Ahlaksız teklif

Hükümete yakın trol hesaplar üzerinden yayınlanan listelere göre, DDK 6 bin 500 iş yerini ‘paralel’ olduğu gerekçesiyle fişledi.
Video: Arşiv

Bunu fırsat bilerek sermaye avına çıkan yandaş işadamları, ‘Listedesin, şirketine kayyım atayacaklar, sat mallarını git’ diyerek halkın malına çökmeye başladı.


Trakya’da bir kuyumcunun, AKP’ye yakın iş adamı tarafından dostça(!) işyerini devretmesi istenildi.


AKP iktidarı sevmediği işadamları ve şirketleri batırmak için her geçen gün yeni yöntemler geliştiriyor. 28 Şubat’ta Milli Güvenlik Kurulu (MGK) kararlarını bahane yaparak ‘yeşil sermaye’ avına çıkan askerler gibi AKP’ye bağlı bürokrasi de ‘paralel sermaye’ avına çıktı. Devlet Denetleme Kurulu (DDK) 6 bin 500 şirketin hizmet hareketiyle ilgili olduğunu belirleyerek trol hesaplar üzerinden yayınlayınca istismarcı yandaşlara gün doğdu. Trol listelerinde adı geçen iş yerlerinin çarşaf çarşaf hedef gösterilmesi sermaye gaspı için yeni yöntemleri de gün yüzüne çıkardı. Hesaplar üzerinden mallarının müsadere edileceği ve kayyım atanacağı şayialarıyla Anadolu sermayesi yeni tehditlere maruz kalıyor. Hukukçulara göre ortada ispatlanmış bir durum yokken şirketlerin isimlerinin deşifre edilmesi büyük bir suç. Ekonomistlere göre ise bu durum mal varlıklarının el değiştirmesiyle sonuçlanabilecek yeni bir hukuksuzluk süreci. Listede ismini gören şirket sahipleri gönüllü ya da zorunlu olarak mallarını satışa çıkarmaya zorlanıyor. Bu da en çok iktidara yakın işadamlarını sevindirecek.

Azınlıkların başına da gelmişti

1915 tehciri, 6-7 Eylül olayları ve Kıbrıs Barış Harekatı sırasında azınlıklar benzer tehdit ve yıldırmalarla Türkiye’yi terk etmek zorunda kalmıştı. Kimi bütün malını mülkünü geride bırakmış kimi ise sudan ucuza elden çıkarmak zorunda kalmıştı. Uzmanlar DDK’nın listesinin de böyle bir sonuca neden olabileceği konusunda uyarıyor. İnsanların suçsuz yere hapse gönderildiğine, mal varlıklarına el konulduğuna dikkat çeken uzmanlar: “Ahlaksız teklifler yaşanabilir. Tutuklanacağından, malına el konulacağından korkan insanların bu durumundan yararlanmak isteyenler çıkabilir.” diyor.

Ortada sahte listeler dolaştırılıyor

DDK’nın fişlemesinden önce de birçok ilde listeler dolaşıyor ve sermaye el değiştiriyordu. Hizmet hareketine yakın şirketler hedefe konsa da rakip olarak görülen iş yerleri de AKP’ye yakın işadamlarınca ‘paralel’ iddiasıyla listeye yazdırılıyordu. İlk adım tamamlandıktan sonra ikinci adıma geçiliyor ve dostça uyarı yapılıyordu: “Arkadaşımsın zarar görmeni istemem. Ama teşkilatta konuşulurken duydum, senin de şirketine kayyım atayacaklarmış”. Üçüncü adımda ise kurtarma teklifi yapılır 30 milyonluk serveti olan iş adamına: “Bir an önce sat mallarını kaç bu ülkeden. İşini görür mü bilmem ama nakit 5 milyonum var” diyerek kurtarıcı gibi davranır. Amaç mala çökmektir. Üstelik ne listede ismi vardır ne de liste.

Dost görünüp malına çöküyorlar

Son iki yılda birçok ilde yaşanan benzer olaylardan biri de Trakya’da bir şehrin en büyük kuyumcularından K.E’nin başına da geldi. Bir dönem o kuyumcunun yanında çalışan sonrasında kendi dükkânını açan AKP’li dostu bir gün: “Teşkilatta duydum. Devlet cemaattensin diye senin malına da el koyacakmış. Bir an önce sat git’ diye ‘dostça’ tavsiyede bulunur. Bununla da yetinmez 50 milyon’luk mal varlığı olan K.E’ye 10 milyon teklif eder. O da çaresiz kabul etmek zorunda kalır. Oysa olayın hepsi kurgudur. O dönemde ne o şirkete kayyım atanacaktır ne de öyle bir liste vardır.

       


İnsanları korkutarak mallarını almak yağmacılıktır

Prof. Seyfettin Güler (Ekonomist): İnsanları korkutarak mallarını almak resmen yağmacılık, dolandırıcılıktır. Türkiye’de hukuksuzluk dolu dizgin gidiyor. Mal güvenliğinin olmadığı yere yatırımcılar gelmez. İnsanların mallarına çökmek ancak diktatörlüklerde, devrimler sonrası kurulan totaliter rejimlerde olur.

Ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışıyorlar

Süleyman Taşbaş (Bank Asya ortaklarının avukatı): İnsanlar korkutularak malları ellerinden alınmaya çalışılması suçtur. Savcılığa derhal suç duyurusunda bulunulması gerekir. Bank Asya ortaklarına da bu yolu denediler. Bankayı satmak için ortaklardan muvaffakat istediler. Ancak ortaklar buna boyun eğmedi. Ülkede artık kimsenin ne can güvenliği ne mal güvenliği var. Malınıza çökecekler deyip insanların mülklerini ucuza satın alma gayretindeler. Bir nevi ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışıyorlar. Bu tuzağa kimse düşmesin.




26 Haziran 2016 07:33
DİĞER HABERLER