Zaman Gazetesi yazarlarından Ahmet Kurucan’ın kaleme aldığı, “Huzurdan Esintiler” serisinin dördüncü kitabı “Yalan Talan ve İman”, 17 Aralık’tan bu yana yaşanan hadiselere ilişkin bir başucu eseri.
Yazar, bu süreçte ülkemizde, adaletten demokrasiye hayatın her alanında yaşanan yozlaşmanın altını çizerken din konusunda yaşananlara ise büyüteç tutuyor.
Türkiye’de, artık bir an önce sonunun gelmesini dilediğimiz tuhaf zamanlar yaşanıyor. Meydanlarda, televizyon ekranlarında, meclis kürsüsünde insanların gözlerinin içine baka baka yalanlar söyleniyor, iftiralar atılıyor. Ortaya çıkan yolsuzluk ve rüşvet skandallarının üzeri örtülüyor. Siyaset diliyle insanlar kutuplaştırılırken; halk, sûni gündem ve algı operasyonlarıyla yönlendiriliyor. Fakat en tehlikelisi tüm bunları yapanlar dini değerleri kendi çıkarlarına alet ediyorlar. Yaşananların farkına varan insanlar ise “Onlar Müslümansa biz değiliz” noktasına doğru evriliyor.
İlahiyat alanındaki çalışmalarıyla tanınan, özellikle İslam Hukuku konusunda birçok makalesi ve yayınlanmış eseri bulunan Ahmet Kurucan’ın kaleme aldığı, Işık Yayınları tarafından basılan Yalan Talan ve İman, son zamanlarda yaşanan bu akıl almaz sürecin dini değerler eksenindeki yansımalarını konu edinmiş. Kur’an-ı Kerim’den ayetlerle, Peygamber Efendimizin hadisleriyle temellendirdiği eserinde, bu yaşananların İslam dini ve buyruklarıyla asla bağdaşmadığının altını çizmiş.
Fethullah Gülen Hocaefendi’yi sık sık ziyaret eden, sohbetlerini dinleme imkanı yakalayan Kurucan, özellikle 17-25 Aralık sonrasında yaşananlar ve oluşturulan linç kampanyası ile ilgili Hocaefendi’nin görüşlerini de yazılarında aktarmış. Yurt dışında Hizmet’in açtığı okullara karşı hükümetin almış olduğu tutum sonrasında yaşananlar şöyle geçiyor kitapta: “... Her şeye rağmen Hocaefendi üzgün ama ümitsiz değil. Dün yine söyledi hem de beni ayrıca not almaya itecek emin ve vakarlı duruşu ile. “Bir gün gelecek, gerçekler bütünüyle açığa çıkınca gelip özür dileyecek, hakkınızı helal edin diyecekler.” dedi.Bir duruştur bu. Bir tavır alıştır hadiselere karşı. İlkeli olmanın, prensipli davranmanın, yanlışa karşı mesafe koymanın göstergesidir.Kim ne derse desin, kendinden emin olmayan bu duruşu sergileyemez.”
Kendi tabiriyle “Failleri itibarıyla sözün bittiği bir yerde olmakla beraber muhatapları açısından söze hâlâ değer veren insanların bulunduğunun şuuru içinde” olan yazar korkmadan, çekinmeden, geri adım atmadan hakikatin peşinden gitmiş. Bildiklerini, duyduklarını, gördüklerini cesurca anlatmış. Tek amacı, Hak yolunda insanlığa hizmet etmek olan büyük bir camianın uğradığı haksızlığı, bu haksızlık karşısında takındıkları tavrı dosdoğru satırlara dökmüş.
Kitabını yazma amacını anlatırken “Maksat, bir ucunda ‘Onlar Müslümansa ben değilim’; diğer ucunda ‘Çalıyorlar ama çalışıyorlar’ diyen insanların yer aldığı geniş yelpazeye hitap edebilmek ve ‘Meseleye bir de bu zaviyeden bakın, doğrusu şu olamaz mı, olmalı değil mi, hatta doğrusu budur.’ diyerek onları düşünmeye sevk etmek.” diyor Ahmet Kurucan. Yaşananlara farklı bir açıdan bakabilmek, olan biteni tekrar değerlendirmek ve üzerine düşünmek için okunması ve okutulması gereken bir eser Yalan Talan ve İman...
Editöre Not:
Ahmet Kurucan,1961 yılında Kütahya’nin Tavşanlı ilçesinde doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini Tavşanlı’da yaptı. 1985 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldu. 7 yıl Manisa, İzmir ve İstanbul’un çeşitli ilçelerinde vaizlik görevlerinde bulundu. 1995-2000 yılları arasında 5 yıl Zaman gazetesinin çeşitli departmanlarında çalışan Kurucan, 2000 yılından beri ABD’nin New Jersey eyaletinde yaşamaktadır.
2006 yılında Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde İslam Hukukunda Düşünce Özgürlüğü ve Sınırı adlı teziyle doktorasını tamamlayan Kurucan, Zaman Gazetesi’nde köşe yazarlığına devam etmektedir. Kurucan’ın ilahiyat alanında ve özellikle İslam fıkhı ve aile hayatıyla ilgili çok sayıda makalesi ve yayınlanmış eseri bulunmaktadır.