Gazete, sanık Ülger’in mahkeme tarafından ciddiye alınmayan mesnetsiz iddialarını gerçekmiş gibi sundu. İktidar yandaşı Akşam’ın, Zirve katliamının 2 numaralı sanığı eski Malatya İl Jandarma Komutanı Mehmet Ülger’le yaptığı röportajda cinayetleri ‘paralel yapı’ safsatasına yıkma teşebbüsü ‘pes’ dedirtti. 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanan Ülger, cinayeti işleyen gençlerin olaydan 1 gün önce atış talimi yaptığını, polisin gözaltına alıp serbest bıraktığını ve gençlerin bu silahla ertesi gün cinayeti işlediği yalanını söyledi. Oysa maktuller boğazları kesilerek ve bıçaklanarak öldürüldü, silah kullanılmadı. Katilleri tanımadığını ifade eden Ülger, örgütün lideri olarak azmettiricilerle irtibat halinde.
Akşam gazetesinin Zirve Yayınevi cinayetlerini, ‘paralel safsatası’na bağlama gayretiyle sarıldığı Mehmet Ülger, katliam sırasında Malatya il jandarma komutanı olarak görev yapıyordu. Olay öncesi ve sonrası Jandarma Komutanlığı’nda yapılan toplantıların ses kayıtları, Ülger’in cinayetlerle olan bağlantısının açık delili olarak dosyada duruyor. Ülger, cinayetlerin Hizmet’e ve AKP’ye yıkılması için çok sayıda sahte delil ürettiği iddialarıyla gündeme gelmişti. Ülger’in, hezeyanlarına mahkemeler de itibar etmemişti.
Zaman Gazetesi'nde yer alan habere göre, Biri Alman uyruklu 3 kişinin başları kesilerek öldürüldüğü Zirve Yayınevi katliamına ilişkin iddianamede, cinayetlerden önce, Mehmet Ülger, Jandarma İstihbarat Müdürü Haydar Yeşil, İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi araştırma görevlisi Ruhi Abat ve davanın gizli tanığı ve sanığı İlker Çınar’ın iki kez misyonerlik çalıştayı ve bazı toplantılar düzenledikleri belirtilmişti. İddianamede Ülger’in cinayetlerden hemen sonra (emniyetin sorumluluk alanında olmasına karşın) Zirve Yayınevi’ne gelen yetkililerden biri olduğuna yer verildi. Cinayetlerden sonra Mehmet Ülger’in Ruhi Abat ile sık sık telefonla görüştüğü, Abat’ın da diğer sanık İlker Çınar ile irtibat halinde olduğu tespit edilmişti. İddianamede, cinayetlerin işlendiği gün saat 00.15’te sanık Ruhi Abat’ın İlker Çınar’ı arayarak ‘Şerefsizlere vurun dedik, öldürmüşler’ dediği bilgisi yer almıştı.
ÜLGER’İN YALANLARI VE GERÇEKLER
ÜLGER:Cinayeti işleyen gençler olaydan 1 gün önce atış talimi yaptı, polis gözaltına alıp serbest bıraktı. Bu silahla gençler ertesi gün cinayeti işledi.
GERÇEK:Maktuller boğazları kesilerek ve çeşitli yerlerinden bıçaklanarak öldürüldü. Olayda silah kullanılmadı.
ÜLGER:Cinayet işleyenleri kesinlikle tanımam, görmedim.
GERÇEK:Mütalaaya göre, örgütün lideri konumundaki Mehmet Ülger, olayın azmettiricileri ile irtibat halinde. Ülger’in personeli olan bir astsubayın, olay öncesi fail gençleri bir telekom şubesinden aradığı belirtiliyor. Jandarmanın haber elemanı olan ve Zirve Yayınevi’nde çalışan Hüseyin Yelki, yayınevine gelip giden bu kişilerle irtibatlı.
ÜLGER:Tam arayacakları gün evime, (gözaltına alınacağı gün) cinayeti benim işlettirdiğime ilişkin sahte mektup gönderdiler. Evde bulup kanıt yapacaklar. Eşim posta kutusundan alıp saklamış.
GERÇEK:Ankara’da 21 Mart 2011 tarihinde gözaltına alınan Ülger’in evinde polisler 2009’da gönderildiği anlaşılan bir mektup ele geçirdi. “…Sen bu boğazlarını keserek öldürttüğün insanlar gibi bağıra bağıra son nefesini verirsin mutlaka…” denilen mektupla ilgili Ülger, savcılığa verdiği ilk ifadede “Mektup, gözaltına alınmadan 2 gün önce gelmiş, eşim de moralim bozulmasın diye bana göstermemiş.” dedi.
