Aksiyon İş'ten kayyımlara çağrı: Hukuksuzluğa ortak olmaktansa çekilin

Aksiyon İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Aksiyon İş) Vedat Öztürk, ağır ekonomik tablo ortadayken, istihdama ciddi katkılar sağlayan şirketlere saldırmanın doğrudan ülkeye saldırmak anlamına geleceğini vurguladı. Öztürk, "Bu nedenle, siyasi iktidarı da ülkemizin kalkınmasına katkı sağlayan şirketlere hiçbir makul gerekçe olmaksızın kayyımlar göndererek zulmetmekten vazgeçmeye, Kaynak Holding ve Koza-İpek Grubuna gönderilen kayyımları da geri çekmeye çağırıyorum." dedi.

Bugüne kadar defalarca yapılan denetimlerden yüzünün akıyla çıkmasına rağmen Kaynak Holding'e ait tüm şirketlere kayyım atanmasına tepki gösteren Vedat Öztürk, yazılı değerlendirmesinde, "Ticaret hukukumuzda, kayyımların görev ve yetkileri açık ve net şekilde tanımlanmış, tarif edilmiştir. Kayyım, atandığı şirketin malvarlığını yönetmek, işletmek, bakım ve onarımlarını yaptırmak, hatta işgal ve tecavüzlere karşı korumakla yükümlüdür. Görevlendirilen kayyım, yasal çerçevede görevini ifa etmeli, hiçbir surette yetki sınırlarını aşmamalıdır. Aksi takdirde, görevlendirildiği kurumu işgal ve tecavüzlere karşı koruması gerekirken, kendisi işgalci, gaspçı ve tecavüzcü konumuna düşerek, ağır bir suç işlemiş olur." ifadelerini kullandı.

Öztürk, kayyımın bir görevi de yetkilendirildiği ticari işletmenin faaliyetlerini azami kar gözeterek sürdürmek ve muhtemel zararlara karşı gerekli önlemleri almak olduğuna dikkat çekerek, bu bakımdan, herhangi bir ihmal, görevi kötüye kullanma ya da başka maksatlarla şirketi zarara uğratmanın da suç olduğunu hatırlattı. Aksiyon İş Genel Başkanı, "Kayyımlar, işyerinin sahibi değil sadece işletme yetkisi kullanmak üzere görevlendirilmiş kişilerdir. Bu nedenle, özellikle mülkiyeti ilgilendirecek hususlarda, hiçbir keyfi tasarrufta bulunamazlar. Çünkü kayyım görevlileri de statüleri itibariyle şirket sahibinin bir çalışanı durumundadır." uyarısında bulundu.

"VİCDANLARDA YARGILANIR VE MAHKUM OLURSUNUZ"

Kayyum olarak görevlendirilen kişilerin, yapacakları her uygulamanın ve kullanacakları her yetkinin hesabını, hem hukuken hem de ticari prensipler açısından vermek zorunda olduğunu dile getiren Vedat Öztürk, şöyle dedi:
"Doğacak her türlü maddi-manevi zarardan, marka yıpranmasından ve itibar kaybından mesul olacağından, firmadaki temel işleyiş, çalışma düzeni ve çalışanlara ilişkin de keyfi uygulamalarda bulunamaz. Kaynak Holding'in bütün şirketlerinde örgütlü bulunan Aksiyon İşçi Sendikaları Konfederasyonu olarak, buradan kayyum olarak atananları uyarıyoruz: Sakın yetki sınırlarınızı aşarak suç işlemeyin. Başta atanmanız olmak üzere, size verilecek her türlü görevi hukuk terazisinde tartın ve hiçbir hukuksuz talimatı yerine getirmeyin. Hukuksuz bir icraatın ortağı olmaktansa, gerekirse onurunuzla görevi bırakın ve kayyımlıktan çekilin. Yapacağınız, her uygulamanın yakın takipçisi olacak ve hiçbir hukuksuz icraatınıza müsamaha göstermeyeceğiz. Atacağınız her adımın hesabını, hukuk önünde vereceğinizi unutmayın. Aksi takdirde, başta geçici olarak görev yatığınız kurum olmak üzere, ülkemizin ekonomisine darbe, Anayasa ve yasalarımızın güvencesi altında olan hür teşebbüse, emeğiyle geçinen binlerce insana darbe vurmuş olursunuz. Hiç kimsenin, nereden ve kimden talimat alırsa alsın, kayyım marifetiyle bir holdingi ya da şirketi batırma, yok etme, ele geçirme hakkı yoktur."

Kaynak Holding, bünyesinde 8 bini aşkın emekçinin çalıştığına dikkat çeken Öztürk, "Çoğunluğu konfederasyonumuza bağlı sendikalarımıza üye olan bu emekçi kardeşlerimizin bütün hak ve hukuku bize emanettir. Bu emaneti korumak, yalnız sendika olarak bizim değil, hukuki bir görev ifa etmek üzere yönetimde bulunan sizlerin de boynuna bir borçtur. Sakın işten çıkarma ya da başka yöntemlerle bu insanların ekmeğiyle oynamaya, onları incitmeye kalkışmayın. Aksi takdirde, yalnız ulusal ve uluslararası hukuk önünde değil, tarih önünde ve milletin vicdanında da yargılanır ve mahkum olursunuz." hatırlatmasını yaptı.

"İSTİHDAMA CİDDİ KATKILAR SAĞLAYAN ŞİRKETLERE SALDIRMAK DOĞRUDAN ÜLKEYE SALDIRMAKTIR"

Öztürk, "Ülkemizde ekonomik güven ortamını dinamitleyen her türlü hukuksuzluğun faturası, eninde sonunda ülkenin tamamına, başta da emekçilere çıkmaktadır. Sadece son bir yıl içinde 70 milyar dolar civarında yabancı sermaye ülkemizi terk etmiştir. Son yıllarda yurt dışına çıkan yerli sermaye de buna eklendiğinde, ülkemizin kaybı 100 milyar doları bulmaktadır. Bunun neticesi olarak on binlerce, hatta yüz binlerce emekçi işini kaybetmiş, işsizlik rakamları resmi kayıtlara göre temmuz-ağustos-eylül döneminde, yüzde 10,1'e yükselmiştir. Reel işsizlik ise bunun iki katını geçmiştir." bilgisini aktardı.

Bu ağır ekonomik tablo ortadayken, istihdama ciddi katkılar sağlayan şirketlere saldırmanın doğrudan ülkeye saldırmak anlamına geleceğini kaydeden Öztürk, "Bu nedenle, siyasi iktidarı da ülkemizin kalkınmasına katkı sağlayan şirketlere hiçbir makul gerekçe olmaksızın kayyımlar göndererek zulmetmekten vazgeçmeye, Kaynak Holding ve Koza-İpek Grubuna gönderilen kayyımları da geri çekmeye çağırıyorum." dedi. CİHAN
19 Kasım 2015 14:12
DİĞER HABERLER