Paylaşımlarına, “İhbarda bulunuyorum…” diyerek başlayan Akın İpek, ardından şunları yazdı:

Hiç bir kurumu (TMSF dahil) itham etmiyorum, kurumların içindeki namussuz yapıyı ihbar ediyorum. Bu pislik ortaya saçıldığında bu paradan kimlerin pay alacağı da ortaya çıkacaktır. Dilerim bir an önce ortaya çıkar ve ilgisiz insanların üzerine sıçramaz.

Kanaltürk’ü 2008 yılında 30 milyon dolar bedelle işadamı Akın İpek’e satan Tuncay Özkan’ın, Koza Grubu’nun bünyesinde bulunan Kanaltürk için TMSF’den 70 milyon dolar daha istediği ortaya çıkmıştı. Özkan’ın, ‘şirketi ucuza sattığı’ gerekçesiyle mahkemeye başvurduğu öğrenilmişti. Gasp edilen Koza İpek’in eski yönetim kurulu başkanı işadamı Akın İpek, söz konusu gelişmeyi sosyal medya hesabından duyurmuştu.

Akın İpek, konuyla ilgili paylaşımlarında şu ifadeleri kullanmıştı:

“Fırsatçı dolandırıcılık” da yeni zirveler… Tuncay Özkan, 2008’de binbir minnetle satıp, ekrandan teşekkür ettiği alış verişten 9 yıl sonra, 15 Temmuz 2016’nın ardından ‘Allah’ın lütfunu’ farketmiş; Kanaltürk’ü ucuza satmıştım diye; 70.000.000 USD ilave para istiyor…
Bu fırsatçı sahtekara cevap olarak değil fakat, namuslu insanlar merak ederse diye; Kanaltürk satışını http://akinipek.info da yayınladım. ‘Vergi memurları sıkıştırıyorlar’ diye ortalığı ayağa kaldırdığı, uydurduğu ne biliyor musunuz? Ödemediği KDV…

Biliyorsunuz 2016’dan sonra bir ‘fito borsası’ kuruldu, fırsatçı sahtekarlar çok para kazandı bu pis işlerden. Tuncay ve yakınları kendi klasmanlarına göre zirve belirlemiş. Bu organize grup, TMSF’den 70 000 000 USD istiyor… Kimler bu işin içinde zaman gösterecek.
2016’dan sonra oluşan ‘fito borsası’ farklı kesimlerden ‘fırsatçı dolandırıcıları’ bir araya getirdi… TMSF’de savunmasız halde olan şirketlerin etrafında da bu çakallar dolaşıyor. Organize bir yağma olmasa, bu kadar zır delisi talep de olmaz. Bunlar çeteden ceza alacaklar…

Kanaltürk’ün gerçek satılma sebebi vergi cezaları da değildi. Resmi kayıtlarla sabit; Tuncay Özkan, çalışanlarının SSK primlerini bile ödememişti. Şirketin söz konusu dönemdeki borcu 15,2 milyon TL’ydi… Söz konusu borçlar satış sözleşmesinde kalem kalem yer alıyordu. Borç kalemleri arasında Tuncay Özkan’ın iddia ettiği gibi ‘haksız vergi cezaları’ da yoktu. Şirketin borçlarının tamamı satın alındıktan sonra Koza İpek tarafından ödendi.



TUNCAY ÖZKAN: KOZA GRUBUNA TEŞEKKÜR EDİYORUM

Tuncay Özkan’ın Kanaltürk’ü Koza Grubu’na sattıktan sonraki açıklamaları da orta yerde duruyor. Defalarca teşekkür etmişti Özkan: “Koza Grubu’na teşekkür ediyorum. Eğer onlar almasaydı, yarın bu malların tamamı haraç mezat satılacaktı. Koza Grubu’na teşekkür ediyorum. Hayırlı olsun. Efendim, ‘neden bu gruba satılmış’ Koza’ya teşekkür ediyorum aldıkları için. Gösterdikleri iyilik için teşekkür ediyorum. 25 milyon dolara satıldı. 20 küsur milyon dolar da borç var. Sanki başka arkadaşlar gelmişler de vermemişiz. Koza Grubu almayabilirdi, gelirdi hacizden alırdı ya!”

MASAK RAPORU DA TUNCAY ÖZKAN’I YALANLIYOR

Kanaltürk’ün ne zaman, hangi şartlarda ve kaç milyon dolara alındığı açık. Ne zaman satışa çıktığı, Koza İpek’in nasıl ve hangi şartlarda talip olduğu da satış sözleşmesinde yer alıyor. Haksız vergi cezası, dolayısıyla kumpas olmadığı da resmi belgelerle sabit. Konu MASAK tarafından da incelendi. MASAK raporu da Özkan’ın iddialarını yalanlıyor. Hepsinden önemlisi Tuncay Özkan’ın satış sonrası yaptığı teşekkür konuşması arşivlerde duruyor. Bütün bunlara rağmen Tuncay Özkan (yeğeni aracılığıyla), 14 yıl sonra Akın İpek’e ‘alacak’ davası açıyor.