Dolar 4.50, petrol fiyatları da 80 doları aşınca Hükümet seçim öncesi akaryakıtta acil önlemlere başvurdu. Ancak bunun da bir bedeli var
Akaryakıt ürünlerinden alınan ÖTV hareketli hale getirildi ve bu sayede benzine 6.30 TL, mazota da 5.74 TL’lik fiyat barajı çekildi. İktidar bir yerde artan kur ve petrol fiyatı ve yüksek vergilerle rekor seviyeye çıkan akaryakıt fiyatlarının optimal değerleri aşmaya başlamış olduğunu düşünmüş olacak ki, ‘Satılmayan maldan hiç vergi alınmaz’ mantığıyla hareket edip bütçeden gelir kaybı ve cari açıkta artış pahasına böyle bir karar aldı. Ancak akaryakıt ürünlerindeki bu yeni fiyatlama mekanizmasına uzmanlardan itiraz da gecikmedi.
Dünya gazetesinden Alaattin Aktaş, yapılan düzenlemenin büyük ölçüde seçimlere dönük bir davranış olduğunu belirterek, AKP’nin oyları hassas bir dengede olmasa böyle bir kararın alınmayacağını anlatıyor. Aktaş şunları da söylüyor:
‘Bu düzenleme Maliyecilerin herhalde hiç hoşuna gitmemiştir. Şimdi bütçe daha fazla açık verecek, Hazine daha fazla borçlanmak durumunda kalacak, daha çok borç için piyasaya çıkıldığında daha fazla faiz verilmesi de kaçınılmaz olacaktır.’
Öte yandan Hürriyet yazarı Uğur Gürses de zaten akaryakıt fiyatlarında seçim kararı alındıktan sonra yapılması gereken zamların önemli bölümünün halı altına süpürüldüğünü kaydediyor. Son vergi düzenlemesinin ise ertelenen bu zamların yükünün daha da artması anlamını taşıdığını anlatıyor. Gürses akaryakıt zamlarıyla ilgili şu tespitleri yapıyor:
‘Hükümet zamları önlemek için tamamen ÖTV’yle karşılama tercihi sürdürülmeye devam ederse bütçeye bu yıl öngörülen açığın yarısından fazla ilave bir açık daha eklenecek. Şimdiye dek “halı altında biriktirilen” bu zamlar ya da düşürülen ÖTV, önünde sonunda geri alınacak; ya seçim sonrasında kallavi bir zam olarak ya da diğer alanlardan toplanacak vergilerle. Hiç olmadı bütçe açığı verilecek; bu açık borçlanma ile kapatılacak. Faizini de tüm toplum vergileriyle ödeyecek.’