Esnafın cebindeki 20-30 lira ile bu okulların açıldığını kaydeden Yalçıntaş, "Başta bunu yaptıranların ve bunun öncüsü olan Fethullah Hocaefendi ve onun sevenlerinin meydana getirdiği bir topluluk. Türkiye'ye en büyük hediyeyi verdiler. Bu okullar büyük hizmet ediyor. Pek çoğuna ben gittim. Ve bu okulları yaptıranların kaynaklarını da biliyorum. Esnafımızdır, orta halli Türk tüccarlarımızdır. Bunları ne diye kapatacaksınız?" dedi.

Etkinlikte gazetecilere açıklamalarda bulunan Nevzat Yalçıntaş, iktidarın kapatmak için uğraştığı yurt dışındaki Türk okullarının önemine değindi. Hükümet tarafından bu okulların kapatılması için girişimlerin olduğunu ifade eden Yalçıntaş, "Dışarıdaki Türk okulları, başta bunu yaptıranların bunun öncüsü olan Fethullah Hocaefendi ve onun sevenlerinin meydana getirdiği bir topluluk. Türkiye'ye en büyük hediyeyi verdiler. Bu okullar büyük hizmet ediyor. Bu okulların pek çoğuna ben gittim. Ve bu okulları yaptıranların kaynaklarını da biliyorum. Esnafımızdır, orta halli Türk tüccarlarımızdır. Cebinde 15-20 lirası olan da bağışladı ve bunlarla yapılmıştır. Orada idealist hocalar ders veriyor, ben kendim gittim orada gördüm. Kendi sahalarında çok iyi yetişmiş genç insanlar. Ben bizzat biliyorum. Gittikleri ülkeler pek çoğu ya bizim ırkdaşlarımız, dindaşlarımızdır. Rusya'da, Orta Asya'da ve Endonezya'da olduğu gibi. Veyahut Osmanlı'ya, Türkiye'ye sempati besleyen insanlardır." açıklamasını yaptı.

"Sayısını şu anda bilmiyorum ama her halde binlerce, 10 binlerce öğrenciye binlerce Türk genci ders veriyor." diyen Yalçıntaş, "Bunları kapatmanın söz konusu olduğu şu devirde Ülkemizi idare eden kardeşlerimizin hemen hepsini yakinen tanırım. Bugüne kadar güzel hizmetler yaptılar. Biz onun için müteşekkiriz. Türk milleti nimeti küfran değildir. Yapılan işi elbette hepimiz tepeden aşağıya kadar biliyoruz. Allah razı olsun! diyoruz. Ama şu anda büyük bir hataya giriyorlar." ifadelerini kulandı.

Hükümete bunları hangi gerekçelerle kapatıldığını soran Yalçıntaş, "Sen bunları kapatacaksın da ne yapacaksın? Büyük vebaldir. Ben bu kardeşlerimizin şimdiye kadar yaptıkları bir çok hizmetlerle bir çok zulmü önlediler. Ama burada da veballerini hatırlatıyorum. Bu ağır vebaldir. Her şey geçer, seneler geçer, iktidar geçer ve koltuklar geçer. Ama her kesin yüzüne bakarak onlara doğru bazı insanlar 'bunlar okullarımızı kapatan insanlardı' der." şeklinde konuştu.

Orta Asya'da yaşamış olduğu bir anısını da anlatan Yalçıntaş, " Büyükelçi bizi gezdiriyor. Kırgızistan'da çok güzel bir bina gördüm. Büyükelçiye sordum bu üzerinde Çince yazı olan bine ne? Büyükelçi, 'Hocam Çinliler dillerini yaymak için burada okul açmışlar' dedi. Biz şimdi 100 küsur yerdeki okulları kapatıyoruz. " açıklamasını yaptı.

Devletin daha öncede Türk okulları açtığını ama çok ilerlemediğini belirten Yalçıntaş şunları dile getirdi: "Yunus Emre Türk Kültür Merkezi'nin açılışı için oraya gittim. Orta Asya'dakilere de 11. Cumhurbaşkanımız açılışları falan gördük tamam ne kadar yol aldık? Doğru işler yapıyorlar. Türkçe öğretiyorlar ve doğru iş yapıyorlar. Balkanlar'dakine de gittim. Belli sayıda okullarda Türkçe öğretmeye çalışıyorlar. Bu okullar senelerden beridir var. Bu okullar mezunlar vermiş. Bu okullardan mezun olanlar Türkçeyi çok iyi biliyor. Cumhurbaşkanı bizzat anlattı Tanzanya'da karşılaştığını anlattı Abdullah Bey. Oralarda bakan olmuşlar. Önemli mevkideler. Peki bunları kapatınca ne geçecek elimize? Direk kapatmaya doğru fikirleri oldu. Ama sonradan insafa falan geldiler. 'Kapatmayalım. Bunları vakıf yapalım.' dediler."

"Bu iş idealist insanlarla olur." diyen Yalçıntaş, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Evet devlet memurları da çalışır. Ben de bir devlet memuruydum. Ama idealist bir gencin gidip en güzel senelerini orada Türkçe öğretmek, Türkçe sevdirmekle uğraşması başka devletten maaş alarak gönderilen insanlar başka."

Son olarak devletin başındakileri seslenen Yalçıntaş, "Mesuliyetlerini hatırlatıyorum; vebale giriyorlar. Eksikleri tamlasınlar. Siz hiçbir Fransız ya da İngilizlerin okullarını kapatmasını, hiç bunu işittiniz mi? Bu iş yanlıştır. Bu işe müdahale etmek daima yanlış olmuştur. İnşallah vazgeçerler. Bu okullara takviye etsinler. Eksik bir şey varsa devlete düşen onu takviye etmektir. Dolayısıyla benim temennim inşallah bu yanlıştan vaaz geçerler." diye konuştu.

Sultan 2. Abdulhamit Han'ın gümüz de de kendi devrinde tam anlaşılmadığını ifade eden Türk Ocakları İstanbul Şubesi Başkanı Dr. Cezmi Bayram ise, "Abdulahmit'in devrindeki şansızlığı şu; Abdulhamit devrinde çok anlaşılması devrinde herkes ona muhalifti. Şimdide tam anlaşılmış değil. Aslında ihtiyaç olan şey onu bütünüyle kavrayıp yeni nesillere anlatmak." şeklinde konuştu.