AKP’nin içinden çıktığı Milli Görüş’ün partisi Saadet Partisi, referandumda ‘hayır’ dedi. ‘Hayır’ der demez yasaklarla tanıştı. Bu uygulama Avrupa ile kriz yaratan yasakları akıllara getirdi.
Hollanda ve Almanya ile ilişkilerin neredeyse bitirilmesine kadar varacak tepkilerin gerekçesi olan salon ve konuşma yasaklarının tıpkısı bir fotoğraf Türkiye’de yaşanıyor. AKP, referandumda ‘hayır’ kararı alan ‘eski siyasi arkadaşı’ SP’ye salon ve konuşma yasağı getirdi.
AKP’yi kendi içinden çıkaran Saadet Partisi (SP), Necmettin Erbakan’dan miras Milli Görüş hareketinin temsilcisi olarak siyasi varlığını devam ettiriyor. AKP; Numan Kurtulmuş, Süleyman Soylu gibi sağın temsilcilerini safına kattıktan sonra SP’ye de sıcak mesajlar yollamaya başladı. Bu sıcaklık, 7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri öncesinde dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun, SP’ye seçim ittifakı önermesine kadar vardı. Ancak SP, AKP’nin önerisini reddederek BBP ile ittifakla yoluna devam etti.
SP, 15 Temmuz darbe girişimine karşı çıkan partiler arasında yer aldı. Darbecilerle mücadeleye de tam destek verdi. Tam bu sırada SP’de genel başkan değişikliği yaşandı. Mustafa Kamalak gitti yerine Temel Karamollaoğlu geldi. Karamollaoğlu, genel başkan olur olmaz ilk önemli siyasi kararını 16 Nisan’da oylanacak başkanlık paketi konusunda vermek durumunda kaldı. SP yönetimi, referandumda karar vermeden önce AKP’nin ağır baskısı altında kaldı. AKP, SP’yi, “Hayır demek CHP ile, HDP ile birlikte hareket etmektir. Tabana hesap veremezsiniz” diyerek ‘evet’e ikna etmeye çalıştı.
Ancak Karamollaoğlu yönetimindeki SP, başkanlık sisteminin tek adam yönetimi olacağı ve kuvvetler ayrılığının ortadan kalkacağı gerekçesiyle referandumda ‘hayır’ deme kararı aldı.
‘Hayır’ deyince tehdit
SP, ‘hayır’ kararı alır almaz, bir anda farklı bir tutumla karşılaştı. Önce SP’ye yönelik büyük bir küfür ve hakaret kampanyası yürütüldü. SP’ye ayrıca her düzeyde 16 Nisan’dan sonra bunun hesabının sorulacağı mesajları iletildi. SP yönetimi, parti teşkilatları olarak aktif bir kampanya yürütmek yerine daha çok Karamollaoğlu’nun açıklamalarıyla ‘hayır’a destek tavrı benimsedi. Parti adına aktif hayır kampanyasını gençlik kuruluşu konumundaki Anadolu Gençlik Derneği’nin (AGD) yürütmesi kararlaştırıldı. Ancak AGD’nin Türkiye’nin her yerinde önceden planladığı etkinlikler yasaklanmaya başladı. AGD, salon başvurularını; ‘hayır’ kampanyası değil, gençliğin sorunları konulu toplantılar için istemesine karşın izin alamadı. Valilikler ve kaymakamlıklarca üst üste iptal kararları verildi.
AGD’nin geçen yıl İstanbul’un Fethi etkinliklerine izin verilmiş, stadyumlarda kutlamalar yapması sağlanmıştı.
SP yöneticileri, yalnızca Meral Akşener ve MHP’li ‘hayır’cılara yasak getirildiği gibi bir algı olduğunu, ancak kendilerine yönelik yasaklamaların çok daha ciddi olduğunu ifade etti. Aldıkları ‘hayır’ kararının AKP’yi diğer ‘hayır’lardan daha çok rahatsız ettiğini belirten SP’liler, yasaklama kararlarını, “AKP’liler bize ‘Herkes ‘hayır’ diyebilirdi ama bunu siz yapmayacaktınız. Bedelini ödeteceğiz’ mesajı veriyorlar. Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın, ‘Necmettin Erbakan mezardan çıksa, Saadet Partilileri tekme tokat döver’ sözleri bize olan öfkelerinin en şiddetli ifadesi” diye yorumladı.