Devletin haber ajansı AA ve iktidar yanlısı A Haber çarpıtma haberlerle işadamı Akın İpek’i hedefe koydu. Çarpıtma haberlere cevap veren Akın İpek, “AA açık adresimi detayları ile yayınlayarak beni açık hedef haline getirdi. Bunun bir sebebi var… Hukuki ve ahlaki bir rekabete giremediklerinden beni susturmak istiyorlar… Beni ölüm ile tehdit ediyorlar… Onlara da cevabım şu; Ben yarın öleceğimi bilsem bu gün sevinçten şükür namazı kılacak biriyim… Ölüm korkusu, hayatını ve imkanlarını, yüzbinlerce masum insana zulm edilmesinde kullanmış zavallılara aittir…” dedi.
Çarpıtma haberlerin, 15 Temmuz süreci öncesi mal varlıklarına el konulan ve yönetimine kayyım atanan İpek Holding’in AKP iktidarı altındaki Türkiye aleyhinde Dünya Bankası’na başvuruda bulunmasından hemen sonra yapılması da dikkat çekti. Başvuruda İpek Holding 5 milyar doların üzerinde zarara uğradığını belirterek tazminini istemişti. İngiliz yayın kuruluşu The Guardian’da yer alan habere göre, Hamdi Akın İpek’in yönetiminde İpek Yatırım (IIL) başvurusu Dünya Bankası’na bağlı, Washington merkezli International Centre for Settlement of Investment Disputes’ta (Uluslararası Yatırım Anlaşmazlıklarının Çözüm Merkezi-ICSID) görülecek.
AA DAHA ÖNCE GAZETECİLERİ HEDEF ALMIŞTI
Anadolu Ajansı, Amerika ve Avrupa’daki gazetecilerden sonra işadamı Koza İpek Holding Yönetim Kurulu Başkanı Akın İpek’i hedefe koydu. İpek’in 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde İngiltere’ye yerleşmiş olmasına karşın yaşananları çarpıtan AA,işadamının Londra merkezli İngiltere’de yürüttüğü ticari faaliyetleri de suç gibi göstermeye çalıştı.
TEMPLE ÜZERİNDEN KOMPLO TEORİSİ
‘Akın İpek İngiltere’de görüntülendi: ‘Lüks yaşamından vazgeçmiyor’’ başlığıyla çarpıtma bir haber yapan ajans, İpek gibi binlerce işadamının ofisinin bulunduğu Temple’daki ofisinin tarihte Templar Şövalyeleri olarak anılan bir grubun kilisesine yakınlığı gerekçesiyle de komplo teorisini aratmayacak yalanlar yazdı.
İPEK’İN UÇAĞINI BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM’IN OĞLU’NA TAHSİS ETMİŞLER
Gelişmeler bununla da sınırlı kalmadı. Akın İpek’in hava taksi şirketi ATP Havacılık’ın filosundaki Gulfstream G450 tipi TC-IPK isimli uçağın tescili değiştirildi. TC-IPK tescili TC-VTN yapıldı. Alınan bilgilere göre tescil işlemi sıradan bir olay değil. Kayyım atanan İpek’in ATP Havacılık şirketi, halen uçak kiralayarak hava taksi hizmeti verirken filodaki TC-IPK’nin Başbakan Binali Yıldırım’ın oğluna ait şirkete tahsis edildiği ileri sürüldü.
Yine iktidar yanlısı A Haber’de çarpıtma bir başka haber yapıldı. Akın İpek’in Bergama Altın Madenlerini almadan önce başlayan olayların, daha sonra bittiğini ima ederek gösterilerin organize olduğu yalan haberini yaptı.
AÇIK ADRESİMLE HEDEF YAPIYORLAR, HUKUKİ VE AHLAKİ REKABETE GİREMEYİNCE SUSTURMAK İSTİYORLAR
Gelişmelerin ardından sosyal medyadan açıklama yapan işadamı Akın İpek, “AA açık adresimi detayları ile yayınlayarak beni açık hedef haline getirdi. Bunun bir sebebi var… Hukuki ve ahlaki bir rekabete giremediklerinden beni susturmak istiyorlar…
Koza Altın benim inşa ettiğim ve sahibi olduğum bir gemidir. 2015 yılında korsanlar tarafından kaçırıldı. Korsanlar İngilteye geldi ve geminin sahibi olduklarını iddia ediyorlar. Gemide gaspettikleri paralar ile avukat tutup buradaki botumu da ele geçirmeye çalışıyorlar. Dava bu. Koza altın adına dava açabilecek avukatlara yetki verebilecek tek kişi sadece geminin yasal sahibidir kardeşim… O da benim… Korsanlar değil… Siz umursamıyordunuz diye mülkiyet hakkı gibi evrensel bir hak kaybolmaz…
KORKULARI ULUSLARARASI MAHKEMELERDEN
Koza grubuna 2015 yılında neden kayyım atandığını hatırlayan var mı? 3 yıl geçti, O zır deli saçması yalanların artık bir iddia olarak dahi dosyalarda yok… Sadece korsanlık var. Uluslararası mahkemlerde bu konu delilleri ile tartışılacak… Sıkıntılarının sebebi bu… Beni ölüm ile tehdit ediyorlar… Onlara da cevabım şu; Ben yarın öleceğimi bilsem bu gün sevinçten şükür namazı kılacak biriyim… Ölüm korkusu, hayatını ve imkanlarını, yüzbinlerce masum insana zulm edilmesinde kullanmış zavallılara aittir…
