Afrikalılar, Erdoğan'ın arkasından öyle şeyler yazdılar ki...

Erdoğan'ın ardından Afrika'da ziyareti hakkında yazılanlar Hizmet hareketi için iftihar, Erdoğan için rezillik...
Güney Afrika'daki 130 yıllık Independent Grubu'nun Johannesburg'ta çıkan The Star, Cape Town'daki Cape Times ve Pretori'a Gazatelerinde Erdoğan'ın dört ülkeyi kapsayan Afrika gezisi ve Hizmet Hareketi'ni şikayet etmesiyle ilgili yazı çıktı. 

Yazılar Erdoğan'ın Türkiye'yi düşürdüğü alçaltıcı durumu da gözler önüne serdi. 

İŞTE O HABERLER VE ÇOK ÇARPICI ANALİZ

Erdoğan Afrika Ziyaretinde havuç-sopa  (ödül-ceza) taktiğini kullanıyor

Türk Devleti lideri Recep Tayyip Erdoğan ekonomik ve siyasi ilişkileri geliştirmek için Tanzanya-Mozambik ve Madagaskar’ı kapsayan 4 günlük ziyaretini tamamladı. 

Erdoğan Tanzanya’da Türk okullarının kapatılması ve Gülen yandaşı işadamlarına karşı operasyon karşılığında hükümete 400 km uzunluğunda demiryolu yapılması için 400 milyon Dolarlık Eximbank kredisi sözü verdi.

Erdoğan ikinci durağı Mozambik’te de bir çok ticari anlaşmaya imza attı. Hizmet okullarını Başkan Nyusi’ye şikayet etti. Ayrıca ‘ Batı’nın Mozambik’i yüzyıllarca nasıl sömürdüğünü çok iyi biliyoruz’ dedi.

Erdoğan’ın Madagaskar ziyareti öncesi ülkede yerel medyada yayınlanan ‘Erdoğan ülkemize Türk Hava Yolları ile Suriyelileri getirmek istiyor’ tarzı haberler ve Erdoğan ziyaretinden önce bir Suriyelinin Antananarıvo havaalanında 18 kg altınla yakalanması ülkede siyasi gerilimi artırdı.

Ülkedeki Gülen bağlantılı kuruluşun temsilcisi Uçar ise ‘Erdoğan okulları kapatmak için geliyor’ diyerek Türk liderin adaya gelişinin asıl niyeti ile ilgili uyarılarda bulundu.

Yerel medya, Avrupalı kuruluşların Başkan Hery Rajaonarımampianına’i Erdoğan'la yakın ilişki kurduğu takdirde fonları kesmekle tehdit ettiğini yazdı.

Erdoğan bir yandan Afrika ülkelerine cömert krediler vererek elini güçlendirmeye çalışırken, öte yandan kendi para birimi Lira’nın Dolar karşısında en zayıf durumda olmasının Türk liderinin vaatlerini gölgeliyor.

Bir yandan Avrupa Birliği, insan hakları ihlallerinden dolayı 120 bin insanı işten atmış, 40 bin kişiyi hapsetmiş Erdoğan’ı uyarırken, Madagaskar yerel medyası da Erdoğan rejimiyle ilişkiler kurmanın Ada’ya bir menfaati olmayacağını yazdı.


Ranjeni Munusamy'nin Daily Maverick'te yazdığı makalede sert ifadeler

Vızıltı Sultanı: Erdoğan’ın güç gezisi Afrika durağında

Dünyanın bir otokratın etrafında nasıl döndüğünü izlemek son derece büyüleyici. Hizmetkarlar bir işaretine amade, ağır silahlı korumaları kanınızı duvarlara boya diye çalmaya hazır ve mümkün olan olmayan her vaadi alkışlamaya can atan gezici hayran kitlesi.

Bir kabadayının istediğini alamayışı ve bu konuda elinden birşey gelmeyişini izlemek daha da büyüleyici.

