CHP listelerinin önemli bir kısmını Beykoz Konakları marifetiyle hazırlayan Konsey'in ‘bir numara'sı var.
Konsey'in ‘bir numara'sı var
Geçen hafta CHP'nin listelerini kimin hazırladığını sormuş, sizlerle bazı ipuçlarını paylaşmıştım. “Algoritmik şifreleri” iyi bilmediğimden olsa gerek, şifrelerin önemli bir bölümü çözüldü. Listeleri belirleyen iradenin Beykoz Konakları olduğu saptamama meslek büyüğüm Taha Kıvanç'tan küçük bir itiraz geldi. Ergenekoncunun, Sosyal demokratın, solcunun, sağcının, tefecinin, hırsızın, ülkücünün, devrimcinin bir arada olabileceği bir listeyi hazırlayabilecek yapılanmaya “Konsey” denilebileceğini söyledi.
Meslek büyüklerime saygım var. İtiraz edecek durumda değilim. Söz konusu Taha Kıvanç'sa susmayı yeğlerim. Beykoz Konakları'nın Konsey içerisinde bir yapılanma olduğu düzeltmesini, algoritmik şifrelerimin de iyi olmadığı notunu bir kez daha düşerek, bugünkü yazıma başlıyorum.
Türkiye, Ümraniye'de bir gecekonduda el bombalarının bulunduğu günden beri Ergenekon'un bir numarasını arıyor. Genel kanı bir numaranın eski bir kurt politikacı ya da emekli Genelkurmay Başkanlarından biri olduğu yönünde. Bu konuda genel kanıdan farklı bir noktada durduğumu söylemeliyim. Tanıyanlar bilir.
Birden fazla bir numara olduğuna inanırım. Her kurumu temsilen bir kişiyle derin yapının örgütlenme modeline gittiğini, ortalıkta dolaşan isimlerde de “bir numara olmadığını” düşünürüm. Bu kişilerin tepesinde bir isim yok mu diye soranlara, bir numaranın sayıları 10'u geçmeyen “küçük bir konsey” olduğunu söylerim.
Bu konseyde ne politikacı, ne de asker var. Tamamı iş adamlarından oluşuyor. Ancak, zaman zaman toplantılarına emekli asker, politikacı ve büyükelçileri alabiliyorlar. Belirleyici irade hep kendileri oluyor. Gelen konuklar “belirlenen iradeye” destek oluyorlar. Aslında çok da farklı düşünmüyorlar. Alınan ya da alınacak kararlar bir kez de “sır tutabilen”, “sahada etkili” konuklarla masaya yatırılıyor.
Konseyin büyük çoğunluğu kamuoyunun önüne çıkmayı sevmez. Gizemli kalmayı tercih ederler. İçlerinden bir isim Türkiye'den P2 Mason locasına gidecek isimleri belirleyecek kudrete sahip. O da ortalıkta görünmeyi pek sevmeyenlerden. Bir diğer iki isim ise son 10 yıldır Beykoz Konakları'yla yakın ilişki içerisinde. Siyasetle çok yakından ilgilenen, akrabaları konakta ikamet ediyor. Siyasetin dizayn çalışması da bu akrabalar üzerinden yürütülüyor.
Şimdi bu konuyu neden açtığım merek edilebilir. Bu kadar girizgâhı yapmamın sebebi, CHP listelerinin önemli bir kısmının, konsey tarafından, Beykoz Konakları marifetiyle hazırlanmış olması. Listelerdeki seçilebilecek isimlere baktığınızda da bunu net bir şekilde görebilirsiniz.
Konsey şu sıralar 12 Haziran sonrası planlar üzerine çalışıyor. Bir dizi görüşme ve yemekli toplantı yapılıyor.
Hatırlarsanız, kaset komplosuyla Deniz Baykal'ın iktidardan devrilmesiyle, “sarı devrim” yapmak üzere yola çıkan bir isim parti kurma hazırlıklarına hız vermişti. Beykoz konaklarından gelen talimatla da (ben bunu emir olarak görenlerdenim) kararından vazgeçti. Kılıçdaroğlu rüzgarının estiği o günlerde kendisine doğru zamanı beklemesi gerektiği söylendi.
12 Eylül referandumda alınan “mağlubiyet”, Kılıçdaroğlu rüzgarının erken dinmesi, Konsey'in kartları bir kez daha karmasına sebep oldu. 12 Haziran'da AK Parti'nin bir kez daha tek başına iktidara geleceğini öngören Konsey, yeni bir planı devreye soktu. Beklemeye alınan isim, seçimin ardından önce partiye alınacak, ardından da Genel Başkanlık koltuğuna oturtulacak. Konsey üyeleri “Tayyip'in karşısına bu kez lider bir ismi çıkartacağız” diyorlar. Konsey'in listelerde, Baykal, Önder Sav ekibini tamamen tasfiye etmesinin tek nedeni de bu. Dikensiz bahçede, devrimi kansız yapma isteği.
Parti ve eski genel başkanla sorun yaşayan bu ismin, Genel Başkanlığına teşkilatın karşı çıkması durumunda ise B planı hayata geçirilecek. Bu isim bu kez CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı yapılacak. Başkanlık koltuğuna ise temasa geçilen ve liste operasyonun içinde bulunan yönetimdeki isim oturtulmaya çalışılacak. Bu ismin özelliği, kaset komplosunun içinde yer alması ve Baykal'ın evinde “geri dön gözyaşları” dökmesi.
Konseyin siyaseti dizayn çalışmalarıyla ilgili aldığı karar şimdilik bu. Cuma namazı saatinde parti programı açıklayacak kadar siyasete ve politikaya uzak olan Kılıçdaroğlu, seçim sonrası “ipini çekecek tehlikenin” çok yakınında olduğunu göremiyor. Kurtlar Konseyi, 12 Haziran sonrası yiyeceği kuzuyu aylar öncesinden seçti.
Kılıçdaroğlu neden sustu?
Kılıçdaroğlu'na geçen hafta Mehmet Haberal'in, İzmir milletvekili adayı Mehmet Susam'ın yaptığı yolsuzluklarını hatırlatarak, bu isimleri nasıl aday yaptığını sormuştum. Kemal Bey beklediğim gibi susmayı tercih etti.
Şimdi kendisine başka sorularım olacak. Aylin Kotil'in CHP İstanbul İl Başkanı yapılmamasını, ardından da milletvekilliği listesine konmamasını Konsey'den bir isim mi rica etti? Bu kişi Beykoz konaklarında yaşayan, sizin de görüştüğünüz eski bir siyasetçi olabilir mi? Yolsuzluğunu kapatan savcıyı listeye aldıran ismin ticari ortaklarından biri size ya da hemen yakınınızdaki bir isme Kotil'in aday gösterilmemesi telkininde bulundu mu? Partinizde, Kotil'in aday gösterilmemesi için birilerine para verildiği iddiaları dolaşıyor, bu doğru mu?
Altını çizelim
İşçi Kemal, Memur Kemal, Emekli Kemal, Esnaf Kemal ve bilimum Kemal reklamlarına rağmen, CHP'nin seçilebilecek aday sıralamasında işçi, memur, emekli, esnaf bulmak zor, Sermayenin temsilcileri listelerde en ön sıralarda. Zafer Mutlu'yu Etibank davasından kurtaran savcının isminin karşısına listelerde “emekli” notu düşülmüş. Artık siz anlayın listelerin ne kadar “emekli” olduğunu.
MEHMET BARANSU - TARAF