Tenkil sürecinde Türkiye'yi terk etmek zorunda kalan ve Afrika'da mesleğine devam etmeye çalışan bir öğretmenin Samanyoluhaber'e ulaşan mektubunu yayımlıyoruz.
Afrika'ya yeni giden bir öğretmenden mektup:
"Türk değilim ve Türkiyeli değilim. Ekvatora yakın bir ülkede öğretmenim. Pasaportu iptal edilen, hapishanede çürütülen, ülkesinden kovulan, hayat hakkı tanınmayan, mağdur, mazlum ve mahkum kardeşlerimin yerini doldurmak için geldim.
Kendi isteğimle geldim, kimse beni zorlamadı.
Bazı arkadaşlarda yenilmişlik, ezilmişlik, kovulmuşluk ve yorulmuşluk mantalitesi gördüm.
Bir de zalimlerin kara propagandası var. İkisine de ve bütün dünyaya diyorum ki: "Biz varız, biriz, diriyiz ve dikiz. Biz yok olmadık, dağılmadık, ölmedik ve eğilmedik. Biz hizmetimizi yaptık, yapıyoruz ve yapacağız."
Bütün dünya ittifak edip karşımıza çıksa, yine de hizmetimizi yapma yollarını bulacağız. Hiç kimse ve hiçbir şey bizi durduramayacak.
Ekvatora yakın bir ülkede öğretmenim. Birkaç ay önce hicret ettim. Hicret ettiğime hiç pişmanlığım yoktur. Sadece bir pişmanlığım var, bu hicreti 10-15 yıl önce yapmalıydım.
Parayı çaldılar, yolsuzluk yaptılar, yabancı ülkelerde rahat hayat yaşıyorlar diyenlere ve düşünenlere diyorum ki:
Gündüz derse girip, akşam okulun tamiratını yapan, elektrikçi, çöpçü, mobilyacı, amele olarak çalışan öğretmenler ve müdürler gördüm.
Eşlerine okulun temizliğini yaptıran, çocuklarını da okulun inşaatında çalıştıran öğretmenleri ve müdürleri gördüm. Bir de eşlerinden ve çocuklarından ayrı, fakat hiç şikâyet etmeyen, her gün 10-14 saat çalışan kardeşlerimi gördüm.
Yaşları 20-30 olsun, 40-50 olsun, herkes eşit şekilde çalışan ve koşturan, erkek ve kadın kahramanları gördüm.
Diyorum ki, yalan söylemeyin ve yalanlara inanmayın. Biz varız, biriz, diriyiz ve dikiz. Biz yok olmadık, dağılmadık, ölmedik ve eğilmedik. Biz hizmetimizi yaptık, yapıyoruz ve yapacağız.
Bediüzzaman Hazretleri yüz yıl önce yazdı ve dedi ki, “Türkistan ve Kafkasya evlatları Rusyanın harp okullarında talim görüyorlar, yakın zamanda İslam davasına sahip çıkacaklar. Hindistan ve Mısır evlatları İngilizlerin ekonomi okullarında eğitim görüyorlar, onlar da İman davasına omuz verecekler.”
Kendi gözümle gördüm ve her gün görüyorum ki, bu söz gerçek oldu.
Farklı ülkelerden, farklı kültürlerden, dilleri farklı olan, ama amaçları ve maksatları bir olan kardeşler, yürekleri bir olarak çalan, bedenleri farklı olsa da canları ve cananları bir olan arkadaşlar bu hizmete sahip çıktı, sahip çıkıyorlar ve sahip çıkacak. Ve biz varız, biriz, diriyiz ve dikiz.
Biz yok olmadık, dağılmadık, ölmedik ve eğilmedik. Ve biz hizmetimizi yaptık, yapıyoruz ve yapacağız.
Çalıştığım okul yeniden açılan okul. Her türlü zorluklara rağmen, her türlü baskılara rağmen, her türlü hıyanetlere rağmen okullarımız kapanmadı ve yeni okullar açıyoruz ve açacağız.
Bazı insanlar diyor ki, “artık Hizmete sahip çıkmıyoruz”. Bizim sahibimiz belli ve başka kimsenin sahiplenmesini istemiyoruz ve talep etmiyoruz. Bizim sahibimiz, Mevlamız, dostumuz ve koruyucumuz Allahtır.
O kâfidir, her ihtiyacımıza yetendir."
Afrika'da görev yapan bir öğretmen...