Çin'de üretilen maskeler ve testler dünyanın birçok ülkesinde alıcı buluyor ve malzemeler en çok parayı ödeyenin elinde kalıyor.
İngiltere'de yayımlanan Guardian gazetesinde yer alan bir habere göre, Fransız yetkililer, Şanghay havalimanında kargoya verilecek tıbbi maskeler için son anda ABD'li alıcıların Fransızlardan üç kat daha fazla ücret ödediğini ve böylece kargonun da ABD'ye gönderildiğini söylüyor.
Çarşamba günü Brezilya'da bir basın toplantısında sağlık bakanı Luiz Henrique Mandetta, ülkesinin Çin'den maske ve eldiven gibi koruyucu ekipman satın alma girişimlerinin sonuçsuz kaldığını açıkladı.
Bakan, "ABD satın aldığı malzemeyi taşımak üzere bugün 23 büyük kargo uçağını Çin'e gönderdi. Sağlık sistemimiz için birçok satın alma çabamız boşa düştü. Herkes bu malzemeleri istiyor. Hiper-talep sorunu oluştu" diye konuştu.
Mandetta, kalan maskeleri sağlık çalışanları kullanabilsin diye Brezilya halkından, kendileri için buldukları kumaşlardan evde maske yapmalarını istedi.
Guardian'daki haberde, koronavirüs salgını büyüdükçe panik halindeki hükümetlerin de salgına karşı mücadelede gerekli malzemeleri elde etmek için olmadık yöntemlere başvurmakla suçlandığı, tıp malzemelerinin ihracının yasaklanması ve test kitlerine ulaşmak için gizli ajanlar kullanılması gibi yöntemlerin kullanıldığı ifade ediliyor.
Türkiye ile ilgili iddialar
Türkiye'nin ise bu malzemelere sadece ihracat yasağı getirmekle kalmadığı, daha önce ödemesi alınan ama teslimatı yapılmayan satış işlemlerini de durdurduğu söyleniyor.
Belçika'da yayın yapan Le Soir gazetesi ile İtalyan Corriere della Sera gazetesi, Türkiye'de üretilen maskelerin ülkelerine ulaşmadığı haberine yer veriyor.
İtalya'da Başbakan Giuseppe Conte'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı araması ile maskelerin gönderilmesi arasında iki hafta geçtiği ifade ediliyor. Belçika'da ise Sağlık Bakanlığı'nın resmi şikayetine rağmen malzemelerin hala teslim edilmediği belirtiliyor.
Haberde ayrıca İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, stokçuluk yapan maske üreticilerine uyarılarını içeren 23 Mart tarihli açıklamalarına yer veriliyor.
"Sağlık Bakanlığımızla sözleşme yapın yoksa fabrikalara el koyarız" diyen Soylu, "Parasıyla alacağız, hem de iyi parayla alacağız, Sağlık Bakanlığı alacak. Aksi takdirde elimizde başka yetkiler de var, bu yetkileri kullanmaktan da hiçbir zaman imtina etmeyiz" diye konuşmuştu.
Diğer ülkelerde atılan adımlar
Koronavirüs salgınının başladığı ve en fazla maske üreten Çin, maske stoklarını Avrupa'ya satmaya veya bağışta bulunmaya başladı.
Çekya üzerinden İtalya'ya gönderilmek istenen bir kargoya burada el konuldu.
Daha sonra Dışişleri Bakanı Tomas Petricek, telafi amacıyla Roma'ya 110 bin maske gönderdiklerini söyledi.
Benzer bir olay Kenya'da yaşanmış, Almanya'ya gönderilmek üzere yola çıkan 6 milyon maskelik kargo esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolmuştu.
Koronavirüs testleri ve ilaçlarında da benzer gelişmelere rastlandığı belirtiliyor. Örneğin ABD Başkanı Donald Trump, sıtmaya karşı kullanılan bir ilacın Covid-19 tedavisinde de kullanılabileceğini iddia ettikten sonra Hindistan derhal hidroksiklorokin ihracına yasak getirdi.
İsrail istihbarat teşkilatı Mossad ise yüz binlerce koronavirüs test kitini gizli uluslararası operasyonlar düzenleyerek ülkeye soktu.
İsrail medyasında yer alan haberlere göre, test kitleri 'düşman ülke' olarak tanımlanan bir ülkeden alınmış ve bu ülke satışın kamuoyuna açıklanmasını istememişti.
Bazı ülkelerde ise son haftalarda gıda stokuna başlandı. Kazakistan un ihracatını yasakladı, Vietnam pirince ihraç yasağı getirdi, Sırbistan ise ilaç ve ayçiçeği çekirdeği ihracını durdurdu.
Fransa, Almanya ve Rusya dahil bazı ülkelerin maske ve tehlikeli maddelere karşı koruyucu tulum stoklamaya başladığı belirtiliyor.
'Uluslararası işbirliği zorlaşacak'
ABD'de Georgetown Üniversitesi'nden Profesör Abraham L. Newman ile George Washington Üniversitesi siyasi bilimler ve uluslararası ilişkiler profesörü Henry Farrell, dünyada "güvensizlik ve bencillik" yönünde risklerin arttığını vurguluyor.
Harvard Business Review dergisine yazdıkları bir makalede "Deletler arasında artan karşılıklı şüphe, uluslararası işbirliğini zorlaştıracak. Vatandaşları korkarken ve ürün tedariki sınırlı iken hükümetlerin cömert olması zordur. Bir korku ve misilleme sarmalına yol açabilir" diye yazı.
Alman medyası ise geçen ay Trump yönetiminin bir Alman şirketine büyük paralar karşılığında kendilerine aşı satılmasını istediğini duyurmuş, CureVac adlı şirket bu haberi yalanlasa da bu olay diğer ülkelerin de huzurunu kaçırmıştı.
Çin'de devlet medyası Global Times'da yayımlanan bir başyazıda, aşı arayışının "Çin'in kaybetmeyi göze alamayacağı bir mücadele" olduğu ifade edildi.
CureVac ile ilgili habere yer verilen yazıda, "Önde gelen iki batılı ülkenin attığı bu adımlar, bize Çin'in aşı geliştirme konusunda Avrupa'ya veya ABD'ye güvenemeyeceğini gösterdi. Bu kritik alanda Çin kendi başına olmak zorundadır" denildi.