Ahmet Kurucan: Bu süreç sonrası hasar tespit raporu çıkartıldığında...

Ahmet Kurucan: Bu süreç sonrası hasar tespit raporu çıkartıldığında...
“Kol kırıldı yen içinde kalır” zaviyesinden hareket edip “çalıyorlar ama çalışıyorlar” söylemlerini susarak dahi olsa destekleyen ulemaya bir çift sözüm var; kol kırıldı ama yen içinde kalmadı, bütün bir topluma yayıldı ve bu süreçte en büyük yarayı dinimiz ve dini değerlerimiz aldı. “Onlar Müslüman’sa ben değilim.” diyenler, bu yaranın en büyük şahidi. Ve bunda sizlerin sorumluluğu inkâr edilemez.''

(...)
Bu süreç –benim isimlendirmeme göre paket- er veya geç bitecek... Bittiğinde her şeyi sil baştan yeniden inşa etme veya restorasyon yapmak için öncelikle yıpranan, aşınan, yok edilen şeyler adına bir hasar tespit raporu çıkartılacak. Raporların belki de en iç acıtıcısı ulema adına çıkartılacak rapor olacaktır. Hiç kimsenin şüphesi olmasın isim isim, vakıa vakıa herkesin müspet veya menfi konuşarak, yazarak ya da susarak almış olduğu tavır bu raporlarda yer alacak ve tarihe mal olacaktır. Olmalıdır da.

“Sözünü ettiğiniz kişiler ilahiyat fakültelerinde sizi yetiştiren hocalarınız olduğu için sana çok koymuş” diyebilirsiniz. Ben öyle düşünmüyorum çünkü söz konusu olan şey şahıslar değil, dinimiz ve dini değerlerimiz. Din ve dini değerlerimiz ise sadece İslami ilimleri meslek edinmiş hocalarımıza değil, “ben Müslüman’ım” diyen herkese aittir.

Milli kütüphane süreli yayınlar bölümünde arşivlere bakarak, dijital verilerin içine gömülerek masa başında bu raporu yazacak olanlara şimdiden sabırlar dilerim. Bugünleri de yaşayan ehli insaf ve ehli vicdan birileri olacaksa bunlar, işleri daha da zor. Şimdiden garanti verebilirim; TV ekranlarından yapılan konuşmaları, gazete sayfalarındaki köşe yazılarını, havuz medyasının bitme tükenme bilmez bir hınç, kin, nefret, gayz ve öfke ile İslami ilkelerin hepsini bir kenara atarak yayınladıkları manşetleri yeninden dinleyince, okuyunca ve görünce çoğu zaman gözyaşlarına hakim olamayacaklar. “Tarafgirliğin böylesi, savrulmanın böylesi, zulmün böylesi…” diyecekler. Resmin tüm karelerine birden bakma imkânı buldukları çalışmalarının sonunda, olan ile olması gereken arasındaki uçurumu bir kez daha görecek ve yapacakları mukayeselerde, yazacakları yorumlarda yüz defa keşke diyecekler.

12 Mart 2015 09:38
DİĞER HABERLER