Milliyet Yazarı Taha Akyol Başsavcının Ak Parti ve MHP'ye karşı çıkışını hem siyasi yönden hem de hukuki yönden yorumladı.
İşte Akyol'un analizi
TÜRBAN yasağının kaldırılmasını istemek parti kapatmak için bir sebep teşkil ediyorsa, AKP'yi de MHP'yi de kapatın!
Bir tek CHP yeter!
1930'larda bir tek CHP yetiyordu da, şimdi mi yetmeyecek?!
Hatta önce MHP'yi kapatın! Çünkü MHP sözlü beyanlardan öteye, anayasa değişikliği için harekete geçti!
Şaka bir yana; başörtüsü yasağını MHP'nin önerdiği gibi, Anayasa'nın 10. maddesinde "eşitlik" vurgusunu güçlendirerek kaldırmak biraz zor gözüküyor. Çünkü hukukun "eşitlik, adalet, eğitim hakkı, kamu hizmetlerinden yararlanma" gibi evrensel ilkelerine öncelik verilseydi, zaten başörtüsü yasağı konulamazdı!
Bu yasak 'üniversitede kılık kıyafet serbesttir' türü bir hükümle kaldırılabilir.
MHP'nin girişimi
Ancak MHP'nin anayasa değişikliği talebinin 'teknik' yönü ne olursa olsun, siyasi yönü önemlidir.
Ünlü mitinglerde kürsüden konuşmalar yapılmıştı: Solcular CHP'ye, sağcılar MHP'ye oy versin diye...
Evet işte, sadece AKP değil, MHP de bu yasağın kalkmasını istiyor; hatta yıllardan beri istiyor.
MHP'nin devlete ve laikliğe sadakati hakkında kimse bugüne kadar şüphe ifade etmedi üstelik.
Kimse Bahçeli'ye "ov avcısı" falan da demedi!
MHP, çok geniş bir kitlenin talebini karşılamak için yasağın kalkmasını istiyor.
Demek ki sadece AKP değil!.. Daha önce ANAP ve DYP de yasağın kalkmasını istemişti. Halkın yüzde 76'sı üniversitelerde bu yasağın kalkmasını istiyor.
Halkı "kapatma"nın bir yolu var mı?!
Yoksa, bu talep elbette siyasete, Meclis'e yansıyacaktır.
Burada en önemli husus, en zor husustur: Türban yasağının bir itikat haline gelmiş olması! Türbanlıları tehlike olarak gösterenler ve bu yasağı otoriter devlet kurulları yoluyla dayatanlar, hiçbir bilimsel araştırma gereği duymuyorlar; Türkiye'nin modernleşme düzeyi, din algısındaki değişmeler, türbanla modernleşme arasındaki ilişkiler... Hiç araştırmıyorlar...
Başörtüsü yasağı öyle bir husumetle uygulanıyor ki, bu konuda "en hakiki mürşit" bilim değil, 'laiklik itikadı'dır maalesef.
Çözüm, yasağı sürdürmek değildir; toplumda gerginlik yaratmak da değildir. Baykal, Kemal Derviş kadar anlayışlı olmalı, "yasağın sadece üniversitelerde kaldırılması" gibi ortalama çözümler için mutabakat sağlanmalıdır.
2008, kritik yıl
Sayın Başsavcı'nın parti kapatma imasında bulunmasının hukuki dayanağı yoktur. Bu gerekçeyle, hukuki değere sahip bir iddianame bile yazılamaz!
Sadece toplumsal gerilimi tırmandırır.
Laiklikle başörtüsü yasağını eşitlemek hukuka ve siyaset bilimine aykırıdır. Yasağın konulduğu 1989'a kadar Türkiye laik değil miydi? Üniversitelerde kılık kıyafetin serbest olduğu Avrupa ülkeleri laik değil mi?
AİHM kararı yasağın "gerekli" olduğunu değil, "mümkün" olduğunu gösterir; yasağın kaldırılabileceğini AİHM hâkimi Rıza Türmen de açıkça ifade etmiştir.
Fakat şunu da önemle belirteyim: Dünyada ve Türkiye'de ekonomi gittikçe sıkışıyor. Türban, hatta anayasa tartışmaları 2008'de rafa kaldırılmalı, Türkiye ekonomiye ve ekonominin gerektirdiği yasal ve anayasal reformlara odaklanmalıdır.
TAHA AKYOL MİLLİYET