İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İstanbul Sözleşmesi'ni hatırlatarak; "Benim hayalimdeki Türkiye’de bir kadına elini uzatan o alçağın elinin kırıldığı bir Türkiye var” dedi. Akşener '2021 reformu' için ise "Sayın Erdoğan'a tavsiyem; hemen en hızlı biçimde iyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter sistem için memleket masasını toplamasıdır" değerlendirmesini yaptı. 

Meral Akşener, İstanbul - Beşiktaş İskele Meydanı'ndaki Kadın Emeği Pazarı'nı gezdi.

Akşener ve orada bulunan kadınların, bir yıl içinde öldürülen 385 kadını temsilen boyunlarına siyah tülbent taktıkları ve yüzlerinde İstanbul sözleşmesini uygula yazılı maskelerin olduğu dikkat çekti. 

Gazetecilerin sorularını cevaplandıran Akşener, yaptığı açıklamada artan kadın cinayetleri ve şiddeti eleştirerek, İstanbul Sözleşmesi’nin hükümlerinin derhal uygulamaya koyulması gerektiğinin altını çizerek, “Benim hayalimdeki Türkiye’de bir kadına elini uzatan o alçağın elinin kırıldığı bir Türkiye var” dedi.  

Konuşmasında yeni yıldan beklentilerini dile getiren Akşener, “İnşallah 2021 ülkemize ve dünyaya geçtiğimiz yıla göre daha sağlıklı sıhhatli, mutlu huzurlu bir yıl getirir. Milletimiz açısından özellikle gençler ve çocuklar, kadınlar açısından geçtiğimiz yıllara göre çok daha mutlu olduğumuz, onlar adına endişelenmediğimiz bir yıl olur diye ümit ediyorum. Dış politikada inşallah kavganın gürültünün yerini barış alır huzur alır. Bizim coğrafyamız ekonomik coğrafya diye tanımladığımız bir coğrafya, komşularıyla iyi geçinen, kavga etmek yerine ticaret yapabilen, vatandaşının gelirini artırabilen bir dış politikaya 2021’de sahip oluruz diye dua ediyorum” dedi.  

Cumhurbaşkanı’nın yılbaşı mesajında özellikle ekonomi mesajları ön plandaydı, 2021 için yeni reformlardan bahsetti siz nasıl değerlendireceksiniz? Sorusunu Akşener şöyle yanıtladı:

“Sayın Erdoğan’ın ağzından reform çıktığında kendisine parmak sallanıyor, cıs deniliyor. Dolayısıyla reform konusunda; gerek ekonomide gerek hukuk alanında reforma gerçekten ihtiyaç var ama bu yapılabilir mi böyle bir ümidimiz yoktur. Çünkü partili cumhurbaşkanlığı sistemi maalesef bütün sistemi kilitledi. Tek bir kişinin iki dudağı arasında her türlü kararın verildiği bir süreç bu. Milletin sesinin meclise yansımadığı, milletvekillerinin hiçbir kıymeti harbiyesinin kalmadığı, seçilmişin seçene karşı görevlerini yerine getiremediği, atanmışların seçilmişleri tahkir ettiği bir sistemde yaşıyoruz. Bütün bu ekonomide ve hukukun üstünlüğü adalet anlamında reform ya da iyileştirme söz konusu olacaksa Sayın Erdoğan’a tavsiyem hemen en hızlı biçimde iyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter sistem için tarafları biraraya toplaması, bizim önerdiğimiz memleket masasını toplamasıdır. Milletimizin nefes alabilmesi için behemahal güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş yapılmasının sağlanmasıdır. Buradan ümidin var mı diye sorarsanız, ümidim yoktur. İnşallah biz İYİ Parti olarak bu konuda üzerimize düşeni yapacağız ve ilk seçimde bu sisteme dair vatandaşımız tepkisini ortaya koyacak, bu sisteme geçmiş olmanın cevabını milletimizden alacaklar ve bedelini sandıkta ödeyecekler diye düşünüyorum ve buna inanıyorum.

Akşener, Sayın Cumhurbaşkanı’nın sanatçılar için yaptığı konuşma tartışılıyor. Siyasi polemiklerden uzak sanatçıları tasfir etti siz nasıl değerlendireceksiniz? Sorusuna Atatürk’ün bir sözünü hatırlatarak cevap verdi: “Efendiler herşey olabilirsiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz herşey olabilirsiniz ama bir tek şey olamazsınız, sanatçı olamazsınız. İçinizde yoksa, özgür değilseniz sanatçı olamazsınız. Onun için Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu sözünü hatırlatmakla yetineyim.”

Akşener, İstanbul sözleşmesi ve kadına şiddet konusunda düşüncelerinin sorulması üzerine kadına şiddeti ve şiddet karşısında hiçbir şey yapılmıyor olmasını eleştirerek şunları söyledi:  

“Bugün İstanbul Kadın Politikalarından sorumlu il başkan yardımcımızın organizasyonu ile bu boynumuzdaki siyah tülbentleri dağıttık. Bu bir yılda öldürülen katledilen kadınlarımızı sembolize

ediyor. Bir günde bir kadını oğlu, bir kadını kocası, bir kadını iddiaya göre arkadaşı vahşi bir biçimde katlettiler. Ben özellikle akademisyen arkadaşımızı da andığım bir tweet attım, mesajımdan sonra sustum bakalım ne olacak diye. Ama bol bol konuştu adamlar eylem sıfır, konuştular, bağırdılar ortada bir şey yok. Buradan sizler aracılığı ile kadınlarımıza sesleniyorum, bu adamlardan bir şey çıkacağı yok laf çok icraat yok, dolayısıyla biz kadınlar birbirimize sarılmak zorundayız. Benim hayalimdeki Türkiye’de bir kadına elini uzatan o alçağın elinin kırıldığı bir Türkiye var. Bir kadına uzanan ellerin kırıldığı bir Türkiye’yi birbirimize ellerimizi tutarak, sarılarak kadınlar başarmak zorundayız. Eğer bu bol bol konuşup icraat yapmayan adamlardan beklersek pek çok kadın öldürülmeye, şiddet görmeye devam eder. Gördüm ki, ancak söz vardır. İşte İstanbul sözleşmesi üzerinden bir kavga başlatılmıştı. Bugün sizin aracılığınızla İstanbul sözleşmesi üzerinden kavgayı bir kenara koyup İstanbul Sözleşmesi’nin hükümlerinin uygulamaya derhal konulmasını talep ediyorum. Katledilen bütün kadınlarımıza huzurunuzda rahmet diliyorum ama onun ötesinde onların manevi huzurunda her birinden hiç parmağını kıpırdatmayan bu adamlar adına özür diliyorum.”