‘ByLock’ kullanan siyasilerin ‘Siyah ByLockçular’ olarak listelendiği ve AKP’lilere uzanınca beklemeye alınan siyasi ayak soruşturmasında dosyanın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önünde olduğu öğrenildi.
AKP'deki 'Siyah ByLockçular'
Aydınlık gazetesinin ByLock haberi on binlerce insanın tutuklanma gerekçesi yapılan mesajlaşma uygulamasıyla ilgili baştan sona atılan her adımın hukuki dayanağının olmadığını ve siyasi direktiflerle yürüdüğünü gözler önüne serdi.
Doğu Perinçek ekibi 'AKP'de Siyah ByLockçular' haberinde 4 önemli itirafta bulundu.
İtiraf- MİT mahkeme kararı olmadan tespit etti
Aydınlık'ın haberine göre ByLock ile ilgili çalışma MİT tarafından yapıldı. Aralarında siyasilerin de olduğu belli isimler tespit edildi. Ancak operasyon 16 Nisan sonrasına bırakıldı. Aydınlık'ın haberi ByLock listelerinin hukuki delil olmadığını ortaya koyuyor. Çünkü TCK'ye göre istihbari bilgiler mahkemelerde delil olarak kullanılamıyor.
İtiraf 2- MİT listelerde ayıklama yapıyor
Gazete "ByLock kullananların listeleri korumaya alınırken listeler en tepeden belirlenen bir komisyonun denetimine verildiği öğrenildi. Verilen ByLock listelerinin MİT’in süzgecinden geçen liste olduğu kaydedildi. Konu ile ilgili olarak bilgi veren bir İçişleri Bakanlığı yetkilisi, ByLock listelerinin ortalıkta dolaşmasının bazı sakıncaları olduğunu iddia ederken, ByLock görüşmelerinin de yargı dışında kolluk kuvvetlerine verilmemesini gerektiğini savundu. Yetkili, “Şu anda ByLock listeleri ve görüşmeler bir komisyonun denetiminde. Polis soruşturmalarında ilgili kişi ile bilgi isteyince kendisine sadece ByLock kullanıp kullanmadığı bildiriliyor. Yazışmalar yargı aşamasında veriliyor” dedi."
Aydınlık haberde açık açık MİT'in ByLock fişlemelerinde ayıklama yaptığını istediği kişileri çıkardığını söylüyor. Oysa eğer bir programı kullanmak suç ise kullanan herkesin şüpheli olması gerekiyor. Dahası bir delilin suç olmadığına karar verme yetkisi sadece mahkemelere ait.
İtiraf- 3 Yargı operasyonu siyasi konjonktüre göre yürütüyor
Perinçek ekibinin çıkardığı gazetenin iddiasına göre 15 Temmuz'un siyasi ayağıyla ilgili 2 savcı görevlendirildi ve soruşturma bazı bakan, eski bakan ve AKP yöneticilerine uzandı. Bu sebeple de dosya beklemeye alındı. Oysa Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre hele de bir darbe iddiasıyla ilgili yargının iktidar partisinin çıkarlarını gözeterek seçime endeksli bir soruşturma yürütmesi suç. Şu ana kadar kermes yapan ev hanımlarını bile darbeci diye şafak vakti gözaltına alıp tutuklayanların darbenin siyasi ayağı olduğunu iddia ettikleri insanlara dokunmak için referandum sonucunu beklemesi soruşturmanın baştan yanlış yürütüldüğünün ispatı.
İtiraf 4- Operasyon için Erdoğan'ın talimatı bekleniyor
Aydınlık'ın haberindeki en büyük itiraf ise yargının operasyon yapmak için Erdoğan'dan talimat beklediğinin açık açık yazılması.
Haberde aynen şöyle deniyor: "ByLockçuların kendi aralarındaki yazışmalarda örgütün birçok mahreminin de yer aldığı belirtilirken, yapılan yazışmalarda “siyasi ayağın” izlerinin de bulunduğu bildirildi. Yapılan çözümlerin dosya halinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a iletildiği kaydedilirken, siyasi ayakla ilgili inisiyatifin de Erdoğan’da olduğu iddia edildi."
Gazete AKP’li bir üst düzey yöneticinin ağzından ise “15 Temmuz’un siyasi ayağını çıkaramazsak halkı ikna edemeyiz. Ama şu anda bazı öncelikler var. Şu 16 Nisan’ı bir atlatalım ondan sonra gereken yapılacaktır. Şu anda parti içinde bir karışıklık ‘Evet’e zarar verir. Sabırlı olmak lazım. Eninde sonunda Ak Parti içinde ciddi bir temizlik yapılacak. Hem Meclis’te, hem örgütlerde.” ifadelerine yer verilmiş.