Adalet ve Kalkınma Partisi'nde (AKP) Alil Babacan, Ahmet Davutoğlu, Sadullah Ergin, Nihat Ergün gibi önde gelen isimlerin istifası ile başlayan çöküşün devam edeceği belirtiliyor. Ahmet Nesin bugün Artı Gerçek'te yayımlanan makalesinde, "Bunlar olacak, fakat benim esas beklediğim AKP’nin içinden çıkacak olan “GİZLİ TANIK”lar. Bu öyle az-buz olacak bir sayı değil, o kadar çok olacak ki, bir ihtimalle ben bile şaşıracağım." ifadelerini kullandı.
AKP'den kaç gizli tanık çıkacak?
AKP’de (Adalet ve Kalkınma Partisi) patlama biraz herkesin beklentisinden çabuk oldu, patlama dediğim birbirleriyle kapışmaları beklenenden erken oldu.
Bu şöyle bir gerçeği ortaya çıkartıyor esasında, AKP’nin aynı ANAP gibi biteceğini hissedenler yavaş yavaş gemiyi terk etmeye başladılar.
Terk ederlerken de birbirleriyle kavga ediyorlar ve bu kavga öyle bir-iki laf atmayla anlatılacak kadar basit değil. Aynı tahmin ettiğim gibi gelişiyor tartışmalar, ağır ve kırıcı. Böyle olmasının çok önemli bir sebebi var, o da herhangi bir yargılanma olasılığına karşı herkes gardını alıyor.
Bu şekilde davrananlar ileride yargı aşamasında yargılanmayacaklarını sanıyorlarsa yanılıyorlar, hiçbir suç “Ben sayın suçluyu kaç kez uyardım ama beni hiç dinlemedi” demekle kurtulunmuyor.
O kadar gayrı insana olaya imza atan yada seyirci kalanlar 17 yıl sonra muhalefet yaparak kurtulamayacaklar, hele ki gazeteciler asla.
Bunlar olacak, fakat benim esas beklediğim AKP’nin içinden çıkacak olan “GİZLİ TANIK”lar, bu öyle az-buz olacak bir sayı değil, o kadar çok olacak ki, bir ihtimalle ben bile şaşıracağım.
Neler anlatabilir? diye düşündüğümde benim içim ürperiyor. Olayları gözümün önünde canlandırdığımda en az Erdoğan kadar ürperiyorum.
Erdoğan istediği kadar bu konuşacak insanları göbekten bağlamış olsun, can tatlıdır ve gizli tanık olup da kurtulma garantisi verildiğinde bırakın yaşananları anlatmayı, üstüne bir de o kadar eklerler ki, Erdoğan bile kendi kendine “Ya bütün bunları ben mi yapmışım” deyiverir.
Bu tür ifadenin yani üstüne koyarak verilen ifadenin bir sebebi vardır, bu bir taktiktir, gerçekte söyledikleriniz kendinizi kurtarmak ve size bunu yaptıranı hapsettirerek kendinizi kurtarmak içindir.
Gerçekler dışındaki palavralarınız da suçladığınız kişinin az da olsa kurtulma şansına karşı aldığı bir tedbirdir ve bunu yaptığınızda karşınızdakine “Efendim, bu anlattıklarımı devlet zaten biliyordu, söylemek zorundaydım ama diğerlerini de söyledim ki, savcılık soruşturmasında bunların olmadığı ortaya çıksın ve siz kurtulun” üzerine kurulu bir palavradır.
Bütün bunlar olurken Erdoğan nasıl bir hazırlık yapıyor, bu olacakları bilecek kadar zeki birisi olan Erdoğan muhalefete düşmeye bu kadar yakınken nasıl bir B yada C planı yapıyor?
Bence Erdoğan’ın B yada C planı yok yada şöyle söyleyeyim, Erdoğan’ın muhalefet planı yok. Ama erken seçim ama normal seçim Erdoğan’ın dünyaya bakışında muhalefete düşmek ve ona göre plan yapmak yok.
Erdoğan muhalefete düşmeyi göze aldığında seçimlerin ertesi sabahı 2 şey yapar, ya intihar eder –ki bunu daha önce yazmıştım- yada çok zor bir olasılığa karşı başka bir ülkeye iltica eder.
Bir başka sorun da burada başlıyor. Erdoğan gibi bir liderin siyasi anlamda başka bir ülkeden iltica talebinde bulunma olasılığı neredeyse sıfırdır, çünkü hemen hemen hiçbir ülke onun gibi para yüklü bir insanın ilticasını kabul edemez.
Daha doğrusu para Erdoğan’ın siyasi iltica olabilme olasılığının önünde ciddi bir engeldir.
Kısacası, yakın zamanda Erdoğan’ı ispiyon edecekler listesi oluşmaya başlayacak ve Erdoğan bunlardan kurtulmak için hiçbir şey yapamayacak.
Yıllar önce yazdığımı tekrar etmek istiyorum: “Aman intihar etme Erdoğan.”