AKP hükümeti darbe, terör ve örgüt davalarında şüpheli, sanık ve hükümlülerin avukatlarının, savunma görevinden yasaklanması için harekete geçti. Adalet Bakanlığı, bu suçlardan hakkında soruşturma ve kovuşturma olan avukatların 2 yıla kadar görevlerinden yasaklanabileceği talimatını verdi.
Adalet Bakanlığı’nın, örgüt suçları, devletin güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzene karşı suçlar ve terör suçlarından şüpheli sanık ve hükümlü olanların müdafilik veya vekillik görevi üstlenen avukatların görevden yasaklanması için ağır ceza başsavcılıklarına talimat verdiği ortaya çıktı. Ceza Muhakemesi Yasası’nın (CMY) “müdafilik veya vekillik görevini üstlenmekten yasaklama” ile ilgili maddelerinin anımsatıldığı talimatta, “Kamuoyu tarafından hassasiyetle takip edilen terör ve çıkar amaçlı suç örgütleri ya da infial uyandıran bazı suçlara ilişkin soruşturmalar nedeniyle tutuklamalar kapsamında, müdafiler aracılığı ile örgütsel haberleşme, talimat alma ve verme, delillerin karartılması gibi güvenlik zaafiyeti oluşturacak eylemlerin önlenmesi, örgütten ayrılmaların kolaylaştırılması ve soruşturma ya da davaların selameti bakımından, ilgili makamlar tarafından önleyici tedbirlerin alınması büyük önem arz etmektedir” denildi.
2 yıl yasak
Talimatta örgüt suçları, devletin güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzene karşı suçlar ve terör suçlarından şüpheli, sanık veya hükümlü olanların, bu suçlar nedeniyle hakkında soruşturma veya kovuşturma bulunan avukatlarının yasaklanabileceği belirtildi. Talimatta, “Müdafilik görevinden yasaklama kararının, avukat hakkındaki soruşturma veya kovuşturma konusu suçla sınırlı olmak üzere, bir yıl süre ile verilebileceği; soruşturma ve kovuşturmanın niteliği itibarıyla bu sürelerin altı aydan fazla olmamak üzere en fazla iki defa uzatılabileceği” ifade edildi. Görevden yasaklama kararının yeni bir avukat görevlendirilmesi için ilgili baro başkanlığına bildirileceği kaydedildi.
Ziyaret edemez
Talimatta, “Müdafi veya vekil görevden yasaklanmış bulunduğu sürece başka davalarla ilgili olsa bile müdafiliğini veya vekilliğini üstlendiği kişiyi ceza infaz kurumunda veya tutukevinde ziyaret edemez” denildi. Talimatta, “Devam eden veya yeni başlayacak olan soruşturma ve kovuşturmalarda, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun yukarıda belirtilen hükümleri doğrultusunda ilgili cumhuriyet başsavcılığınca gereğinin yapılmasının soruşturmaların daha sağlıklı yürütülmesi amacıyla yararlı olacağı değerlendirilecektir” ifadelerinin kullanılması dikkat çekti