DEM Parti'nin Mardin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ahmet Türk, yeni bir çözüm süreciyle ilgili olarak AKP ile resmi bir temasları olmadığını, ancak Meclis'ten iktidar partisine mensup bazı isimlerle görüştüklerini söyledi. Türk, bu kişilerin de mevcut politikalardan rahatsız olduğunu ileri sürdü.
Kürt siyasetine damga vuran isimler arasında yer alan, DEM Parti ve öncülü partilerde uzun yıllar üst düzey görevlerde bulunan Ahmet Türk, Mardin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak gireceği yerel seçimler öncesi Rudaw TV'ye açıklamalarda bulundu.
NEDEN ADAY OLDU?
Önceki dönem Mardin’de seçimi kazanan Türk, İçişleri Bakanlığı’nın kararı ile yerine kayyım atanarak görevden uzaklaştırılmıştı.
Türk, neden tekrar aday olduğu sorusuna, “Aslında sadece Mardin’de değil, kendi topraklarımızda, ülkemizde, Kürdistan'da yeni bir yaşamın, özgür bir yaşamın başlamasını istiyoruz. Bunu da siyasetçiler yönetiyor. Yıllardır siyasetin içindeyiz. Halkımızın geleceği için, özgür bir yaşam, huzurlu bir yaşam için mücadele ediyoruz” yanıtını verdi.
Türk, seçildikleri taktirde bir daha kayyım atanmasından endişe duyup duymadıkları yönündeki soruya ise şöyle yanıt verdi:
“Doğrusu bilmiyoruz. Bu iktidara güven olmaz. Ne yapacakları belli değil ama iki kez kayyım attılar ve üçüncü defa bunu yapacaklarını zannetmiyorum. Çünkü kayyımlar halk için hiçbir şey yapmadı. Kayyım belediyelerin kapılarını halka kapattı. Bugün belediyeye gidebilmek için polisten izin alıp sonra gitmeniz gerekiyor. Belediyeler iktidardaki kişiler ve etrafındakiler için çalışıyor. Aslında anlatacak çok şey var ama bunları şimdi söylemek istemiyorum. Bakın daha birkaç gün önce belediyenin parasını AKP'li ilçelerden üçüne dağıtmışlar. Belediyeyi kaybedeceklerini görüyorlar. Büyükşehir belediyesinde ekonomik anlamda bir şeyler yapmamızı istemiyorlar. Kirli hesaplar yapıyorlar. Belediyenin birçok faaliyeti valiliğe bağlamışlar. Belediyeyi kendi kontrolleri altına almak istiyorlar.”
'SÖZ VERİLMEDİ'
“Bir daha kayyım atanmayacağına dair bize bir söz verilmedi” diyen Türk, “Aramızda herhangi bir anlaşma ya da sözleşme yok. Ancak şunu görüyoruz; AKP bu politikayla yürüyemez, gün geçtikçe kaybediyorlar. Politikalarını yeniden gözden geçirmek, değiştirmek zorunda kalıyorlar. Kürt halkına düşmanlık yaparak bu siyaseti devam ettirirlerse kaybederler. Bu nedenle yeni bir siyasetin ortaya çıkmasını umuyoruz. Doğrusu Kürt halkı kucaklanmalı. Kürt halkına düşman gözü ile bakarsanız Türkiye ne demokrasiye ulaşabilir, ne de ekonomik olarak da kalkınamaz. Orta Doğu ve uluslararası alanda da etkisini gün gittikçe kaybeder” ifadelerini kullandı.
DİYALOG VURGUSU
Temel hedeflerinin Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yollarla çözümü olduğunu dile getiren Türk, Kürt parti ve taraflar arasında da diyaloğu desteklediklerini belirtti.
Türk, “Kürt sorununun çözümü konusundaki sorumluluk sadece bizim omuzlarımızda değil. Tüm Kürtlerin kendi aralarında diyalog kurabilmeleri, gelecekleri için bir araya gelmelerini istiyoruz. Bugün Kuzey'de, Güney'de, Doğu'da ve Batı'da bu ilişkilerde eksiklikler var. Biz Kürtlerin tüm sorunlarını diyalogla çözmelerini istiyoruz” dedi.
