AKP Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen MYK toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Seçimlere odaklanmak gerektiğini, her partinin tezlerini vatandaşlara anlatması gerektiğini belirten Çelik, “CHP sürece karar vermiş hakemle kavga etmeye devam ediyor. ‘Çete’ demekle başladılar, başka aşamalara geçtiler” dedi.

Çelik, dış politikada önemli kararların alındığı bir ayın içinde olunduğunu belirterek, Avrupa Parlamentosu´nun 23-26 Mayıs tarihlerinde gerçekleşecek seçimlerini hatırlatarak, “Avrupa Parlamentosu’nda seçime giren birçok adayın çoğunluğuna baktığınızda aşırı sağ kesimi görüyoruz. Müthiş bir Erdoğan düşmanlığıyla başlıyorlar, İslam ve Türkiye düşmanlığıyla devam ediyorlar. Avrupa Parlamentosu seçimleri aşırı sağ, birleşik bir grup olarak Avrupa’da ortak ajandayla hareket ediyor. Bu, Avrupa için büyük bir tehlike. Avrupa demokrasisini aşırı gruplar zehirliyor. Aşırı sağ, Avrupa’nın DEAŞ’ıdır. Avrupa, İslam düşmanlığına net tavır almalı” diye konuştu.

İdlib konusuna da değinen Çelik, “Eylül’ün 17’isinde Soçi’de bir mutabakat sağlandı. Bu ateşkesin ilan edilmesinden sonra, statünün devam etmesine çok büyük bir önem verdiğimizi söylemek isterim. Rejim güçleri sivil birimleri hedef alarak yeni katliamlara imza atıyor. İdlib muhturası rejim tarafından sabote ediliyor. İdlib’de sükunetin yeniden sağlanması için bir çalışma kurulması önerilmişti. Bu çalışmalar sürecek. Ateşkes ihlallerinin azaltılması için koordineli çalışmalar devam ediyor. Rejimin İdlib katliamları kabul edilemez” dedi.

Çelik, ABD ve İran arasındaki gerilimle ilgili ise şöyle konuştu:

“Bölgede kapasitesinin üstünde gerginlik var. Yeni sıcak çatışma her şeyi mahveder. Müzakere kapıları herkes için açıktır. ABD-İran hattında yaşanan gerilim Yemen, Irak ve Afganistan’da anında tansiyonun yükselmesine yol açmıştır. Bu son derece tehlikeli bir tablo.”

Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de yaşadığı sorunlara da değinen Çelik, “Provakatif yaklaşımların hiçbir kıymeti yok. Türkiye kendisinin ve KKTC’nin hak ve menfaatlerini koruyacaktır. Türkiye oldubittiye müsaade etmez. Uluslararası hukukun vadettiği gibi Kıbrıs’ın etrafındaki kaynaklar iki kesime aittir. İyi komşuluk ilişkileri isteniyorsa, Türkiye’den daha iyi komşu yoktur. Bizimle yürünecek kadar uzun bir yol yoktur” dedi.