Ayhan Bora Kaplan soruşturmasında 3 emniyet müdürünün önce AKP'li Bekir Bozdağ ve sonrasında da Erdoğan'ın devreye girmesiyle gözaltına alındığı konuşuluyor. Emniyet müdürlerinin gözaltına alınmasını bir 'kompla' olarak tanımlayan Bahçeli ise "Birkaç emniyet müdürünün açığa alınması ile geçiştirilemeyecek bir komplo devrededir" çıkışında bulundu.
Sözcü gazetesi yazarı Aytunç Erkin, Bekir Bozdağ’ın Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Kerem Öner ve yardımcısı Şevket Demircan’ın görevden alınmasını ve haklarında soruşturma başlatılmasını sağlayan kişi olduğunu yazdı.
İddiaya göre, Ayhan Bora Kaplan davasında gizli tanık olan Serdar Sertçelik’in sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımların kamuoyuna yansımasının ardından harekete geçen TBMM Başkanvekili ve eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ önce İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile görüştü. Yerlikaya görüşmesinden sonuç alamayan Bozdağ daha sonra AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan randevu istedi. Bozdağ’ın yönlendirmesiyle Erdoğan, Yerlikaya’ya talimat vererek jet hızıyla emniyet müdürlerini açığa aldırdı.
Erkin’in yazısının ilgili bölümü şöyle:
‘‘Bu arada bir iddiayı da sizinle paylaşayım: Serdar Sertçelik’in paylaşımlarında ismi geçen AKP Milletvekili Bekir Bozdağ, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’yla görüştü. Bu konuda nasıl bir çalışma içinde olduklarını sordu. Bakan Yerlikaya’yla görüşmesinden sonuç alamadı. Bozdağ ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan randevu istedi ve durumu anlattı. Erdoğan da duruma müdahale etti’’
BAHÇELİ SÖZÜNÜ SAKINMADI!
Durumdan haberdar olduğu ve rahatsızlık duyduğu belirtilen Devlet Bahçeli ise "Sabrımızı taşırmasınlar" dedi. Partisinin grup toplantısında konuşan MHP lideri Devlet Bahçeli, Emniyet müdürlerinin açığa alınmasına dair "Ayranımızı kabartmasınlar. Sabrımızı taşırmasınlar. Birkaç emniyet müdürünün açığa alınması ile geçiştirilemeyecek bir komplo devrededir" çıkışında bulundu.
SERTÇELİK NE DEMİŞTİ?
Sertçelik, sosyal medya yayınına soruşturmayla ilgili şu ifadeleri kullanmıştı:
“Bir şekilde zaten gizli tanık yaratacaklar bu belli. Ben de kabul ettim. Kendimi ve ailemi kurtarabilmek için, benim ve abimin üzerine yıkılacak dosyaları engelleyebilmek için. Daha sonrasında bu ifadeyi kendileri isim isim ‘Bu ismi koyalım mı? Koyalım. Bu olay böyle olmuş mudur? Olmuştur’ diye beni baskılarla tehditlerle hiçbir şekilde irademin altında olmayarak 19 sayfalık gizli tanık ifadesi oluşturdular. ‘Bekir Bozdağ, Mücahit Aslan, Abdülhamit Gül, Fahrettin Koca, Sadık Soylu… Bu isimlerle ilgili bir şablon oluşturulacak. Bunlarla da oturup karşılıklı konuşacağız. Gizli tanık ifadene bunları da ekleyeceksin’ denildi. Bu şahıslar eklendiğinde ben nasıl kendimi kurtarabilirim. Bu şahısların isimlerini ben kullandığımda, AK Parti’nin gücü altında nasıl bunları yapabilirim diye anlamaya çalışıyorum. Ortada bir savaş var çünkü kendi içerilerinde. Ne olduğunu anlayamıyorum.”