Ahmet Türk, DEM Parti’nin sol parti ve çevrelerle ittifakı hakkında ise, “Bizimle yürüyenler bugün de aynı düşünce ve fikirle yürüyorlar. Türk sol hareketleri için de farklı fikirler var. Bazıları gerçekten Kürt halkı için bir şeyler yapmak istiyor. Sosyalistlerin mazlum haklara yardım etmesi gerektiğini söylüyoruz. Kürtlerin mirasıyla büyümemelidirler, kendileri bir temel oluşturmalıdır. Bugün Türkiye’nin yüzde 80'i aç. Türkiye'deki sosyalist partilere baktığınızda buna çözüm olmak için hiçbir güçleri yok. Bir ülkede yüzde 80 açlık varsa sosyalistin daha fazla öne çıkması, halkı kucaklaması gerekir ama bu alanda zaaf görüyoruz, bu yüzden bazen tartışmalar yaşanıyor.”
“Bazıları Kürtlerin oyları ile Meclis’e girip sonra sırt çevirdiler” diyen Türk, örnek olarak da Ahmet Şık ismini verdi. Türk, daha önce bir söyleşide CHP'nin istese de Kürt sorununu çözebilecek bir güce sahip olmadığını belirtmişti.
'CHP DEVLETİ İKNA EDEMEZ'
Bununla birlikte Leyla Zana’nın yeni bir çözüm süreci için AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çağrısını değerlendiren Türk, şunları kaydetti:
"Biz bu ülkede diyalog ve barış istiyoruz. Silahlı çatışmanın sorunu çözmeyeceğini zaten söylemiştik. Buluşarak Kürt sorununu demokrasi safında çözebiliriz. Kürt sorununun demokratik çözümü için diyalog gerekiyor. Bunu herkesle yapmak istiyoruz. Davamız, talebimiz barıştır. Arzumuz halkların kardeşliğidir. Ama şunu söylüyoruz CHP yapamaz. Neden? Derin devleti ikna edemez çünkü. Erdoğan isterse ki bugün bütün yetkiler, kurum ve kuruluşlar elinde, o isterse ikna edebilir. Sorunu çözebilirler. CHP istese de bütün devleti, derin devleti ikna edemez. Bunun için bu değerlendirmeyi yaptım. Sadece Erdoğan çözebilir veya çözer demedim o gücü var dedim. Ama bugün Kürtlere en çok zulmeden de Erdoğan’dır. 2028’e kadar da yetki elinde.”
'AKP İLE GÖRÜŞME YOK'
Ahmet Türk, “AK Parti ile görüşmeleriniz var mı?” sorusuna, “Resmi görüşmelerimiz yok ama Meclis’ten isimlerle görüşüyoruz, onlar da partilerinin bugün izlediği politikaya karşı rahatsızlıklarını da dile getiriyorlar. Ama Erdoğan’la resmi görüşmemiz yok” dedi.
Kimlerle görüştükleri sorusuna Türk, “İsim veremem, bu doğru olmaz” diye yanıt verdi.
Bugün Erdoğan ile bir araya gelmelerinin mümkün olmadığını belirten Türk, “MHP ile ittifakları olduğu müddetçe de bu gündeme gelmez. Ancak MHP’den koparlarsa mecburen yeni bir yol izleyecekler. (MHP ile ittifak) Bu onlar için de ağır bir yük olmaya başladı. Türk halkı da bu politikadan rahatsız” değerlendirmesinde bulundu.
2019 ve 2023’teki seçimlerde CHP’ye verilen desteği de yorumlayan Ahmet Türk, “Bu bir deneyimdi. Biz AKP-MHP’nin etkisini kırmak istiyorduk. Bu doğruydu. CHP'nin demokrasi için adım atacağını düşünüyorduk ama sonunda en ırkçı (Ümit Özdağ) olanlarla temasa geçtiklerini gördük. Eğer bu ilişki olursa seçime tek başımıza gireceğiz, onlarla ittifak yapmayacağız dedik” ifadelerini kullandı.
Güneydoğu Sanayici ve İş İnsanları Derneği (GÜNSİAD) geçtiğimiz günlerde Diyarbakır’da PKK’ye “silahlı eylemleri sonlandırma ve ülke sınırları dışına çekilme” Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ise “askeri dönemin anayasasını değiştirme” çağrısı yaptı.