Ahmet Davutoğlu'ndan Burhan Kuzu'ya Rus uçağı cevabı

AKP İstanbul milletvekili Burhan Kuzu'nun eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun düşürülen Rus uçağı ile ilgili söylediği "emri ben verdim" sözlerini eleştirmesi tartışmayı yeniden başlattı. Peki Davutoğlu 15 Temmuz sonrası bile Rus uçağı ile ilgili neler söylemişti?

Ahmet Davutoğlu'ndan Burhan Kuzu'ya "Rus uçağı" cevabı

15 Temmuz sonrası Rus uçağının düşürülmesi Hizmet Hareketi'ne yönelik cadı avına araç yapılıyor.

Oysa toplum unutsada arşivler unutmuyor. 

Dönemin Başbakan'ı Davutoğlu son olarak Kuzu'nun gündeme getirdiği iddialarla ilgilli 15 Temmuz sonrası katıldığı bir canlı yayında bakın neler söylemişti:

Davutoğlu'nun "Emri ben verdim" sözü

Bu sözden hareketle hükme varanlar devlet işleyişini bilmeyenler ya da art niyetlilerdir. Devlette bu şey nasıl yürür? Düşünün ki 17-14 saniye süren bir hava sahası ihlalinde, Başbakanın o spesifik olay için emri vermesi mümkün mü? Pilot duracak, silsile var. Hava kuvvetleri komutanı, genelkurmay başkanını arayacak, o da beni arayacak ben de vurun diyeceğim…

ART NİYETLİ DEVRİ SABIK YARATMA ÇABASI...

Burada kesin art niyet var. Kendince birileri geçmişi böyle saptırarak anlatma, bazıları da dış politikayı sorgulama şeyi var. Burada olan şey şudur. 19 Haziran 2012 uçağımız düştüğü zaman, silahlı kuvvetlere, o zaman başbakanımız, şimdi cumhurbaşkanımız Erdoğan, benim de katıldığım toplantıda değerlendirdik. Artık bundan sonra Suriye’den ülkemize yaklaşan uçak tehdit olarak görülmeli ve vurulmalı dendi. Yani Suriye’den uçan, hava sahası ihlali olmasa bile tehdit olsa dendi.

"MGK'da karar aldık"

Eylül 2015’te Rusya sahaya girip, arka arkaya hava sahası ihlali yapınca, MGK’da istişare ederek bu angajman kuralını değiştirme ihtiyacı ortaya çıktı. 10 Ekim 2015 tarihinde, bu anlamda talimatı ben verdim diyorum. Genelkurmay başkanına yeni talimat verildi, sadece Suriye uçakları değil, hava ihlali yapan uçaklara angajman kuralları uygulanır dedi. Nihayetinde başbakan imzasıyla verildi.

11 Ekim’de de genelkurmay başkanımız hava kuvvetleri komutanına, o da filo komutanına verir. Yoksa Rus uçağı olduğunu bilip, başka ülke uçağı da olabilirdi. Alanda meçhul bir uçakta olabilirdi. Ama talimat istişareler sonucu, benim de verdiğim talimat, pilotlarımız şu şu şartlarda ihlal eden uçağı vurur.

"Putin görüşme talebine olumlu yanıt vermedi"

Burada 24 Kasım günü, sonra da üç dört uçak oldu. Cumhurbaşkanımız Putin’i nazikçe uyardı, söylendi. 24 Kasım günü, o gün ben hükümeti kuracağım, 11’de cumhurbaşkanımızla buluşacağız. Genelkurmay başkanımız bilgiyi bana aktardı. Siz dışişleri bakanımızı, mit müsteşarımızı alın, tedbirleri geliştirin dedim. Cumhurbaşkanımızla görüştük, bu arada bunu da konuştuk. Cumhurbaşkanımız da o zaman öğleden sonra tekrar buluşalım dedi. Ben de bakanlar kurulunu açıkladım. Sonra bir araya geldiğimizde, tedbirleri geliştirdik. Sayın cumhurbaşkanımızın Putin ile görüşme talebine olumlu yanıt vermedi.

"Angajman kuralları uygulanması konusunda kimse sorumlu addedilemez."

Ben herhangi bir şey varsa siyasi sorumluluğu üstlenme konusunda hiç geri adım atmam. Angajman kuralları uygulanması konusunda kimse sorumlu addedilemez.

Bu arada bu pilotla ilgili bazı şüpheler, kamuoyunda bazı tartışmalar vardı. Genelkurmay başkanımızın tetkik etmesini istedim. İrtibat tespit edilmedi. O arada hava sahası ihlal edilen ülke biziz. Biz suçlu değiliz.

Peki bu uçak başka uçak olsa, İskenderun’u bombalasa, hesaba çekilmez miydik hepimiz? Siyasi sorumluluktan kaçınmam. Ama şu anda yürütülen Rusya politikası doğrudur.
18 Aralık 2016 16:15
DİĞER HABERLER