Erdoğan geçtiğimiz hafta resmi ve iş çevrelerinden oluşan delegasyonuyla Tanzanya, Mozambik ve Madagaskar’dan oluşan bir gezi gerçekleştirdi, anlaşmalar imzaladı ve yüklü miktarlarda yatırım sözleri verdi. İlk bakışta Türkiye, Afrika kıtasındaki özellikle altyapı alanındaki etkisini genişletecek icraatler konusunda istekli görünüyor.

Fakat Erdoğan’ın konuşma tonunu dinlediğinde biraz çaresiz izlenimi veriyor.

En başında çifte gündemi olduğu anlaşılıyordu. Türk medyası da Erdoğan’ın niyetinin Türk din adamı Fethullah Gülen’den mulhem Hizmet Haraketinin okullarını kapattırmak olduğunu açık etmişlerdi. Erdoğan başarısız darbe girişiminden Gülen’in sorumlu olduğunu iddia ediyor ve ABD’de sürgünde yaşayan Gülen’in iadesini ve Türkiye’de yargılanmasını istiyor.

Erdoğan’ın fedakarlık ve eğitimi tavsiye eden 75 yaşındaki din alimi ve eski yakın müttefikinin peşinden gitmekten daha fazla problem olduğu izlenimini ediniyorsunuz.

Erdoğan’ın Türk halkını Nisan ortasında yapılacak olan referandumda Süper-Başkanlığına ikna etmesi gerekiyor. Ülkesi Suriyedeki savaş, İŞİD ile mücadele ve içeride Kürt ayrımcılarla (PKK) mücadele gibi çok karmaşık çatışmalar içerisinde. 45 kişinin öldüğü havaalanı saldırısı da dahil çok sayıda terror saldırısına da sahne oldu Türkiye.

Fakat Erdoğan Gülen’i ve hareketi takıntı haline getirmiş ve onu takip eden işadamı, hakim, savcı, öğretmen, doktor, gazeteci gibi kesimleri bastırmaya çalışıyor. Binlerce insan işten atıldı ve hapsedildi, medya kurumları kapatıldı ya da hükümet tarafından el konuldu .

İŞİD ile mücadeledeki Türkiye'nin kritik rolü ve Suriyeli göçmen krizi sebebiyle Erdoğan'ın otoriter baskıları yanına kalıyor. Batı'da kimse ona karşı kılıçları çekip daha fazla problem üretmek istemiyor.

Erdoğan Tanzanya, Mozambik ve Madagaskar’da yüklü yatırım sözleriyle Gülen okullarını kapattırıp Türk vatandaşlarını da göndertebileceğini düşünerek gelmiş. Görünüşe bakılırsa Afrika devletleri kaliteli egitimi sevmişler ve bu isteğe kulak vermediler.

Daily Maverick Erdoğan’ın çaresiz bir şekilde kapatmak istediği Maputo’daki Willow Uluslararası okulu tarafından davet edildi. Ben de komşu ülkede hem de okulda terörist hücreler olduğu iddiasını kulak ardı edemedim ve Erdoğan oradayken görmek için kabul ettim.

Okul 16 yıl önce açılmış ve şu an Maputo ve Motala’da şubeleri var. Geçmiş ve şu anki kabineden birçok kişinin ve Mozambik’in önde gelen ailelerinin çocuklarına eğitim vermişler.

Okullar iyi donanımlı ve başarılı çocuklara burslar veriyor aynı zamanda uluslararası platformlarda aldıkları başarılar var. Bu baskılardan önce bu okul mezunlarından birçoğu Türkiye’de üniversitelerde okuyordu. Türkiye'deki hareketin okul ve üniversiteleri şimdi kapatıldı ya da Maarif Vakfı tarafından devralındı.

