AKP'li eski bakandan Erdoğan'a eleştiri

AKP'li eski bakandan Erdoğan'a eleştiri
AKP'li eski Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, “Türkiye'nin yönetim sistemi fiilen değişmiştir.” sözlerini isim vermeden eleştirdi. Fiilî durum yaratarak başkanlığa geçilemeyeceğini anlatan Ergün, “Bu, kabul görmez toplum tarafından. Bu, çok tartışma yaratır. Çok kırılmalara, çok kutuplaşmalara yol açar.” dedi.
Al Jazeera Türk'ten Ayşe Kara-bat'ın sorularını cevaplayan AKP'li eski Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, çarpıcı açıklamalarda bulundu. AKP'nin, fabrika ayarlarına dönmesi gerektiği görüşünü tekrarladı. Cumhur-başkanı'nın tarafsızlığını korumasını istedi. Fiilî durum yaratarak başkanlık sistemine geçilemeyeceğini anlattı. Ergün'ün açıklamalarından satırbaşları şöyle:

KOALİSYON KURULMAZSA, CUMHURBAŞKANI DAHİL KİMSE ANLAYIŞLA KARŞILANMAZ: “(Koalisyon görüşmeleri) Önümüzdeki seçimde eğer bir parti tek başına iktidar olamazsa şu an koalisyon için iklim 7 Haziran öncesinden çok daha uygun. Partiler birbirine 7 Haziran öncesindeki psikoloji ile yaklaşmayacaktır. Eğer böyle yaklaşırlarsa bu sefer seçmen gözünde çok ciddi prestij kaybederler. Seçmen de 7 Haziran'dan sonra koalisyon kurulmamasını şimdilik anlayışla karşılamış olabilir ama 1 Kasım'dan sonra anlayışla karşılamaz. Ötekileri doğal karşılayıp cumhurbaşkanınınkini doğal karşılamamak olmaz. 1 Kasım'dan sonra aynı davranışa devam ederlerse buna Cumhurbaşkanı da dâhil, bunu anlayışla karşılamak mümkün olmaz.”

AK PARTİ, EN ÇOK SEVİLEN VE NEFRET EDİLEN PARTİ: “Baktığımızda (kutuplaşmada) bizim de rolümüz var herkesin olduğu gibi. Biz bunu yaptığımız kamuoyu araştırmalarında da gördük. Kurulduğumuzdan beri yaptığımız araştırmalarda bir soru şuydu; hangi partiye oy verirsiniz? Açık ara AK Parti hep birinci parti oldu. Şimdi de öyle, makas biraz daralmış olsa da. Bir soru daha soruyorduk. Eğer sizin partiniz seçime girmezse kime oy verirsiniz? Yine AK Parti birinci. Kesinlikle oy vermeyeceğiniz bir parti var mı, diye sorduğumuzda AK Parti sonuncu çıkıyordu. Ama aradan yıllar geçti 2011'den sonra yarın seçim olsa kime oy verirsiniz diye sorduğumuzda AK Parti birinci. ‘Hiç oy vermeyeceğiniz parti hangisi?' diye sorduğumuzda AK Parti yine birinci parti çıkmaya başladı. Yani nefret edilen partide de birinci parti, oy verilen partide de birinci parti. Ya sevilen ya da nefret edilen, bu iyi bir şey değil.”

CUMHURBAŞKANI, TARAFSIZLIĞINA GÖLGE DÜŞÜRMEMELİ: “Ben konulara ilkesel olarak bakıyorum. Fayda zarar açısından bakmıyorum. Cumhurbaşkanının meydanlara çıkması nedeniyle oyların yüzde yüzünü AK Parti alsaydı, doğru mu olacaktı? Hayır, doğru olmayacaktı. İlkesel olarak bir şey yanlışsa yanlıştır, doğruysa doğrudur. Cumhurbaşkanının tarafsızlığına, partisizliğine, sorumsuzluğuna gölge düşürecek davranışlar yanlıştır. Bitti. Seçimlerde, “ben tarafsız olmayacağım, partisiz de olmayacağım, sorumsuz da olmayacağım” deseniz, halk yüzde yüz onaylasa bu dediklerinizi, anayasa değişmiş olur mu? Anayasa değiştirmenin yolu bu değil ki. Anayasa değiştirmek için doğrudan bu maddelerin değişikliğini parlamentoya veya halka sunmak gerekiyor. Bunlar dolaylı yoldan değişecek şeyler değildir. Ya da fiilî durum yaratarak değişecek şeyler değildir.”

FİİLÎ DURUM YARATARAK BAŞKANLIĞA GEÇMEK KABUL GÖRMEZ: “Fiilî durum yaratarak başkanlığa geçilmez. Yarı başkanlığa geçilmez. Bu kabul görmez toplum tarafından. Bu çok tartışma yaratır. Çok kırılmalara, çok kutuplaşmalara yol açar. Mesele budur. Bir de eğer insanlar fiilî durum yaratmayı âdet haline getirirlerse, bunu herkes âdet haline getirir. Diyelim ki Güneydoğu'da bir belediye başkanı ben yüzde 95 oy aldım, seçimde de özyönetim vaadinde bulunmuştum. Şimdi de ilan ediyorum. Ne diyeceğiz buna? O fiilî durumu yaratmış ve biz de onu kabul etmiş mi olacağız? Hemen Anayasa'ya ve kanuna, kanunları onun yarattığı fiilî duruma uygun hâle mi getireceğiz? Olur mu böyle bir şey?”

Zaman
17 Ekim 2015 04:40
DİĞER HABERLER