Yandaş Karar gazetesi'nde ekonomi yazıları yazan İbrahim Kahveci, inkar edilen ancak bütün ağırlığıyla vatandaşın sırtına çöken ekonomik krizin sebeplerinden biri olan turizmdeki gerilemeyi yazdı.
Kahveci yabancı düşmanlığına atıf yaparak ''TOKİ bir an önce gurbetçi konutlarına başlasın... Bari Avrupa’da dışlanacak gurbetçiler ülkelerine geri dönünce açıkta kalmasınlar. '' diye yazdı
Yazıdan ilgili bölüm şöyle:
Dış politikanın nasıl şekillenmesi gerektiğini galiba en iyi veren turizm göstergeleridir. Yabancı düşmanlığının körüklenmesi iç siyaset açısından kısa vadede sonuç verse de, orta-uzun vadede sonuçlar hüsrandır.
“Eyyy...Avrupa” diye başlayan her cümlenin aslında Antalya’da, Muğla’da, İzmir’de binlerce otel sahibinin korkulu rüyası olduğunu görmemiz gerekiyor. Nasıl olmasın ki?
2014 yılında ülkemize gelen 36 milyon 838 bin turistin 24 milyon 514 bini Avrupa’dan. 2015 yılında bu sayı 23 milyon 362 bine gerilemiş. Ve 2016 yılında 14 milyon 915 bin olmuş. Bu sayının içinde Rusya’da yer alıyor. Çünkü Osmanlı ve eski tarih sahnelerinde Avrupa ile Rusya ortak düşman saflarında yer almıştır. Kırım Savaşında dahi bizimle savaşan Avrupalı devletler masada bizi satmıştır.
Zihniyet bir “haçlı ordusu” olunca, gelen turistleri de sınırı geçen haçlılar olarak neden görmeyelim?
Gençler kapağı yurt dışına atıyor
Bugün Prof Dr. Asaf Savaş Akat ile çok önemli bir söyleşimiz var. Sohbetin uzun metni internette, kısa metin ise gazete sayfasında. Bir bölümü de ben aktarayım isterim:
“Son dönemde iktidarın bilerek toplumda var olan yabancı düşmanlığını gıdıkladığı, teşvik ettiği açıktır. Şimdilik siyasi söylemle sınırlı kalıyor. Ancak hızla ekonomiye yansıma riski taşıyor. AB ile yaşanan gerilimin Türkiye’nin AB tek pazarını terk etmesi ile sonuçlanmasının ekonomik bedeli tahminlerin çok üzerindedir. İktidar çevrelerinde buna gaz verilmesini korku ile izliyorum. Referandumla ilgili bir siyasi hesap olabilir.
Bunlar belki çok seslendirilmiyor ama vatandaş bir şeylerin yanlış gittiğini hissediyor. “Döviz hesapları TL’ye çevrilecekmiş” rivayeti sürekli dolaşıyor. Gençlerin yurtdışına kapağı atma çabasını başka ülkelere pasaport müracaatlarındaki artış gösteriyor.
AK Parti kritik bir yol ayrımına geliyor. Bir seçenek, fabrika ayarlarına, muhafazakar zihniyet ve tarza geri dönülmesidir. Diğeri, popülizm dozunun giderek artmasıdır. Türkiye’nin ekonomik ve siyasi geleceği açısından hayati önemde bir karar olduğu kesindir. Geri dönülmez noktaya gelindi mi? Bilmiyorum. Bekleyelim, görelim.”
Evet, Asaf Hocanın uyardığı gibi: “Ak Parti ya fabrika ayarlarına geri dönecek veya popülizm tarzı ile içerdekiler dışarı kaçarken, dışarıdaki gurbetçiler de içeri gelmek zorunda kalacak. Daha önce dediğim gibi; TOKİ bir an önce gurbetçi konutlarına başlasın... Bari Avrupa’da dışlanacak gurbetçiler ülkelerine geri dönünce açıkta kalmasınlar.