CHP Milletvekili Mehmet Bekaroğlu TBMM'de yıkılması planlanan cami hakkında soru önergesi verdi.
Bekaroğlu, "Hem mimari hem de manevi açıdan önemli bir kültürel miras ve milli varlık haline gelen bir eserin yıkılma gerekçesi nedir?" ifadesini kullandı.
Deniz Zeyrek'in Hürriyet'te "Bugünleri de mi görecektik?" başlığıyla (20 Ekim 2017) yayımlanan yazısı şöyle:
Soru önergesi, milletvekillerinin önemli yasama faaliyetlerinden biriydi.
Milletvekilleri, kamu kurum ve kuruluşlarına, bakanlara, bakanlıklara kritik karar ve uygulamalarıyla ilgili sorular yöneltir, bu yolla önemli bilgi ve belgelerin kamuoyuna yansımasını sağlarlardı.
Ne yalan söyleyeyim, son zamanlarda soru önergeleri önemini yitirmiş vaziyette. Bakanlar, bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşları, milli iradenin en yüksek makamı olan TBMM’den gelen soruları ya zamanında yanıtlamıyor ya da üstünkörü cevaplarla geçiştiriyor.
Bu nedenle biz gazeteciler de milletvekillerinin soru önergeleriyle ilgili basın duyurularını, elektronik mesajları önemsememeye başladık.
Gelen mesajlarımı okurken, CHP milletvekili Mehmet Bekaroğlu’nun 18 Ekim’de TBMM Başkanlığı’na verdiği soru önergesine denk geldim ve ne yalan söyleyeyim, “Nasıl olsa Hürriyet’in parlamento ekibi ilgilenmiştir” düşüncesiyle okumadan silmek istedim.
Ancak gayriihtiyari önergenin ilk paragrafını okuyunca konu çok ilginç geldi ve biraz da şaşkınlık içinde sonuna dek bir solukta okuyuverdim.
CAMİYİ NİYE YIKIYORSUN?
Önergenin konusu TBMM yerleşkesi içinde 30 yıldır hizmet veren, mimari ödülü sahibi Çinici Camisi idi. Bekaroğlu’nu bilirsiniz. Milli Görüş hareketinden gelen dindar bir siyasetçi. İnsan haklarına duyarlılığı ve sosyal adalet savunusu ile “Solcu Müslüman” diye tanınıyor ve bir süredir CHP’de siyaset yapıyor. Haliyle, TBMM Başkanı’nın ya da AK Partililerin “Hiç gittin mi o camiye” diye alaycı bir yanıtla geçiştireceği bir isim değil.
Soru önergesinin başlangıç kısmında, TBMM Çinici Camisi’nin estetik ve manevi açıdan ne kadar önemli bir eser olduğunu uzun uzun anlatmış Bekaroğlu. Öyle de güzel anlatmış ki, yıkılacağından endişe edip yıkılmadan göresim geldi. Ancak kapatılan inşaat alanında kaldığı için bu mümkün olmadı.
Bekaroğlu, ön avlusu, ilk cemaat mekânı ve dikdörtgen namaz alanıyla, şeffaf mihrabıyla, bahçesiyle, nilüferli havuzu ve kitaplığıyla birçok güzelliği barındıran caminin 6 bin 400 metrekare bir alanı olduğuna dikkat çekmiş. Ardından da TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın TBMM Camisi’nin yıkılacağına dair sözlerini anımsatarak şunu sormuş:
“Hem mimari hem de manevi açıdan önemli bir kültürel miras ve milli varlık haline gelen bir eserin yıkılma gerekçesi nedir?”
BAKALIM NE CEVAP VERİLECEK?
Arkasındaki tepe ile bütünleşmiş binasıyla, minare gibi duran kavak ağaçlarıyla ve sadeliğiyle hayranlık uyandıran o caminin yıkılma gerekçesini ben de merak ediyorum.
TBMM Başkanı Kahraman, bir konuşmasında, caminin yıkılıp yenilenmesi için “artacak milletvekili sayısını” gerekçe göstermişti. Yetersiz kalması, bir camiyi yıkmak için gerekçe olabilir mi bilmiyorum ama AK Parti’nin tek başına iktidar olduğu dönem de dahil olmak üzere TBMM Camisi’nde hiçbir zaman yer sorunu yaşanmadığını TBMM’ye yolu düşen herkes bilir. Üstelik, yeni dönemde milletvekili sayısı sadece 50 artacak.
“Yetersiz kalması” söz konusu değilse bir caminin, hem de tescil edilmiş, mimari ödülü almış güzel bir caminin yıkılması için başka ne gerekçe olabilir?
Başbakan Binali Yıldırım’ın kamuya “israf” uyarısı yaptığı bir dönemde TBMM Camisi’nin yıkılması ve yerine yeniden cami yapılması “israf” olmayacak mı?
Milli Görüş kökenli Kahraman’ın TBMM Camisi’ni yıkma kararına, yine Milli Görüş kökenli CHP Milletvekili Bekaroğlu karşı çıkıyor. Mimarlar Odası, ateşli bir şekilde caminin yıkılmaması için mücadele ediyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı ise cami tescillenmesin ve yıkılabilsin diye mahkeme kararına itiraz ediyor.
Ne dersiniz? Sadece ben miyim “Bugünleri de mi görecektik” diye soran?