Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin (AKPM) büyük donörü olmaktan vazgeçen Türkiye, şimdi de yaşadığı statü kaybının getirdiği açıkları çevirmen parası vererek kapatmaya çalışıyor.
Parası neyse ödeyelim 'konuşturalım' Türkçe’yi
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin (AKPM) büyük donörü olmaktan vazgeçen Türkiye, şimdi de yaşadığı statü kaybının getirdiği açıkları çevirmen parası vererek kapatmaya çalışıyor.
Türkiye 2015 yılında, uzun süren çabalarının ardından AKPM’ye büyük donör olmayı başarmış, Almanya ve Fransa gibi ülkelerle zorlu mücadeleler yaşamasına rağmen, AKPM bütçesine katkısını artırıp ilk altı ülke arasına girmiş ve parlamenter sayısını 12’den 18’e çıkarmıştı.
Daha sonrasında Ankara ani bir kararla, Vaclav Havel Ödülü’nün, 15 Temmuz sonrasında kapatılan Yargıçlar ve Savcılar Birliği’nin tutuklu eski Başkanı Murat Arslan’a verilmesi nedeniyle AKPM’ye katkıyı kesmişti.
AKPM’ye bütçe katkısını kesen Türkiye’nin, büyük donör olmaktan vazgeçmesi, statüsünü düşürmesine neden olmuştu. Ve buna yaptırım olarak Türkiye’ye kesilen ilk ceza Türkçe’nin çalışma dili olarak kalamayacağı olmuştu.
Son olarak Cumhuriyet’in haberine göre, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, CHP İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir’in bütçe görüşmelerindeki sorusuna verdiği yazılı yanıtta, Türkçenin AKPM’de çalışma dili olarak kalması için Bakanlığının çabalarının sürdürdüğünü belirterek, “Çalışma dili maliyetinin üstlenilmesi karşılığında Türkçenin statüsünün korunması talebimiz kayda geçirilmiştir” dedi.