Bir dönem Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükûmetlerinde Kültür ve Turizm Bakanı olarak görev yapan Ertuğrul Günay. “Hukukla değil, buyrukla yönetiliyoruz.” dedi.
Eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) lideri Recep Tayyip Erdoğan'ın otoriter bir rejim inşâ ettiğini belirterek, “Bugün demokratik dünyada pek benzeri olmayan bir sistemle yönetiliyoruz. Yönetim şahsi. Hukukla değil, buyrukla yönetiliyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Yeni Soluk’tan Münevver Metin’e mülakat veren Günay'ın sorulara verdiği cevaplar:
Bugünkü rejim değişikliği ülkemize ne getirdi?
Bugün demokratik dünyada pek benzeri olmayan bir sistemle yönetiliyoruz. Yönetim şahsi. Hukukla değil, buyrukla yönetiliyoruz. Bu sistemin benzerlerini Asya’da ya da Güney Amerika’da henüz demokrasiyi kurumlaştıramamış yer ve ülkelerde görmek mümkün.
Bu yer değişikliği Türkiye’nin içeride huzur ve barışını bozduğu gibi dünyada da çeşitli alanlarda küme düşmesine sebep oldu.
"TEK ADAM" ELEŞTİRİDEN İBARET DEĞİL, BİR HAKİKAT
Bugün ülke siyasetinde "Tek adam" düzeninden söz edebilir miyiz?
Ne yazık ki böyle. Bu uygulamadan yola çıkılarak muhalefetin öne sürdüğü bir eleştiriden ibaret değil. 16 Nisan 2017 Anayasa değişikliğinde getirilen sistem bu: Anayasaya göre ortada tüzel kişiliği olan bir hükûmet, bir bakanlar kurulu yok. İlk ve son söz bir kişiye ait ve tek başına hükûmet o.
Demokrasi, parlamenter sistem yahut başkanlık sistemi, yahut çok parti ve seçim olması değildir.
Demokrasi, adalet ilkesine dayanan hukuk devleti, kuvvetler ayrılığı ve insan haklarına dayalı bir yönetim anlayışıdır. Bunlar yoksa, rejimin adı ne olursa olsun, demokrasi değildir.
GÜNAY: ADALETSİZLİK İNSANLARI ESKİMİŞ ARAYIŞLARA YÖNLENDİRİYOR
Siyaset, etnik köken yahut dinsel inanç temeline dayalı yapmak ilkel bir anlayıştır. Siyaseti, kimsenin etnik kökenine yahut inancına bakmadan insana saygı esasıyla, saydamlığı ve katılımcılığı temel alarak yapmak doğru ve gelişmiş bir bakış açısıdır.
Ne yazık ki, dünyada ve ülkemizde ekmeğin adaletsiz paylaşılması, eşitsizlik ve özgürlüklerin kısıtlanması kişileri ve toplumları ilkel, eskimiş arayışlara yönlendiriyor.