Aşırı sağcı AfD, göçmen kenti Essen'de protestoların gölgesinde kongre düzenliyor. Parti, AP seçimlerinde Almanya'nın ikinci büyük siyasi hareketi oldu.
Almanya için Alternatif (AfD) delegeleri, Essen kentindeki olaylı kongrede eşbaşkanlar Alice Weidel ve Tino Chrupalla'yı yeniden parti liderliğine seçti. Aşırı sağcı AfD, 2025 sonbaharında yapılacak Almanya genel seçimlerine bu iki ismin yönetiminde girecek.
Yaklaşık 600 parti delegesinin katılımıyla Grugahalle adlı kongre merkezinde toplantılar devam ederken dışarıda ise protesto gösterileri vardı.
Kongre başlamadan önce polis ve sol gruplar arasında başlayan çatışmalar, günün ilerleyen saatlerinde de sürdü. Polis kongre merkezine çıkan yolları kapatmak isteyenlere göz yaşartıcı gaz ve copla müdahale etti. Bazı AfD'li siyasetçiler, gösteriler nedeniyle, kaldıkları otelden kongre salonuna polis eşliğinde ulaşabildi.
Polis daha önce yaptığı açıklamada, kongrenin düzenlenmesini önlemeye yönelik girişimlere "tolerans gösterilmeyeceğini" söylemişti.
Göçmen kökenli nüfusun yoğun yaşadığı Essen'de yerel idare, iki gün sürecek kongrenin burada yapılmasına itiraz etmiş, ancak mahkeme partiye yeşil ışık yakmıştı.
Chrupalla: AfD'nin üye sayısı yüzde 60 arttı
Salonda yaptığı konuşmada Chrupalla, "Doğuda bir numarayız" dedi, seçimleri kazanmak için oy aldıkları alanı genişletmek istediklerini söyledi. Chrupalla partinin üye sayısının Ocak 2023'ten bu yana yüzde 60 artarak 46 bin 881'e yükseldiği bilgisini de verdi. Alman iç istihbaratı AfD ve üyelerini potansiyel aşırılıkçı suç şüphesiyle izliyor.
9 Haziran'da tamamlanan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde AfD, oyların yüzde 15,9'unu alarak ülkenin ikinci büyük partisi olmuştu.
AfD'nin yüzde 20 oy alabileceğini söyleyen Chrupalla, "Gelecekte adaylarımızı daha iyi seçmeliyiz" diyerek AP seçimleri sırasında yaşanan skandalların parti performansını etkilediğine dikkat çekti.
AP seçimlerinde partinin önde gelen ilk iki adayı Maximilian Krah Nazileri aklamaya yönelik açıklamaları, Petr Bystron ise rüşvet iddialarıyla gündeme gelmiş; iki ismin karıştığı skandallar partinin, AP içindeki aşırı sağcı grup Kimlik ve Demokrasi'den (ID) ihracına yol açmışlardı.
Weidel: Ukrayna AB'ye ait değil
Weidel'ın ise "Ukrayna Avrupa Birliği veya Avrupa'ya ait değil" şeklindeki sözleri salondan güçlü alkış aldı.
Weidel, İtalya'nın aşırı sağcı Başbakanı Giorgia Meloni'yi de eleştirdi, AfD ile Meloni'nin partisi İtalya'nın Kardeşleri arasında büyük farklılıklar olduğunu söyledi. İşgale karşı Ukrayna yanlısı güçlü tavır alan Meloni'nin Rusya'ya bakışı AfD'den ayrışıyor.