Korkusuz gazetesi yazarı Can Ataklı, bugün kaleme aldığı yazısında yurt dışında yaşayan bir yurttaşın yaşadığı "pasaport" krizini yazdı.
Ataklı yazısında Yeniden Diriliş Partisi Genel Başkanı İsa İlyasoğlu'nun yaşadığı krizi anlatarak "Pasaporta mahkeme kararı olmadan el koymak anayasada belirlenen vatandaşlık hakkının gaspı anlamına gelmiyor mu?" diye sordu.
Ataklı'nın yazısından ilgili bölüm şöyle oldu:
Yurtdışında pasaport terörü
İktidar kendinden olmayanları cezalandırmak için türlü çeşitli yollar kullanıyor.
En bilineni gözaltına almak sonra tutuklamak.
Kimileri sayısız davalar açılarak sindirilmeye çalışılıyor.
Kimine sosyal medya linçi uyguluyorlar.
Kimine direk saldırı yaptırıyorlar.
Kimilerini işsiz bırakma, olur olmaz cezalar keserek ekonomik olarak boğmaya kalkmak da alıştığımız yöntemler.
Kimilerinin de pasaportlarına el koyuyorlar.
Ama bunun yurtdışında yapıldığını bilmiyordum.
Meğer konsolosluklara talimat gitmiş, beğenmedikleri kişilerin pasaportlarına fırsat bulunduğunda el konulması istenmiş.
İsa İlyasoğlu Almanya’da yaşıyor.
Siyasi kimliği var, Yeniden Diriliş Partisi Genel Başkanı.
Çok sert bir muhalif, Türkiye’ye gelemiyor.
Önceki gün bir mesaj göndermiş, başına geleni anlatmış:
Sayın Can bey,
Geçtiğimiz perşembe günü ayin 7’sinde pasaportumu yenilemek için Düsseldorf Başkonsolosluğu’na gittim.
Konsolosluktaki memura “Pasaportumun süresinin 29.12.2021 tarihinde bitecek, bunun için yeni pasaport çıkartmak için geldim” dedim.
Memur bey bana, “eski pasaportunuzu verir misiniz?” diye sordu.
Ben de kendisine “eski pasaportumu veremeyeceğimi, işadamı olduğumu ve bu sebeple pasaportumun bana sürekli lazım olduğunu, bu sebeple de arabada bıraktığımı” söyledim.
Memur bey “gidin alın” dedi. Neden pasaportumu vermek istemediğimi tekrar tekrar sorunca da ben de “MHP’nin 25. Dönem milletvekili adayı olduğumu, MHP’nin eski genel başkan adayı olduğumu ve şu an Yeniden Diriliş Partisi Genel Başkanı olduğumu anlattım. Erdoğan’ı çok eleştirdiğim için hakkımda hakaret davalarının açıldığını” söyledim.
Memurda biraz yumuşayarak bana “Bunlar sistemde görünüyor, yakalamanız var. Pasaportunuzu verseydiniz el koyacaktık. Böyle burada çekmecelerde el konulmuş yüzlerce pasaport var” dedi. Yani yeni pasaport alamayacağımı söyledi.
Bende bunun üzerine oradan ayrıldım.
İşe bakın, demek ki yurtdışındaki resmi temsilciliklerimiz bir TC vatandaşının pasaportuna el koyabiliyor.
İyi de bir mahkeme kararı olmadan, sırf Erdoğan adına dava açıldığı için pasaporta el konabilir mi?
Pasaportuna el konulan kişi acaba ülkeye nasıl dönecek de ifade verecek?
Pasaporta mahkeme kararı olmadan el koymak anayasada belirlenen vatandaşlık hakkının gaspı anlamına gelmiyor mu?
Tabii iktidarda AKP’nin olduğunu bilince bu soruların hepsinin saçma sapan olduğu gerçeği de karşımıza çıkıyor. Orası da ayrı konu.