULLANIMLAR KARŞISINDA SESSİZ KALMA!
Açıklamada şu hususların altı çizildi:
*Devletler, uluslararası hukuk gereğince sahip oldukları yükümlülükleri yerine getirmemek için göçmen, sığınmacı ve mültecileri kriminalize ederek sanki "suç ile savaşıyormuş" izlenimi verebilir.
*Bu yolla "güvenlik politikaları" ismi altında insanları zulme uğrama riski altında bulundukları topraklara geri gönderebilir ya da insanları daha güvenli bir gelecek kurma hayali kurdukları topraklara almayabilirler.
*Örneğin çok sayıda ülkede insanlar sadece düzensiz göçmen oldukları için aylarca ve hatta bazen yıllarca alıkonulabiliyor.
*Ayrıca göçmen karşıtı hareketlerin kullandığı bu söylem, göçmenlerin nefret söylemi veya ayrımcı politikalara hedef olmasını kolaylaştırıyor. Tüm bunlar sistematik bir politikanın sonucudur ve yanlıştır.
*Devletler; mültecilerin, sığınmacıların ve göçmenlerin güvende olmasını, işkenceye ve ayrımcılığa uğramamasını ve yoksulluk içinde yaşamamasını sağlamak zorundadır.
*Sen de sadece bu kişilere yönelik olarak kullandığın ifadeleri değiştirerek ve çevrendeki insanların hatalı kullanımlarını uyararak devletleri politikalarını değiştirmeye çağırabilirsin!
*Bir olguyu nasıl tanımladığın ona dair takip edeceğin yolu da belirler.
*Kişileri suç ile ilişkilendirmek devletlerin hak ihlallerinde bulunmasının önünü açarken, aynı kişileri göçmen, mülteci veya sığınmacı olarak niteleyerek devletlere bu kişilere yönelik sosyal politikalar geliştirilmesi çağrısında bulunabilirsin.
DİLİNİ DEĞİŞTİR, BAKIŞINI DEĞİŞTİR
Tanımlar: Mülteci, sığınmacı ve göçmen tam olarak ne demektir?
“Mülteci,” “sığınmacı” ve “göçmen” sözcükleri, ülkelerinden ayrılan ve sınırları geçen, hareket halindeki insanları tanımlamak için kullanılıyor.
“Göçmen” ve “mülteci” çoğunlukla birbirinin yerine kullanılsa da hukuki açıdan önemli farklar barındıran bu bu terimleri ayırt etmek önemli.
MÜLTECİ KİMDİR?
Mülteci, kendi ülkesinde ağır insan hakları ihlallerine ve zulme uğrama tehlikesi altında olduğu için ülkesinden ayrılan kişidir.
Bu kişiler, güvenlik tehdidinin ve hayatlarına yönelik tehlikelerin, onlara ülkelerinden ayrılmak ve başka bir ülkeye sığınmaktan başka seçenek bırakmadığını, çünkü kendi hükûmetlerinin de onları bu tehlikelere karşı koruyamayacağını veya korumayacağını hissederler.
Mültecilerin uluslararası koruma edinme hakkı vardır.
SIĞINMACI KİMDİR?
Sığınmacı, ülkesinden ayrılmış olan ve zulüm ve ağır insan hakları ihlallerinden korunmak için başka bir ülkeye sığınan, ancak hukuki anlamda henüz mülteci olarak kabul edilmeyen ve sığınma başvurusunun sonucunu bekleyen kişidir.
Sığınma talep etmek bir insan hakkıdır. Bu da herkesin sığınma talebinde bulunmak üzere başka bir ülkeye girmesine izin verilmesi gerektiği anlamına gelir.
GÖÇMEN KİMDİR?
Göçmen sözcüğünün uluslararası kabul görmüş hukuki bir tanımı bulunmamaktadır.
Uluslararası Af Örgütü olarak diğer birçok insan hakları ajansı ve teşkilatı gibi göçmenleri, kendi ülkeleri dışında yaşayan, ancak sığınmacı veya mülteci olmayan kişiler olarak değerlendirmekteyiz.
Bazı göçmenler başka bir ülkede çalışmak, öğrenim görmek veya yurt dışındaki aile üyeleriyle birlikte yaşamak için ülkelerinden ayrılıyor.
Bazıları yoksulluk, siyasi kargaşa, çete şiddeti, doğal felaketler veya diğer zorlu koşullar nedeniyle ülkelerinden ayrılma ihtiyacı hissediyor.
Önemli bir konuyu belirtmek gerekir ki; mülteci tanımına uymayan birçok kişi, ülkelerine geri dönmeleri halinde tehlike altına girebilir.
Zira zulümden kaçmıyor olsalar bile, taşındıkları ülkedeki kanuni statüleri her olursa olsun göçmenlerin insan hakları korunmalı ve bu haklara saygı gösterilmeli.
Devletler tüm göçmenleri ırkçılık ve yabancı düşmanlığına dayalı şiddete, sömürüye ve zorla çalıştırmaya karşı korumak zorundadır. Göçmenler meşru bir gerekçe olmaksızın gözaltına alınmamalı veya ülkelerine zorla geri gönderilmemelidir.