Ekonomik kriz belirtileri giderek kendisini hissettirirken, AKP’nin ‘çare’ olarak gördüğü ve ‘kara para aklama’ olarak da tartışılan düzenleme, oldukça genişletilmiş bir şekilde hayata geçiriliyor.
‘Kayıt dışı parayı kayıt altına alma’ gerekçesiyle yurtdışındaki varlıkların hiçbir şey sorulmadan yurda getirilmesiyle ilgili yasa, muhalefetin tepkisine yol açtı.
AKP Hükümeti’nin Temmuz ayında TBMM gündemine getirdiği ancak tepkiler üzerine geri çektiği, 15 Temmuz sonrası tekrar TBMM’ye sunarak yasalaştırdığı kara para aklamaya yönelik ‘Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 6736 Sayılı Kanun’un genel tebliği’ Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Maliye Bakanlığı’nın, yasanın TBMM’den çıktığı şeklinden daha geniş uygulanmasına olanak sağlayacak düzenlemeler içeren tebliğiyle yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını, 31 Aralık’a kadar Türkiye’ye getiren gerçek ve tüzel kişiler, bunları varlıkları serbestçe tasarruf edebilecek. Bu varlıklara yurt dışında sahip olunan tarih, ülkeye getirmede bir kısıtlılık oluşturmayacak. Bu varlıkları ülkeye sokabilmek için vergi de ödenmeyecek.
Bavul bavul para
Gerçek ve tüzel kişiler, yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını, Türkiye’deki banka veya aracı kurumlarda bulunan mevcut ya da yeni bir hesaba transfer edebilecek veya ‘bavul bavul, kasa kasa’ ülkeye sokabilecek.
“Bildir yeter, getirmesen de olur”
Kayıtdışı varlıkların ülkeye getirilerek kayda alınması gerekçesiyle çıkartılan yasanın uygulama tebliği farklı olanak sundu. Buna göre, hisse senedi, tahvil ve bono gibi sermaye piyasası araçlarının banka veya aracı kurumlara bildirilmesi Türkiye’ye getirildiğinin kabulü için yeterli olacak. Bu bildirimi kişiler ya da temsilcileri de yapabilecek.
Bu şekilde bildirimde bulunanlar varlıklarını hesaben ya da fiziken ülkeye getirme konusunda serbest olacak. Bankalar ve aracı kurumlar, bu bildirimi saklayacak ancak hesap oluşturmayacak ve kayden de izlemeyecek.
Belgelerin gerçekliği kontrol edilmeyecek
Gerçek ve tüzel kişiler, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının banka veya aracı kurumlara bildirilmesinde, yurt dışındaki ilgili kurum veya kuruluştan alınacak belgeleri kullanabilecek. Bu dekont, ekstre, makbuz gibi belgeler; ilgili kuruluşlar açısından yeterli kabul edilecek. Banka ve aracı kurumlara belgelerin onayını alma yükümlülüğü getirilmedi. Belgelerin, varlığın bulunduğu ülkedeki Türkiye elçilik ve konsoloslukları, bunların bulunmadığı yerlerde de temsilciler tarafından onaylanmış olması şartı aranmayacak.
Ceza da kesilmeyecek
Yurt dışından Türkiye’ye getirilen varlıkların hangi değerleme ölçütüne tabi olacağı da tebliğde düzenlendi. Varlıkların Türkiye’ye getirilmesi nedeniyle her türlü vergi, resim, harç ve fon yönünden herhangi bir inceleme yapılmayacak, ceza da kesilmeyecek.
Meclis Genel Kurulu’nun gündeminde bulunan ve bu hafta yasalaştırılması hedeflenen ‘Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasını Öngören Yasa Teklifi’nde muhalefetin en sert eleştirisini ‘Varlık Barışı’na ilişkin madde üzerinde yapması bekleniyor.
‘Hesap geleceğe dönük mü?’
CHP’nin “Küçük bir grup için ülkenin itibarı yok ediliyor” diyerek eleştirdiği ve yasalaşmasını engellemeye çalıştığı düzenlemenin tebliği de bu yöndeki soruları arttırdı. Özellikle, ‘fiziki ya da hesap yoluyla’ ülkeye getirmenin isteğe bırakılması gelecekte elde edilecek kara para için şimdiden kayıt oluşturulduğu kaygılarına neden oldu.
CHP Ankara Milletvekili ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi Bülent Kuşoğlu, Türkiye’nin kara para aklayan ülke olarak nitelendirilmesi ve yaptırımlarla karşı karşıya kalmasına neden olunacağını bildirdi.
Tebliğle yasadaki yetkilerin aşıldığını kaydeden Kuşoğlu, “Gelecekte oluşacak kıymetler için yapıldığı izlenimi yaratan bu düzenleme Türkiye’ye büyük sıkıntı getirecek. Suç örgütlerinin, terör örgütlerinin paralarının Türkiye’yi girmeden kayıt alınmasının yolu açılıyor” dedi.
Birgün