Gözaltındaki Altan kardeşlerden serbest bırakılan Ahmet Altan adliye çıkışı açıklamalarda bulundu
15 Temmuz darbesinden bir gün önce çıktıkları Erzincan TV’de yaptıkları konuşmalardan sonra gözaltına alınan ve 12 gün sonra tutuklamaya sevk edilen Altan kardeşlerden Prof. Dr. Mehmet Altan tutuklanırken, gazeteci ve yazar Ahmet Altan adli kontrol şartıyla serbest kaldı.
Cemaate yönelik soruşturma kapsamında örgüte üyelik, yardım ve propaganda, hükümeti devirmeye teşebbüs iddialarıyla hâkim karşısına çıkarılan Ahmet Altan, adliye önünde yaptığı açıklamada, “Bu ülke bizim, korkmuyoruz; sonuna kadar hukuku ve demokrasiyi savunacağız.” dedi.
Kendilerine açılan soruşturma ve Mehmet Altan’ın tutuklanmasının 15 Temmuz’un gerçek faillerinin ve siyasi sorumlularının bulunmasını engelleme amacı taşıdığının altını çizen Ahmet Altan, “Mehmet Altan’ın bugün tutuklanması, 15 Temmuz ile ilgili soruşturmanın tamamen yolundan saptırılması, ciddiyetinden uzaklaştırılması ve esas sorumlulara gidecek bir soruşturmanın önünün kesilmesidir. Bilmediğimiz bir güç, her nedense, bu darbenin nasıl olduğunun soruşturulmasını engellemek istiyor. Bize açılan bu dava, Mehmet Altan’ın bu tutuklanması, bu soruşturmanın derine ve zirveye gitmesine engellemekten başka bir amaç taşımıyor. ” ifadelerini kullandı.
Siyasi iktidarın kendilerine yönelik soruşturma ile iki mesaj verdiğini anlatan Ahmet Altan, şunları anlattı: “Bir, siyasi iktidari eleştirenlere bundan sonra darbeci diyeceğiz. Ki bu darbeyi fevkalede gayri ciddi hale getiriyor. İki, biz 15 Temmuz’u soruşturmak istemiyoruz. Çünkü biz 15 Temmuz’u soruşturduğumuzda bu işin nereye varacağından korkuyoruz. Siyasi iktidarın bize, Adliye Sarayı’nda verdiği mesaj sadece buydu. Ama buradan gidelecek bir yer yok. Buradan Türkiye iyi bir yere gitmez.”
MEHMET ALTAN’I TUTUKLAMAK 15 TEMMUZ SORUŞTURMASINI YOLUNDAN SAPTIRMAKTIR
Darbeyi ciddiye almayan; bir tek cümle ile bir konuşmada, darbe ile ilişki kuran bir hukuk sisteminde bu ülkenin gerçekten çok zor günler yaşayacağını düşünüyorum. Mehmet Altan’ın bugün tutuklanması, 15 Temmuz ile ilgili soruşturmanın tamamen yolundan saptırılması, ciddiyetinden uzaklaştırılması ve esas sorumlulara gidecek bir soruşturmanın önünün kesilmesidir. Bunun hiçbir anlamı yok.
30 YILLIK BİR YAZAR, BİR PROFESÖR BİR CÜMLE İLE TUTUKLANIYORSA, BU ÜLKEDE YAŞAMAK ÇOK ZOR
Bir profesör, 30 yıllık bir yazar, bunca kitabın müellifi, hayatı boyunca darbelere karşı çıkmış ve demokrasiyi korumuş bir adam, bir konuşmasında siyasi iktidarı eleştirdiği için darbe ile ilişkilendiriliyorsa, bu ülkede yaşamak gerçekten çok zor. Ve burayı yönetenlerin nasıl bir ülkeyi yönettiklerini, bir ülkeyi ne hale getirdiklerini bir kere daha düşünmeleri lazım. Bu hukuk sistemiyle, bu tür suçlamalarla, siyasi iktidara yönelik her eleştiriyi darbecilik olarak nitelemekle varabileceği hiçbir yer yoktur.
BİR GÜÇ DARBENİN SORUŞTURULMASINI, SİYASİ SORUMLULARININ BULUNMASINI ENGELLEMEK İSTİYOR
Bugün bu tutuklama, 15 Temmuz ile ilgili ciddi her türlü soruşturmanın önünü kesiyor. Bilmediğimiz bir güç, her nedense, bu darbenin nasıl olduğunun soruşturulmasını engellemek istiyor. Bize açılan bu dava, Mehmet Altan’ın bu tutuklanması, bu soruşturmanın derine ve zirveye gitmesine engellemekten başka bir amaç taşımıyor. Bugünden itibaren bu soruşturma, gerek Türkiye’de gerek dünyada hiçbir şekilde ciddiye alınmayacaktır.
O zaman sormamız gerekiyor. Kim ve neden, 15 Temmuz’u yapanların sonuna kadar araştırılmasını engellemek istiyor? Ve bunu aydınların üzerine sevk ederek, yolundan saptırıyor. Zannediyorum ki bu darbenin siyasi sorumlularının ortaya çıkmasını istemiyorlar. Bunun için de Mehmet Altan’ı tutukluyorlar.
İKİ MESAJ VERİLİYOR; SİYASİ İKTİDARI ELEŞTİRENLERE DARBECİ DİYECEĞİZ, 15 TEMMUZ’U SORUŞTURMAK İSTEMİYORUZ!
Mehmet Altan’ı tutuklamak her türlü eleştiri bundan sonra cezalandırılacak anlamını taşıyor. İki tane anlamı var bunun. Bir, siyasi iktidari eleştirenlere bundan sonra darbeci diyeceğiz. Ki bu darbeyi fevkalede gayri ciddi hale getiriyor. İki, biz 15 Temmuz’u soruşturmak istemiyoruz. Çünkü biz 15 Temmuz’u soruşturduğumuzda bu işin nereye varacağından korkuyoruz. Siyasi iktidarın bize, Adliye Sarayı’nda verdiği mesaj sadece buydu. Ama buradan gidelecek bir yer yok. Buradan Türkiye iyi bir yere gitmez. Ümid ediyorum, bu siyasi iktidar kendini toparlar. Hem kendisinin hem Türkiye’nin böylesine korkunç ve kötü bir yere gitmesine engel olacak bir hamle yapar.