Peki Erdoğan neden bu okulların terör yuvası olduğuna inanıyor? Kim bilir? Pastel boyalı kapılar ve mobilyalar, sen şakrak oyun alanları, çocukların uyku adaları ile okul pek de terör eğitim kampını andırmıyor. Belki de Türk istihbaratı ana sınıfından 10'uncu sınıfa kadar 620 çocuğu aynı derecede tehlikeli ve korkutucu görüyordur.

Tabi dünyada teröristlerin okulda saklanmasında daha garip şeyler olmadı da değil. Lakin, bakanlar özellikle de güvenlik grubuna giren bakanların çocuklarını bu şüphe altındaki okullara göndermeleri çok olası değil.

Fakat Erdoğan Gülen ağının iyi niyetli olmadığına ve durdurulmaları gerektiğine inanıyor. Salı sabahı Mozambik devlet başkanı Filipe Nyusi ile özel görüşme gerçekleştirdi ve okulların kapatılmasını istedi. Erdoğan ayın zamanda oradaki öğretmen ve işadamlarından oluşan bir liste verdi ve sınırdışı edilmelerini istedi.

Resmi bir açıklama yapılmadığından Nyusi’nin ne cevap verdiği meçhul. Erdoğan’dan böyle bir istek gelince her ülkenin yapacağını yaptığı düşünülüyor: Delil gösterin.

Erdoğan delil gösteremediğinden salı akşamı istediğini alamadan ayrıldı. Öncesinde Nyusi Türk ve Mozambikli işadamlarını katıldığı programda konuştu.

Liderler odaya kalabalık resmi ve güvenlik ekipleriyle alındı. Nyusi sahnede rahat görünürken Erdoğan odayı süzdü. O an acaba bir Gülen hareketinden biri olsa ne yaparlar diye düşündüm. Oracıkta öldürürler mi? Yoksa ağır silahlı güvenlik görevlileri tarafında apar topar götürülüp bir daha haber alınamaz mıydı?

Peki daha yeni Gülen okulu ziyaret etmiş bir gazeteci? Dünyadaki en öndeki kabadayılardan biri bakışlarını üzerime kilitleyince kalbim duracaktı. Bakışlarını uzaklaştırdı sonra tekrar döndü. O an içimden çığlık atmak geldi.

Neyse ki kimse yoktu odada ve ön konuşmalar sırasında Erdoğan arada gözlerini kapattı. Nyusi konuşurken notlar aldı ve arada çağırdığı adamlarına emirler yağdırdı. Neyse ki kimse odadan atılmadı.

Nyusi konuşmasında gayet nazikti ve memnuniyetini ifade etti. Bu Erdoğan’ın ilk ziyareti olmasına rağmen ülkede bir hava yoktu. Mozambik basını öncesinde çok yer vermedi, sokaklar Türk bayraklarıyla süslenmedi ve konuşması canlı yayınlanmadı.

Türkiye'deki yatırımlarla övünüp Mozambik'te yapmaya söz verdikleri yatırımlardan bahsettikçe Türk işadamları bıkmadan ve bazen de ayakta alkışladı.

“Siz de yapabilirsiniz” dedi. “Neden olmasın?”

Elçilik inşa etmek için Mozambik hükümetinden arsa istedi ve “Türk işadamları cepte para olmadan nasıl iş yapılabileceğini öğretebilirler” dedi.

Türk işadamları coşkuyla alkışlarken Mozambiklilerden aynı tepki gelmedi. Bunu beklemiyordu.

Ayrılırken Türk basınına Gülen okullarından kurtulmaları için dost tavsiyesinde bulunduğunu ifade etti. Zırhlı aracı ve son model arabalar ile askeri araçlarla uzaklaşırken Mozambikli işadamları gülüşüyorlardı.

“Belki başka yerde daha şanslı olur” dedi birisi. Anladık ki kimse kabadayılardan hoşlanmıyor ve buralarda yeterince var zaten.

Ranjeni Munusamy'nin Daily Maverick'te yazdığı makalenin orjinali için tıklayınız:

27 Ocak 2017 13:43
DİĞER HABERLER