Gazeteci-yazar Ahmet Altan, "Cumhurbaşkanı'na hakaret" ve "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçlarından hakkında yürütülen iki ayrı soruşturma nedeniyle Çağlayan'da bulunan İstanbul Adalet Sarayı'na giderek, Basın Savcısı Emin Aydinç'e yaklaşık 1 saat ifade verdi.
Ahmet Altan, 1 Eylül 2015'te Bugün TV'deki açıklamaları nedeniyle başlatılan soruşturmadaki ifadesinde, 41 yıllık gazeteci olduğunu söyleyerek, Koza Holding'e yapılan bir operasyon nedeniyle açıklamalarda bulunduğunu kaydetti. Adalet Bakanlığı'nın suç duyurusu üzerine soruşturma açılmasını eleştiren Altan, "Birincisi, Adalet Bakanı'nı ilgilendiren durum nedir? Neden bu kadar ivedilikle bir karara varılmasını istemektedir? Adalet Bakanlığı'nın bu kadar aceleci ve bu kadar tarafgir olarak müdahale ettiği davalarda adaletin ve hukukun güvencesi ne olacaktır?" dedi.
"HUKUKUN OLMADIĞI BİR ÜLKEDE ACI YAŞANIR"
Gazetelerde yayımlanan haberler üzerine Adalet Bakanlığı'nın harekete geçtiğini belirten Altan, "Bu yazıların benimle alakası yoktur. Gazete yazılarını kendi iddialarına dayanak yapıyor. Ayrıca yazı diye söz ettiklerinin bir kısmı, iktidar yanlısı gazeteler tarafından çarpıtılmış haberlerdir" diye konuştu.
Ahmet Altan, "Türkiye zor günlerden geçiyor. Son 5 ayda 400 insanımız öldü. Hukuk ağır darbeler yiyor. Hukukun olmadığı bir ülkede acı yaşanır. Siyasi iktidarın yargıya müdahale etmemesi gerektiğini söylüyorum" dedi.
"HAKARET DEĞİL, BU BİR ÖNGÖRÜ"
Ahmet Altan, bakanlığın suç duyurusu dilekçesinde, "Altan'ın hipnotize olmuş gibi program boyunca 'Türkiye Erdoğan'ı başkan yapmayacak' cümlesini tekrarlaması takıntısını da gözler önüne serdi" şeklindeki bir gazetede çıkan habere yer verdiğini belirterek, "Anladığım kadarıyla, Adalet Bakanlığı 'Türkiye Erdoğan'ı başkan yapmayacak' lafını hakaret olarak görüyor. Bu bir hakaret değil, bu bir öngörü. Benim bu öngörüyü dile getirme hakkım, bu ülkenin anayasası, yasaları, teamülleri, içtihatları tarafından güvence altına alınmıştır. Kimseye hakaret ya da tehdit kastıyla hareket etmiş değilim. Zaten bir gazeteci olarak müştekiyi nasıl tehdit edebilirim? Benim en fazla yapabileceğim, eleştiri ve öngörüde bulunmaktır. Suç işlemedim" dedi.
"ELEŞTİRİDE BULUNDUM"
Altan ayrıca, bir internet sitesinde "Saraylarda oturabilmek için gencecik çocukları öldürtüyorlar" başlığıyla yayımlanan röportajı nedeniyle "Cumhurbaşkanı'na hakaret" suçundan da ifade verdi. Altan, ifadesinde, eleştiride bulunduğunu, konuşmanın içinde bir hakaret sözcüğü bulunmadığını ve suç kastı olmadığını söyledi.
ADLİYE ÖNÜNDE AÇIKLAMA YAPTI
İfadesinin ardından adliye önünde açıklama yapan Ahmet Altan, "Adalet Bakanı ivedilikle bir cevap istiyor. Bu konunun öncelikle neden Adalet Bakanı'nı ilgilendirdiğini, neden bu kadar acele ettiğini, ivedilikle cevap talep ettiğini anlamadım. Kendisi seçilmiş bir bakan değil, atanmış bir bakandır. Kendisini fevkalade telaşlı gördüm" diye konuştu.
Altan, şunları söyledi:
"Dosyamda bugün havuz medyası olarak tabir edilen Sabah Gazetesi'nin haberi var. Düşünün ki, fikren karşı karşıya olduğumuz gazetelerin bize hakaret ederek yayınlanan haberleri, Adalet Bakanlığı tarafından geçerli kanıt olarak görülüyor. Zaten temel şikayetimiz bugün budur. Bu ülkede hukukun kalmadığı, hukukun bizzat hukukçular tarafından yok edildiği, Adalet Bakanlığı'nın iktidar yanlısı bir gazetenin hakaretlerini kendisine dayanak alarak muhalif bir yazara soruşturma açma hakkı hukuken yoktur. Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar anlamsız, bu kadar saçma ve bu kadar hukuka aykırı bir davranış olamaz."
"ELEŞTİRİLERİMİZ BÖYLE DAVRANDIĞI SÜRECE DEVAM EDECEK"
"Cumhurbaşkanı ile ilgili eleştirilerimiz var. Böyle davrandığı sürece olacak. Ve bunu da dile getireceğiz" diyen Altan, "Bunu engellemek için tehditkar soruşturmalar, hapishane tehditleri, mahkeme tehditleri bugüne kadar bu ülkede geçmedi. Bundan sonra da geçmeyecek" diye konuştu.
"SADECE 5 AYDA 400 İNSANIN ÖLDÜĞÜ BİR ÜLKEDE... "
"Cumhurbaşkanı 'Ben diğerlerine benzemiyorum' diyorsa, Anayasayı bu kadar açıkça çiğniyorsa, siyasetin içine bu kadar giriyorsa, mutlaka bir eleştiriyle karşılaşacaktır" diyen Ahmet Altan, "Sadece 5 ayda 400 insanın öldüğü bir ülkede, bu çocukların hayatının kurtulması, diğerlerinin ölmemesi için sesimizi çıkarmak hem hakkımız hem görevimiz" şeklinde konuştu.
1 Kasım seçimleri sonrası ülkenin gidişatıyla ilgili düşüncesi sorulan Altan, "Gittikçe daha kötüye gideceğini düşünüyorum. Zaten bunun işareti var. Seçimi kazandıkları gün Nokta Dergisi'nin yöneticilerini 'silahlı isyan'dan tutukladılar. Bunun hukuken mümkün olmaması gerekir. Bir savcı, bir hakimle koskoca holdinge el koyuyorlar, insanların paralarına el koyuyorlar. Bütün gazetecileri içeriye atıyorlar ya da sorguya çekiyorlar. Bunun hukukla bir alakası yok" diye konuştu.
Ahmet Altan, açıklamasının ardından bazı hayranlarına kitap imzalayıp fotoğraf çektirdikten sonra adliyeden ayrıldı.