Meydan Gazetesi'nin Ankara Temsilcisi Ömer Şahin iddiayı gazetedeki bugünkü köşesine taşıdı. Şahin yazısında, Erdoğan-Gül-Arınç üçlüsünün yola birlikte çıktığını ancak 2007'den sonra Erdoğan'ın liderliğinin pekişmesinin ardından Gül ve Arınç'ın çok incindiğini yazdı. Gül'ün Davutoğlu ve Erdoğan ile arasının 'limoni olduğunu ve 7 Haziran'a kadar suskun kalmaya özen gösterdiğini belirten Şahin, Gül'ün 'Bu arkadaşların yanlışına ortak olmam' sözlerinin de çok konuşulduğunu hatırlattı.

İktidarı kaygılandıran bir diğer kesimin de "Suskunlar" olduğunu ifade eden Şahin: "O kitle belli ki çoğunlukla AK Parti seçmeni. Eski partisine dönmesi o kadar kolay olmadığı gibi bu kesimin ne yapacağı da kestirelemiyor. Bir realite daha var. Dönemin şartlarından olsa gerek AK Parti’ye oy vermeyeceğini HDP’ye ise oy vereceğini gizleyen kitle anketçileri yanıltabilir." dedi.

Erdoğan-Gül : Mazi kalbimde bir yaradır!

30 Mayıs için büyük hazırlık yapılıyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu birlikte sahneye çıkıyor.

30 Mayıs’taki ‘Fetih Şenliği’ nde İstanbul’da gövde gösterisi yapacaklar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan o gün ‘2002 ruhu’nu canlandırmak istiyor. Partinin ‘kurucu baba’larını sağına soluna alıp tüm ülkeye ‘birlik ve beraberlik’ mesajı vermeyi arzuluyor.

Bir de ‘Ayasofya mesajı’ verilirse… Seçim öncesi müthiş bir PR çalışması olacağı düşünülüyor.

Fakat burada bir sorun var…

Abdullah Gül ikna edilemiyor. Saray çok istiyor ama Gül o kareye girmiyor.

Seçim çalışmalarına en azından Kayseri ölçeğinde destek olması bekleniyordu. Gül, seçimleri trübünden izlemeyi tercih etti. Siyasi mesaj vermiyor.

Abdullah Bey, 7 Haziran’a kadar suskun kalmaya özen gösteriyor. Kendini iç siyasi tartışmaların dışında tutuyor.

Gül’ün Davutoğlu ve Erdoğan ile arasının ‘limoni’ olduğunu bilmeyen yok.

Bırakın aynı karede görüntü vermeyi araya mesafe koyma gayreti gözden kaçmıyor.

Milletvekili adayı olma teklifini reddederken ‘Bu arkadaşların yanlışına ortak olmam’ dediği çok konuşulmuştu. Ankara’da.

Hülasa…

Partiyi kuran ‘trio’ dağıldı.

Erdoğan-Gül-Arınç üçlüsü yola birlikte çıkmıştı. Öncü isimlerdi.

2007’den sonra Erdoğan’ın ‘tek adam’lığı gün geçtikçe pekişti.

AK Parti kazandıkça Erdoğan güçlendi. Gül, Arınç çok incitildi bu süreçte.

Bugün geldiğimiz noktada şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Erdoğan ile Gül’ün ortak siyasi yolculuğu bitti.

Erdoğan ile Bülent Arınç ilişkisi için de aynı şey söylenebilir.

AK Parti’nin öncü isimleri için ‘O eski mesut günler’ geride kaldı!

Beraber yürünülen, ıslanılan bu yolda artık “Mazi kalbimde bir yaradır”

Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu ilişkisi farklı mı?

O ilişkinin akıbeti ne yönde gelişeceği 7 Haziran gecesine bağlı.

Sandıktan çıkacak sonuç her türlü gelişmeyi beraberinde getirir.

40 yıllık dostluklar, 2001’den bugüne AK Parti çatısı altında yaşanan birliktelik…

7 Haziran’dan sonra artık yeni bir evreye geçiliyor.

AK  Parti’de 7 Haziran’dan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

AK Parti’nin korkusu: Suskunlar!

Geçen hafta doların düşüşü bir AK Parti’nin yeniden tek başına iktidara geleceği beklentisinin bir işaret fişeği olarak görülmüştü.

İktidar cephesindeki bu ‘bahar havası’ kısa sürdü.

AK Parti haftaya tedirgin girdi. Bu kaygıyı gazete köşelerini bırakın  Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadelerine de yansıdığını görüyoruz.

İktidar sanki pamuk ipliğine bağlıymış gibi bir görüntü var.

Tedirginliği kaynağı anketler. AK Parti’nin elindeki son veriler HDP’nin barajı aşacağını gösteriyor.

AK Parti’nin oyları ise 40 sınırında geziniyor.

Bundan birkaç ay önce yüzde 52’yi gören firma bile şimdi en fazla 44’ü bulabildi.

Beşir Atalay’ın kurucusu olduğu ve Cumhurbaşkanı ile Başbakan’ın belki de en fazla itibar ettiği ANAR’ın anket sonucunu vereyim; AKP: 40.5, CHP:26, MHP:17, HDP:11.

AK Parti’nin 44 çıktığı ankette bile HDP barajı aşıyor. Dolayısıyla iktidar yine zora giriyor!

İktidarı kaygılandıran bir kesim daha var: Suskunlar

Adları ‘kararsız’ diye geçen bu sessiz kitle renk vermiyor. Nereden baksanız yüzde 10’a yakın bir kitle bu.

O kitle belli ki çoğunlukla AK Parti seçmeni. Eski partisine dönmesi o kadar kolay olmadığı gibi bu kesimin ne yapacağı da kestirelemiyor.

Bir realite daha var. Dönemin şartlarından olsa gerek AK Parti’ye oy vermeyeceğini HDP’ye ise oy vereceğini gizleyen kitle anketçileri yanıltabilir.

‘Suskunlar’ın 7 Haziran günü sandıkta çıkaracağı ses bizi ertesi gün bambaşka bir ülkeye uyandırabilir.

ÖMER ŞAHİN - MEYDAN GAZETESİ