Gazeteci yazar Ahmet Altan, 'Cumhurbaşkanı'na hakaret' ve 'Halkı kin ve düşmanlığa tahrik' suçundan hakkındaki soruşturmalar nedeniyle İstanbul Adliyesi'nde ifade verdi. Çıkışta açıklamalarda bulunan Altan, "Cumhurbaşkanı ile ilgili eleştirilerimiz var, olacak böyle davrandığı sürece, dile getireceğiz. Bunu engellemek için böyle tehditkar soruşturmalar, hapishane tehditleri, mahkeme tehditleri, bugüne kadar bu ülkede geçmedi, bundan sonra da geçmeyecek." dedi.
Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na gelen Ahmet Altan hakkındaki iki soruşturma nedeniyle basın savcısı Emin Aydinç'e ifade verdi. Altan'a alçılan soruşturmalardan biri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatları aracılığıyla şikayeti, diğeri de Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün suç duyurusu üzerine başlatılmıştı. Altan savcılık ifadesinin ardından çıkışta açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı'na hakaret suçlamasıyla ifadesinin alındığını belirten Altan, "Adalet Bakanı'nın talimatı üzerine Cumhurbaşkanı'na hakaret suçlamasıyla ifademi aldılar. Adalet Bakanı ivedilikle derhal bir cevap istiyor. Bu konunun öncelikle neden Adalet Bakanı'nı bu kadar yakından ilgilendirdiğini, neden bu kadar acele ettiğini ve ivedilikle cevap talep ettiğini anlamadım. Kendisi seçilmiş bir bakan değil görevlendirilmiş, atanmış bir bakandır. Ve kendisini fevkalade telaşlı gördüm bu talebinde. Ayrıca çok gayrı ciddi bir dosyayla benim sorguya çekilmemi talep ediyor. Neden şikayet ettiğini bile söylememiş. Dosyamda bugün havuz medyası olarak tabir edilen Sabah gazetesinin hakkımdaki haberi var. Düşünün ki şuanda fikren karşı karşıya olduğumuz gazetelerin hakaret ederek yayınladığı haberler Adalet Bakanlığı tarafından geçerli kanıt olarak görülüyor. Zaten temel şikayetimiz bugün bu ülkede hukukun kalmadığı, hukukun bizzat hukukçular tarafından yok edildiğidir. Adalet Bakanlığı iktidar yanlısı bir gazetenin hakaretlerini kendisine dayanak alarak muhalif bir yazara soruşturma açma hakkı hukuken yoktur. Yeryüzünün hiçbir yerinde bu kadar anlamsız bu kadar saçma ve bu kadar hukuka aykırı bir davranış olamaz." şeklinde konuştu.
'HUKUKU VE YARGIYI YOK EDİYORLAR'
"Cumhurbaşkanı ile ilgili eleştirilerimiz var, olacak böyle davrandığı sürece, dile getireceğiz. Bunu engellemek için böyle tehditkar soruşturmalar, hapishane tehditleri, mahkeme tehditleri bugüne kadar bu ülkede geçmedi, bundan sonra da geçmeyecek." diyen Altan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Cumhurbaşkanı ben diğer Cumhurbaşkanlarına benzemiyorum diyorsa, siyasetin bu kadar içine giriyorsa, anayasayı bu kadar açık çiğniyorsa mutlaka bir gün eleştiriyle karşılaşacaktır ve karşılaşmalıdır. Bu toplumun sağlığı için bizim hukuka, yargıya, adalete, anayasaya ve yasalara sahip çıkmamız gerekiyor. Görüldüğü kadarıyla buna Adalet Bakanlığı sahip çıkmıyor. İçeride sorgumda da anlatmaya çalıştığım şey buydu. Bizim sadece beş ayda 400 insanın öldüğü bir ülkede bu çocukların hayatının kurtulması diğerlerinin ölmemesi için sesimizi çıkarmak hem hakkımız hem görevimiz. Bu ülkenin geleceği hukukuna bağlı. Hukuku ve yargıyı yok ediyorlar. Yok ettikleri kendi hazırladıkları bu dosyadan bile belli. Ümit ediyorum ki Türkiye bu tür sesleri daha çok duyacak. Bu tehditler burada milyonlarca insan var hepsini birden susturmaya yetmez. Birini alırsın, ikisini alırsın, beşini alırsın milyonlarca insan bugünkü bu düzenden, bu sistemden sistemsizlikten hukuksuzluktan yargılanıyor. Bundan şikayet ediyor. O insanlar bu ülkenin düzelmesi için uğraşacaklar. Bende elimden geldiğince sesimi çıkartacağım."
'BİR SAVCI BİR HAKİMLE KOSKOCA HOLDİNGE EL KOYUYORLAR'
Ülkenin 1 Kasım seçimleri öncesi ve sonrası gidişatı hakkında bir gazetecinin sorusunu yanıtlayan Altan, "Gittikçe daha kötüye gideceğini düşünüyorum. Seçimi kazandıkları ilk gün Nokta dergisinin yöneticilerini silahlı isyandan iki tane genç gazeteciyi silahlı isyandan tutukladılar. Bunun hukuken mümkün olması nasıl olabilir bir ülkede? Hukukun olmamasıyla mümkün olabilir. Zaten de hukuk yok. Uyguladıkları şiddettir. Bir savcı bir hakimle koskoca bir holdinge el koyuyorlar. İnsanların paralarına el koyuyorlar. Bütün gazetecileri içeri atıyorlar yada sorguya çekiyorlar, yargılıyorlar. Bunun hukukla bir alakası yok." ifadelerini kullandı.
Ahmet Altan, konuşmasının ardından sevenleriyle hatıra fotoğrafı çektirdi ve kitaplarını imzaladı.
CİHAN