Bakanların ifadeleri, polis fezlekesindeki iddiaları, operasyonda ele geçirilen belge ve delilleri doğruluyor. Barış Güler’in yatak odasında çıkan 7 kasa ve paralar, Zafer Çağlayan’ın 700 bin liralık saati, Reza Zarrab’ın Egemen Bağış’a gönderdiği çikolata kutuları içindeki rüşvet, Muammer Güler’in Zarrab için yazdığı referans mektubu gibi iddiaların gerçek olduğu teyit ediliyor. Erdoğan Bayraktar’ın tapeleri referans vererek savunma yapması da söz konusu kayıtların doğruluğunu gösteriyor. 4 isim de yolsuzluk delilleri ortaya çıktığında haklarındaki iddiaları inkar etmişti. Reza Zarrab’ın, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği ifadesinde Barış Güler’e aylık 30 bin dolar danışmanlık maaşı verdiğini söylemesi de evde bulunan paraların kaynağını açıklıyor.
Yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna adı karışan 4 eski bakan Egemen Bağış, Zafer Çağlayan, Muammer Güler ile Erdoğan Bayraktar’ın Meclis Yolsuzlukları Soruşturma Komisyonu’na verdiği ifadeler, ‘17 Aralık hükümete darbeydi’ tezini tamamen çürüttü. Bakanların verdiği ifadeler, polis fezlekesindeki iddiaları, operasyonda ele geçirilen belge ve delilleri doğruluyor. İfadeler, Barış Güler’in yatak odasındaki 7 kasa, Zafer Çağlayan’ın 700 bin liralık saati, Zarrab tarafından Egemen Bağış’a gönderilen çikolata kutuları içindeki rüşvet paraları, Muammer Güler’in Zarrab için yazdığı referans mektubu gibi iddiaların kurmaca değil, gerçek olduğunu teyit ediyor.
Meclis Yolsuzluk Soruşturma Komisyonu, yolsuzluk ve rüşvet almakla suçlanan eski bakanların ifadelerini aldı. Eski bakanlar Zafer Çağlayan, Egemen Bağış, Muammer Güler ile Erdoğan Bayraktar, yolsuzluk delilleri ortaya çıktığında haklarındaki iddiaları inkar etmişlerdi. Fakat, söz konusu isimlerin komisyona verdikleri ifadeler kendilerini yalanlamakla kalmıyor, polis fezlekesindeki iddialarla da birebir örtüşüyor. İfadeler, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nın soruşturması ile emniyet fezlekesine yansıyan bilgileri bir bir teyit ediyor. Fezlekelerde dönemin Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın İranlı Reza Zarrab’dan 700 bin liralık saati rüşvet olarak aldığı iddiası yer alıyordu. Çağlayan, 13 Mart 2014 tarihinde, Mersin’de AKP mitinginde kürsüden, “Eğer bir saat hediye almışsam ve saat aldığımı, saat verildiğini kim söylüyorsa namerttir, edepsizdir, ahlaksızdır.” demişti. Aynı Çağlayan 9 ay sonra komisyonda verdiği ifadede saati Zarrab’ın aldığını kabul etti. Ancak parasını elden ödediğini savundu. Muammer Güler’in oğlunun evinde içi para dolu 7 çelik kasa bulunmuştu. Yandaş medya söz konusu kasaların polisler tarafından konulduğunu bile yazdı. Ancak Güler, ifadesinde, kasaların oğluna ait olduğunu kabul etti. Adli Tıp Kurumu’nun verdiği rapor ise tapelerin ‘montaj’ olduğu yönündeki iddiaları çürüttü. Erdoğan Bayraktar’ın tapeleri referans vererek savunma yapması da söz konusu kayıtların doğru olduğunu ortaya koydu. Bakanların ifadeleri, iktidar ve ona yakın medyanın algı operasyonunu resmen çökertti:
Kasaları ve paraları polis koymamış!
17 Aralık sabahı, Barış Güler’in evinde yapılan aramalarda yatak odasında 7 çelik para kasası ve içerisinde 1,2 milyon TL bulundu. Görüntüler basına yansıdı. İktidara yakın medya, kasa ve paraların polis tarafından koyulduğunu savundu. Fakat Muammer Güler, komisyona verdiği ifadede, “Yaptığı işlerden dolayı para kasaları bazen lazım oluyor.” dedi. Güler, evdeki paranın da oğluna ait olduğunu söyledi.
Güler’den Zarrab için Çin’e referans mektubu
Fezlekede Reza Zarrab’ın Çin’deki paravan firmalarının bankalar nezdinde yaşadığı sıkıntının giderilmesi amacıyla İçişleri Bakanlığı’nın bu firmalar için referans mektubu yazdığı bilgisi yer almıştı. Muammer Güler, iddiayı kabul etti. İfadesinde, “Her işadamına bu şekilde yardımcı olurum.” dedi. Güler’in 17 Aralık sürecinde danışmanı olan Abdullah Erin de komisyona verdiği ifadede Zarrab’ın referans mektuplarını kendi ve Barış Güler’in yazdığını ve Bakan Güler’in ise imzaladığını belirtti.
