Üye ülkelerin AGİT büyükelçileri, üst düzey bürokratları ve Uluslararası kurumların temsilcilerinin katıldığı ‘2024 İnsan Boyutu Konferansı’ devam ediyor. Programın 5. gününde, başta Yüksel Yalçınkaya kararı olmak üzere Türkiye’nin AİHM kararlarını uygulaması konusunda çağrıda bulunduk.
İnsan hakları kuruluşu
Solidarity with OTHERS AGİT toplantılarının 5. gününde başta Yüksel Yalçınkaya kararı olmak üzere Türkiye’nin AİHM kararlarını uygulaması konusunda çağrıda bulundu.
İşte konuşma metninin tamamı:
“Bir yıl önce Eylül ayında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesi en önemli kararlarından birinde, Türkiye'de Hizmet Hareketi üyesi olmaktan mahkum edilen öğretmen Yüksel Yalçınkaya'nın aslında hiçbir zaman adil yargılanmadığına ve keyfi olarak mahkum edildiğine hükmetti. Aleyhindeki deliller arasında o dönemde herkese açık olan bir mobil mesajlaşma uygulamasını kullanmak, belirli bir öğretmen sendikasına üye olmak ve belirli bir Türk bankasının hizmetlerini kullanmak yer alıyordu.
Karar, yaklaşık iki milyon Türk vatandaşının aynı delillere dayanılarak soruşturulması ve yüz binlerce Türk vatandaşının hapsedilmesi açısından oldukça önemlidir.
Mahkeme, Türkiye'nin başvuran hakkındaki ceza davasını yeniden açmasına hükmetmiştir. Mahkeme ayrıca Türkiye'nin Türk yargısı içindeki sistematik sorunları ele almasını emretti.
Kararın ardından Türkiye Cumhurbaşkanı, Türkiye'nin karara saygı göstermeyeceğini söyledi. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, başvuran için yargılamayı yeniden açan ceza mahkemesi, ilk kararında kesinlikle yanlış bir şey olmadığını tespit etti.
Öte yandan, Türk hükümeti, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'ne sunduğu eylem planında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ni görmezden geldi ve yargısıyla ilgili sistematik bir sorun olmadığını öne sürdü.
Türkiye'nin söz konusu kararı uygulamasını sağlamak, haksız yere soruşturulan, yargılanan, mahkum edilen ve hapsedilen milyonlarca insan için hayati önem taşımaktadır; ancak belki de daha önemli olan, Türkiye'nin uluslararası yükümlülüklerini ciddiye almaya başlaması ve hukukun üstünlüğünün sınırları içinde tamamen yok olmasına izin vermemesidir.
Bu nedenle; Türkiye, Hizmet Hareketi üyesi olduğu iddia edilen kişileri, her bir sanık için suçun maddi ve manevi unsurlarını tespit etmeden, bir mesajlaşma uygulamasını kullanmak veya belirli bir bankanın hizmetlerini kullanmak gibi tamamen yasal davranışlar nedeniyle terörle mücadele yasaları kapsamında yargılamayı derhal durdurmalıdır.
Türkiye, hukuka aykırı şekilde geniş ve muğlak olan terörle mücadele kanunlarını, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Demirtaş ve Yalçınkaya kararlarında ortaya koyduğu bulgulara uygun olarak değiştirmelidir.
Türkiye ayrıca, adil olmayan bir yargılamanın ardından hukuka aykırı bir şekilde mahkum edilen vatandaşlarının, mahkumiyetleri temyiz mahkemeleri tarafından onanmış olsun ya da olmasın, yeniden yargılanmalarını sağlamak için genel tedbirler almalıdır.
Türk savcı ve hakimlerine, AİHM kararlarını gecikmeksizin uygulama ve bunu yaparken de herhangi bir usulsüz idari baskıya boyun eğmeme yönündeki anayasal görevlerini hatırlatırız.
AGİT'e ve üye ülkelere, Türkiye'ye hukukun üstünlüğünün sağlanması konusundaki uluslararası taahhütlerini hatırlatmaları çağrısında bulunuyoruz.
Teşekkür ederim.”
Metnin İngilizce versiyonunu okumak için tıklayın