AKP'yi 1,5 yıl önce seçimlere götüren sebeplerin baskısı, hem Hazine hem de diğer hükümet politikalarında kendini eni konu hissettiriyor.
Afrin Operasyonu ve 'Cumhur ittifakı'nın, 24 Haziran'daki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 51'i garantilemeye yetmediğini gösterir kamuoyu yoklamaları karşısında, AKP kesenin ağzını açtı ve bol bol para dağıtmaya, paketler açıklamaya başladı.
Ancak ekonomi uzmanları ve yorumcuları bunun sürdürülebilir bir durum olmadığı konusunda neredeyse hemfikir.
Hazinenin ve bütçenin bu denli hırpalanmasının orta ve uzun vadede hem AKP iktidarını yıpratacağı hem de vatandaş üzerinde büyük bir ekonomik yük oluşturacağına neredeyse kesin gözüyle bakılıyor.
Cumhuriyet Gazetesi köşe yazarı Çiğdem Toker, 'AKP'nin 24 Haziran seçimleri konusunda hayli endişeli' olduğu tespitini paylaştıktan sonra, Abdullah Gül'ü aday olmaması için iknaya gönderildiği iddia edilen Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Başdanışmanı İbrahim Kalın'ın ziyaretinin bunun en açık örneklerinden biri olduğuna dikkat çekiyor.
'Kaybetme endişesinin giderek korkuya dönüştüğü'ne dikkat çeken Toker, yazısını şöyle sürdürüyor:
"Başbakan Yıldırım, emekliden esnafa, çiftçiden üniversite öğrencisine dek milyonlarca “seçmen”in cüzdanına doğrudan etki eden paketin, bütçeye maliyetinin 24 milyar TL olduğunu söyledi. Ne var ki, paketin af, yapılandırma, indirim, borç silme, aylık artışı gibi birbirinden farklı unsurlarını toplu olarak dikkate aldığımızda, bu rakam gerçek durumu yansıtmıyor.
Başbakanların toplumu bilerek yanıltmayacağı varsayımından hareketle açıklanan rakamın yanlış olduğunu vurgulayalım ve rakamlarla açmaya çalışalım.
Upuzun liste bir yanda dursun. Sadece “Emeklilere her yıl Ramazan Bayramıve Kurban Bayramı öncesi olmak üzere biner TL ikramiye” vaadi bile bizi paketin açıklanan toplam maliyetine epeyce yaklaştırıyor.
Şöyle: Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre, Türkiye’de emekli aylığı alan kişi sayısı: 11 milyon 473 bin 735. (Dağılım ise şöyle: SSK: 7 milyon 70 bin 162, Bağ-Kur 2 milyon 430 bin 880, memur: 1 milyon 972 bin 693)
Toplam 11 milyon 473 bin 735 kişiye biner TL ikramiye verilmesi, 11 milyar 473 milyon 735 bin TL’dir. Bu ikramiyeyi iki bayram ödediğinizde bütçeye 22.9 milyar TL olarak yansır.
Yani Başbakan Yıldırım’ın 24 milyar TL açıklamasını veri aldığınızda, emekliye iki bayramda biner TL verildiğinde, geriye 1.1 milyar TL kalıyor.
Kalan bu tutara üstelik paketin diğer bütün unsurlarının sığması gerekiyor. Sayın Başbakan, stok affı, ceza yapılandırması, emekli borcu, sağlık imkânı, gençlere prim desteğini “maliyet” saymıyorsa bir diyecek yok. Ama bu paket kapsamında devletin vazgeçtiği cezalar, vergi ve prim alacaklarının en az 20 milyar TL’ye ulaşacağı konuşuluyor.
Bu durumda paketin, mali sisteme yansıyacak toplam büyüklüğünün en az 40 milyar TL civarında olması bekleniyor."
Toker, Maliye Bakanı Naci Ağbal'ın, geçen yıl sonunda Meclis’teki bir yasa görüşmeleri sırasında bir daha vergi affı olmayacağını söylediğini ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek de CHP’nin seçim dönemi emekliye ikramiye vaadine “Kaynağını göstersinler CHP’ye oy veririm” dediğini hatırlatıyor ve ekliyor:
"Bu hatırlatmalar, iktidarın siyasetin nasıl da belleksizlik üzerine oynadığının somut örnekleri. Bundan daha somut ve vurucu olan ise devletin resmi rakamları ortadayken, dolayısıyla basit hesap yaparak gerçeğe ulaşmak mümkünken yanlış söylenen ya da söylettirilen rakamlar. Gerçekten yazık."