Barış Güler’e aylık 30 bin dolar‘danışmanlık’ maaşı
İçişleri Bakanı Muammer Güler, operasyon sabahı oğluyla yaptığı telefon görüşmesinde akıl veriyordu. Şöyle diyordu: “Senin şimdi anladığım kadarıyla Reza Zarrab ile bir rüşvet ilişkisinden bahsediyorlar. Diyeceksin ki bir danışmanlık ilişkim var.”
Tıpkı tapelerde denildiği gibi oldu. Reza Zarrab, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği ifadesinde Güler’in oğlu Barış Güler’e aylık 30 bin dolar maaş verdiğini ve bu maaşın danışmanlık ücreti olduğunu söyledi. Halbuki, Muammer Güler, 17 Aralık sonrası yaptığı açıklamada, oğlunun evinde bulunan parayı, “Villa satmıştı, ipotek sorunu varmış, kaynağının gösterilmesi mümkün olmadığı için bankaya yatıramamıştır.” sözleriyle savunmuştu.
Emniyet Amiri Orhan İnce’yi sürdüğünü kabul etti
Fezlekede, Fatih İlçe Emniyet Müdür Yardımcısı Orhan İnce’nin Reza Zarrab’ın isteğiyle sürgün edildiği ileri sürülüyordu. Muammer Güler, ifadesinde bu iddiayı doğruladı. Zarrab’ın şikâyeti üzerine meslekten ihraç ettirdiği iddia edilen İnce’yle ilgili bir soruya, “Orhan İnce, ahlaksız bir adamdır. Kendisinin yanlışları oldu. Bu fiillerle karşı karşıya kalmayı hak etti.” diyerek cevap verdi. İnce’nin önce Zonguldak’a tayini çıkartılmış, ardından meslekten ihraç edilmişti. İnce’yi görevden alması karşılığında Zarrab’ın Muammer Güler’e 400 bin dolar rüşvet verdiği ileri sürülmüştü.
Çağlayan’ın 700 bin liralık saati Zarrab’dan
Reza Zarrab’ın, Zafer Çağlayan’a ‘hediye’ ettiği 700 bin liralık saat de polis fezlekesinde yer aldı. Zafer Çağlayan, 13 Mart 2014’teki miting konuşmasında, “Eğer bir saat hediye almışsam ve saat aldığımı, saat verildiğini kim söylüyorsa namerttir, edepsizdir, ahlaksızdır.” diyerek kendisini savundu. Meclis Soruşturma Komisyonu’na verdiği ifadede ise saati Zarrab’ın aldığını kabul etti. Ancak parasını ‘elden’ ödediğini ileri sürdü. Komisyona ifade veren Çağlayan’ın koruması ise, “Bir hediye paketi var, alınacak dediler. Kıymetli bir şey olduğunu söylediler, saat olduğunu bilmiyordum. Havaalanından aldırıp getirdim.” şeklinde ifade verdi. Çağlayan’ın, “Saatin faturası alanın üstüne ama garanti belgesinde benim adım geçiyor.” yönündeki savunması ise bizzat Patek Philippe firması tarafından yalanlanmıştı.
Egemen Bağış, Zarrab’ın kutularını kabul etti
Eski AB Bakanı Egemen Bağış da Zarrab’dan 3 seferde toplam 1,5 milyon dolar rüşvet almakla suçlanıyor. İddiaya göre rüşvetler 500’er bin dolar şeklinde ayakkabı kutusu, şeker kutusu ve takım elbise içerisinde gönderiliyor. Bağış, söz konusu ‘kutuları’ kabul ettiğini doğruladı. Ancak bunların ‘hediye’ olduğunu, içerisinde para bulunmadığını savundu. Zarrab’ın İranlı kuryesi Muhammed Sadık, ifadesinde o tarihlerde İstanbul’dan Ankara’ya 2 milyon Euro, 2 milyon dolar ve 1,5 milyon liralık paketler götürdüğünü kabul etti fakat kime verdiğini hatırlayamadı!
İnternette yayınlanan tapelerle ilgili tartışmalara ise Adli Tıp Kurumu noktayı koydu. Başta dönemin başbakanı Erdoğan olmak üzere iktidar temsilcileri söz konusu tapelerin montaj olduğunu savunmuştu. Tapeler, yolsuzlukları bir bir deşifre ediyordu. Soruşturma Komisyonu’nun isteği üzerine tapeleri inceleyen Adli Tıp Kurumu, kayıtların montaj olduğu iddialarını çürüttü. Rapora göre kayıtlar ve tapeler birbirinin aynıydı. Sonradan ekleme ve çıkarma da yoktu. Türkçe 2 bin 493 kaydın çözümünde, ‘cümle eklemesi veya cümle çıkartması sonucu anlam bütünlüğünü bozacak değişiklik’ tespit edilmedi. Erdoğan Bayraktar da tapelerin gerçekliğini doğruladı. Tapeleri referans gösteren Bayraktar, “Tapelerde hepsi var. Benim dosyadaki tapelerde bizim usulsüz bir iş yaptığımız, bir menfaat temin ettiğimiz var mı? Orada belli, o konuşmalarda belli.” şeklinde konuştu.