28 Şubat darbecilerinin deri toplamayı yasaklayan uygulaması 18 yıl sonra AKP hükümetiyle yeniden hortladı.
İçişleri Bakanlığı, önceki gün 81 ilin valisine gönderdiği genelgeyle çeşitli vakıf ve derneklerin deri toplamasına yasak getirdi. Üstelik 28 Şubatçılardan da daha ileri bir adım atılarak deri toplanması ‘terör faaliyeti' sayıldı. Geçmişte deri toplama yüzünden iktidarla büyük kavgalar eden kesimlerin kendileri iktidar olunca aynı yasakçı tavra bürünmesine toplumun her kesiminden tepki yağdı.
Mülkiyet hakkını gasp Anayasa ihlali
Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak: Ben bir hukukçuyum. Hukuken, kurbanın sahibi, derisinin de sahibidir. Anayasa'nın 35. maddesindeki mülkiyet hakkına göre derinin sahibi bunu istediği yere verir. Deriye müdahale etmek sahibinin mülkiyet hakkına da müdahale etmektir bu da Anayasa'ya aykırıdır. Bundan dolayı da beni yine paralelci ilan edecekler. Ama ne derlerse desinler vicdan ve insaf sahibi bir kişi böyle bir hakikat karşısında susmamalıdır.
Sahibi, deriyi kime isterse ona verir
Diyanet İşleri Eski Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz: 28 Şubat döneminde ben bir bildirge yayınlamıştım. O bildirgede, ‘vatandaş istediği yere kurban derisini verebilir' demiştim. Vatandaş kime isterse ona verecek. Kurbanın sahibi kurban derisini kime isterse, hangi kuruma isterse verebilir. Bu bir hayır işidir. Etini nasıl dağıtır, deriyi kime verir bu kurban sahibinin takdiridir. Buna devletin müdahale etmesi asla doğru olmaz. Böyle bir yasaklamanın yanlış olduğunu düşünüyorum.”
28 Şubat'ta da karşıydık yasağa, şimdi de karşıyız
MAZLUMDER Başkanı Ahmet Faruk Ünsal: Kurban bir ibadettir. Laik bir devletin bu gibi ibadetlere burnunu sokmaması gerekir. Daha önce bu yasaklar 28 Şubat döneminde de yaşanmıştı. Biz MAZLUMDER olarak 28 Şubat'ta karşı çıktığımız yasaklara bugün de karşı çıkıyoruz. İnsanlar kurbanlarını ve derilerini istediği derneğe ya da vakfa verebilir. Devletin buna karışmaması gerekir. Ayrıca devletin bu tutumunu da yanlış buluyorum.
Farklı kesimlere baskı kurmaya çalışıyorlar
İnsan Hakları Derneği Başkanı Öztürk Türkdoğan: Vatandaşın nereye kurban ve deri bağışı yapacağına devlet karar veremez. AKP hükümeti, sivil toplum kuruluşlarını, sermaye örgütlerini, dernekleri, vakıfları baskı altına almaya çalışıyor. Kendileri gibi düşünmeyen herkesi ‘paralel' diye icat edilen torbanın içine atıyorlar. Bu yasaklar sadece cemaat ya da tarikatlara yapılmıyor. Alevilere, Süryanilere ve KESK gibi sivil toplum kuruluşlarına da her türlü baskı yapılıyor.