KURUŞ İMTİYAZ ALMADIM, VERGİ REKORTMENİ OLDUM
Ben Türkiye’nin en büyük gruplarıdan birisinin sahibiyim. Halen öyleyim. Devletten tek kuruş imtiyaz kullanmadım. Vergi rekortmeniyim. Cumhuriyet tarihinde benim kadar hayır ve hasenat yapan çok azdır. Kazandığım para ise her kuruşuna kadar meşru ve helaldir… Ötesinden size ne? Kaldıki; Uçağım dahi var, fakat bazı siyasetciler aldılar, kendilerine ve ailelerine tahsis ettiler. Bir medya organı olarak, sizce, hangisinin haber değeri var kardeşim…
AA uluslararası medyanın ışıklarını Koza İpek davasının üzerine çevirdi. Çatı iddianamesi saçmalığı da ingilizceye çevrilmiş… Aydınlanmak iyidir… Gizli saklı işi olan, denetimi sevmeyen, karanlıkta iş tutanlar düşünsün…”
BERGAMA ÇARPITMALARINA CEVAP
Akın İpek, Bergama Altın Madenleri ile ilgili çarpıtmalara da cevap verdi. İpek şunları yazdı: “A haberde Zafer Şahin isimli bir şahıs diyor ki; Örgüt Bergama altın madeni’ni 2000 yılında keşfetti, olaylar çıktı. Koza aldıktan sonra olaylar bitti… Hiç mi okumaz, bakmaz… Yoksa bilerek mi yalan söylüyor bilinmez… Fakat doğrusu şu; 2000 yılında Bergama altın madeninin 5 yıllık ömrü kalmıştı. 2004 de Fronteer adlı yabancı bir şirkete satıldığı açıklandı. Anlaşmazlık çıkınca 2005 de Koza aynı şartlarla satın aldı. Yaklaşık bir yıl sonra da planlandığı gibi maden bitti… Ticaret mahkemesince atanan bilirkişi heyeti diyor ki; Mahkeme uluslararası bağımsız denetim PWC ‘nin raporunu esas alacaksa bize sormasın… Koza para vererek kendini PWC ye denetletmiş… Şaka değil bu, yazdıkları aşağıda. Sonra da kendilerine 45 Bin TL istemişler… Sayın bilirkişiler; Beğenmediğiniz, tarafsızlığını kabul etmediğiniz PWC raporları uluslararası mahkemelerde bilirkişi raporu olarak kabul ediliyor… Para alınınca tarafsızlık kaybolur deyip, kendinize fazladan 45 bin TL istemeniz çok tuhaf olmamış mı… Tekrar bir düşünseniz…”
İPEK VE BELÇİKALI CASCADE KAYYIM İŞGALLERİNİ VE HAKSIZ EL KOYMALARI ULUSLARARASI MAHKEMELERE TAŞIDI
İngiliz yayın kuruluşu The Guardian’da yer alan habere göre, Hamdi Akın İpek’in yönetiminde İpek Yatırım (IIL) ve Zaman gazetesinin kapatılması sürecinde kendi mallarına da AKP hükümeti tarafından el konduğunu belirten Belçika merkezli Cascade Yatırım’ın başvuruları, Dünya Bankası’na bağlı, Washington merkezli International Centre for Settlement of Investment Disputes’ta (Uluslararası Yatırım Anlaşmazlıklarının Çözüm Merkezi-ICSID) görülecek.
Davalı taraflar, iktidarın eylemleri sonucu milyonlarca dolar zarara uğradıklarını vurgularken; başvurunun aleyhte sonuçlanması halinde Ankara’nın tazminat ödemek zorunda kalabileceği kaydediliyor.
‘’Türk hükümeti mülkiyet ve insan haklarını tamamen göz ardı etti’’
5 ila 6 milyar dolar aralığında zarar gördüklerini aktaran İpek Yatırım Ltd, ‘ayrımcı bir tutumla karşı karşıya’ kaldıklarını söyleyerek tazminat talep ediyor.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından devletin el koyduğu ya da kayyım atadığı, sözde F… ile bağlantılı olduğu iddia edilen şirketler için İpek Yatırım’ın sözcüsü şöyle diyor: “IIL’in hissedarlığı, Erdoğan rejimi tarafından kasıtlı olarak hedef alınıp ele geçirilen birkaç milyar dolarlık bir işten oluşuyordu. [Türk] hükümeti mülkiyet ve insan haklarını ve tüm merhametleri tamamen göz ardı etti.”
Londra merkezli İpek Yatırım’ı temsil eden hukuk bürosu Gibson, Dunn & Crutcher’ın sözcüsü ise Türkiye’nin İpek Grubu’na karşı olan tutumunun ‘el koyma’ işlemlerindeki adil duruşunun ihlaline dair güçlü bir örnek olduğunu savundu. Sözcü, aynı zamanda Koza Grup’un yöneticilerinden birinin iki yılı aşkın süredir Türkiye’de ‘herhangi bir mantıklı sebep olmadan hapis tutulduğunu’ iddia etti.