ÜLGER:PDY (sözde paralel yapı), Malatya’da 2. Ordu’nun onbaşısından orgeneraline kadar tüm personelini, il jandarmanın tüm çalışanlarını, Elazığ’daki tüm askeri birimleri tek tek fişledi.
GERÇEK:İddianameye göre, Ülger, Aykut Saka’nın içinde bulunduğu durumdan yararlanarak hakkında disiplinsizlik nedeniyle soruşturma açtırdı. Soruşturmanın kapatılması karşısında istedikleri kişilerin Fethullah Gülen grubuna mensup olduğu şeklinde yazı yazarak imza attırdı.
ÜLGER:Mehmet Ülger, polise yönelik hukuksuz operasyonda tutuklanan Yurt Atayün’ün kendilerine yönelik soruşturmayı yürütmüş olmasına dikkat çekiyor.
GERÇEK:Zirve Yayınevi cinayetleri Ergenekon kapsamında devam eden davalardan biri. Delillerle cinayetin Ergenekon eylemi olduğu netleşti. İlker Çınar’ın Savcı Zekeriya Öz’e ifade vermesiyle soruşturma yeni bir boyut kazandı. Öz, dosyayı olay yeri olan Malatya’ya gönderdi. Asıl soruşturma burada yapılarak iddianame hazırlandı. İstanbul polisi, soruşturmanın sadece bir bölümünde görev aldı.
ÜLGER:Cinayetlerin tam ortasında PDY var. Cinayetleri işleyenler daha önce PDY’nin Malatya’da Nurs Apartmanı’ndaki evinde iki ‘paralel abi’ tarafından eğitiliyor.
GERÇEK:‘Adıyaman’ kod isimli tanık, 2007 Ekim ayında Malatya İnönü Üniversitesi eski Rektörü Fatih Hilmioğlu’nun başörtüsü yüzünden bizzat Mehmet Ülger tarafından verilen emirle öldürüleceğini anlattı. Tanık, Ülger’in kendisine suikast için uzun namlulu silahın gömüldüğü mağarayı söylediğini ifade etmişti. Polis, silahı bulunduğu yerden çıkarmıştı.
ÜLGER:Cinayetten sonra PDY abisi Mehmet Ali Badak, Aykut’a sahte ihbar mektubu yazdırmaya çalışıyor, bu işi Ülger ve şu kişiler yaptı diye. Aykut kabul etmiyor. Ve gidip 2’nci Ordu Askeri Savcılığı’na şikâyetçi olup durumu anlatıyor.
GERÇEK: Mütalaaya göre, Ülger ile Binbaşı Haydar Yeşil, cinayetlere ilişkin kendileri hakkında ‘olayın azmettiricileri’ şeklinde haberler çıkması üzerine eski uzman çavuş Aykut Saka hakkında soruşturma açtırarak kendi el yazılarıyla bazı jandarma personeli hakkında ‘cemaatçi’ diye fişleme notu düzenleyerek imza attırıyor. Ülger ve Yeşil basında kendileri hakkında çıkan haberlerin de bu kişiler tarafından yaptırıldığı yönünde belge hazırlıyor. Saka’nın mahkemeye verdiği savunmada, bazılarını kendisi dahi okumadan imzalattırdıkları anlatılıyor. Saka’nın ayrıca askeri savcılığa ifade vermeye gittiğinde Mehmet Ali Badak ismini vermeye zorlandığı, Gülen cemaati ile ilgili isimleri geçen şahısları tanımadığını söylediği ifade ediliyor.
MEHMET ÜLGER’İN ÇELİŞKİLERİ
Mehmet Ülger, Akşam’a verdiği röportajdaki iddiaların büyük bölümünü daha önce duruşmalarda dile getirmişti. Mahkeme tarafından itibar edilmeyen bu iddiaları çürüten onlarca delil dosyada mevcut. Ülger’in ortaya attığı asılsız iddialar ile dosyaya giren hard diskte yer alan ve Ülger tarafından hazırlandığı iddia edilen sahte belgelerin benzer olmaları dikkatlerden kaçmıyor. Bu durum, sahte belgelerin Ülger tarafından üretildiği iddiasını güçlendiriyor. Tutuklu sanıklardan Binbaşı Haydar Yeşil’in kayınbiraderi, geçen yıl mahkemeye bir hard disk teslim etmişti. Dava dosyasına da giren harddiskten sonra Hurşit Tolon’un da aralarında olduğu 4 kişi daha tutuklanmıştı. Hard diskte, birçok sahte belge ele geçmişti. Bu hard diskin Ülger tarafından Haydar Yeşil’e saklaması için teslim edildiği belirlendi. Cihazda, cinayetlerin Hizmet Hareketi’ne ve AKP’ye yıkılması için hazırlanan sahte deliller ve Ülger’in ses kayıtları bulundu.