Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın dünyaya verdiği mesajlar ve AKP'li siyasetçilerin Avrupa'yı hedef alan söylemleriözellikle yurtdışındaki Müslüman Türk toplumunu zora sokuyor.
2002 sonrası kurulan (yurtdışı Türk lobisi faaliyetleri için) AKP-Hükümet destekli sivil toplum kuruluşlarının, Avrupa’daki Türk toplumlarını zor durumda bıraktığı ifade ediliyor. Bulundukları ülkelerde zor şartlarda yaşayan ve yabancı ülkelerde asimilasyona uğramadan entegrasyon için yaşam mücadelesi veren Türkler, AKP’nin yanlış politikaları nedeniyle yaşadıkları ülke idarecileri ile karşı karşıya geldi.
Özellikle AKP hükümetinin bu yönde kullandığı bazı sivil toplum kuruluşları, Diyanet Vakıfları ile UETD (Avrupalı Türk Demokratlar Birliği) bu olaylarda büyük rol almakta.
Yaklaşık 50 yıldır Avrupa’da yaşamlarını sürdüren Türkler, işçi olarak başladıkları hayat kavgasında bugün Belediye Başkanı, Milletvekili ve Bakan Yardımcısı olacak şekilde ülke yönetimlerinde yer aldığı görülmektedir. Ancak Türkiye'deki siyasetçilerin sert söylemleri Avrupa’da siyasete atılmış Türk siyasetçilerini zor durumda bırakıyor. Hatta bazı milletvekillerinin özellikle AKP yönetiminin akıl almaz söylemlerini desteklemeleri, Muhafazakar Türk kökenli siyasetçilerin yaşadıkları ülke politikalarından çok Erdoğan yanlısı politikalarını desteklemeleri önümüzdeki yıllarda Avrupa siyaset arenasındaki Türk siyasetçilerinin sayısının azalacağını göstermekte. Zira geçtiğimiz aylarda Hollanda’da koalisyon ortağı işçi partisi iki Türk Vekilin partisinden ihraç edilmesi buna örnek gösterilebilir.
Diyanet Vakıflarında Sıkıntılı Süreç
Hollanda Başbakan Yardımcısı ve işçi partisi genel başkanı Ascher Hollanda parlamentosuna yazdığı “PARALEL TOPLUM SORUŞTURMASI” mektubu ; Hollanda'da faaliyet gösteren Hollanda Diyanet Vakfı (HDV)hakkında soruşturma açılmasını ve 5 yıl süreyle işlemlerin takibe alınmasını istemişti.
Avrupa'da en çok cami bulunduran sivil toplum kuruluşu Diyanet vakıflarıdır. Türkler bu vakıf aracılığı ile cami açmakta ve Türkiye’den gelen imamlar sayesinde dini vecibelerini yerine getirirken çocuklar da Kur’an kurslarında dinini öğrenmektedirler. Bu açıdan diyanet vakıflarının yeri Türk toplumları açısından önemlidir.
Ancak Avrupalı siyaset insanları arasındaki genel kanı; AKP’nin Diyanet Vakıfları ve Türkiye’den gelen görevliler aracılığı ile Türk toplumunu kontrol altında tuttuğu, bu durumun Avrupa’da yaşayan Tük toplumunun Avrupa toplumu ile entegrasyonunu olumsuz etkilediği şeklindedir.
Avrupalı siyasetçiler bu durumun önüne geçmek için yurtdışından imam getirebilme yolunu kapatarak imamların yaşadıkları ülkelerden istihdam edilmesi şartı getireceği konuşulmaktadır. Hatta Avusturya’da, ülkede görev yapan yabancı imamların ayrılmasını öngören ‘Yeni İslam Yasası’ Meclis Genel Kurulu’nda şubat ayında kabul edildi. Bunun neticesi olarak diyanetin gönderdiği imamlar Türkiye’ye geri dönmek zorunda kalabilirler. AKP hükümetinin, hazırlığı yaklaşık 3 yıldır devam eden bu kanun tasarısını ise sadece seyretmesi tamamen dış politika eksikliği ve başarısızlık olarak ele alınıyor.
Öte yandan AKP’nin yurtdışı mitinglerini organize eden UETD’nin şeffaf olmayan mali yapısı ve kaynağı açıklanamayan para transferleri yüzünden Almanya-Hollanda-Avusturya ve Fransa’nın Mali Suçlar Kurulları tarafından incelemeye alındığı veya alınacağı bu durumda bir çok masum insanın hapis ve para cezası alacağı UETD yetkilileri tarafından dile getirilmektedir.
SAMANYOLUHABER.COM/Avrupa Haber Merkezi